GündemBoğaz’da gölgeler var

Boğaz’da gölgeler var

01.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

60’lı yıllarda İstanbul’daki Baylan Pastanesi’nde gerçekleştirilen gizli toplantıların detayları gün yüzüne çıktı... Ustaların gizemli toplantılarında sızmalara karşı “Boğaz’da gölgeler var” parolasını kullandıkları öğrenildi

Boğaz’da gölgeler var

Duayen gazeteci ve yazarların 60’lı yıllarda İstanbul’daki Baylan Pastanesi’nde gerçekleştirdikleri gizli toplantılar gün yüzüne çıkartıldı. 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi’nin son sayısında “İstanbul’un Yitik Hafıza Mekânları” başlıklı araştırma yazısı kaleme alan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Turgay Anar, aralarında Attilâ İlhan, Hasan Pulur ve Demirtaş Ceyhun’un da olduğu 40 gazeteci-yazarın toplantılarını anlattı.
“Baylan’ın Papası” lakaplı Attilâ İlhan önderliğinde gerçekleştirilen ve dönemin sosyalist aydınlarının katıldığı toplantıların emniyet tarafından takip edildiğini belirten Anar, Baylancılar adı verilen grubun sızmalara karşı kendi aralarında “Boğaz’da gölgeler var” parolasını kullandıklarına dikkat çekti.
‘Gençleri büyülüyordu’
Anar, yazısında Baylan buluşmalarını şöyle anlattı: “Beyoğlu Baylan Pastanesi’nin 1950-1960’lı yıllardaki müdavimleri arasında Attilâ İlhan, Hasan Pulur, Yılmaz Gruda, Oktay Akbal, Behçet Necatigil, Fikret Hakan, Demirtaş Ceyhun, Erol Günaydın, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Haldun Taner, Cemal Süreya, Salah Birsel, Peyami Safa, Ahmet Oktay, Fethi Naci, Hilmi Yavuz, Ülkü Tamer, Leyla Erbil, Metin Erksan, Yılmaz Güney, Arif Keskiner, Doğan Hızlan gibi isimler yer alıyordu. Baylan’ı bir edebiyat mahfili haline getiren Attilâ İlhan’dı. Ahmet Oktay, sohbetleri nedeniyle İlhan’a “Baylan Papa”sı lakabını takmıştı. Attila İlhan, çevresine toplanan çoğu genç sanatçıyı büyülüyordu. Aralarında Ahmet Oktay, Yılmaz Gruda, Demir Özlü, Fikret Hakan gibi isimler vardı.”
Baylancıların sadece edebiyat ya da kültür sanat sohbetleri değil aynı zaman protesto faaliyetlerine de katıldıklarını belirten Anar, şunları belirtiyor: “En önemlisi Tepebaşı Dram Tiyatrosu’nda Türk Edebiyatçılar Birliği’nin 1956’da tertip ettiği toplantıyı sabote etmekti. Toplantıda planlar yapılmış ve nihayet protesto için herkes yerini aldıktan sonra Behçet Kemal Çağlar, kürsüdeyken ‘yuh’ sesleri ortalığı karıştırmıştı. Bir süre sonra Baylan’ı sadece aydınlar değil ‘görevliler’ de doldurmaya başlamıştı. Baylan Pastanesi, bu eylemin olumsuz etkisiyle emniyet görevlilerinin gözetledikleri bir mekân haline gelmişti. Hasan Pulur bir gün gazetesinin ortasındaki delikten arkadaşlarının masasını izleyen görevliyi fark edince, kendisinin de bir görevli olduğunu sonradan öğreneceği kişiyle bu adamı dövmüştü. Baylancılar, aralarına yabancıları almamak için parola tespit etmişlerdi. ‘Boğaz’da gölgeler var’ parolasını söylemeden masaya çökmek isteyen çıkarsa, herkes ağzını sıkı tutardı. Pastane, 1967’de kapanınca buluşmalar sona erdi.”

Kadıköy’dekini küçük oğlu açtı

Anar, ‘Loryan’dan Baylan’a dönüşen mekanın geçmişi hakkında şu bilgileri verdi: “Epir asıllı Rum Filip Lenas, Beyoğlu Deva Çıkmazı’nda ilk pastanesini 1923’te açtı. Pastanenin adını, Fransızca L’Orient olan ‘şark’ kelimesinin okunuşundan alan ‘Loryan’ koydu. 1928’de İstiklâl Caddesi’ndeki Luvr Apartmanı’nın zemin katında Baylan Pastanesi açıldı. Kadıköy Baylan 1961’de baba Lenas’ın küçük oğlu Minas Lenas tarafından kuruldu.

Anar, 2015’te yitirdiğimiz gazetemizin köşe yazarlarından Hasan Pulur’un toplantıların müdavimlerinden olduğunu söyledi.

Anar, toplantıların “Baylan’ın Papası” lakaplı usta yazar Attilâ İlhan’ın önderliğinde gerçekleştirildiğini belirtti.