21.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
NİL KURAL - MİLLİYET CANNES FİLM FESTİVALİ'NDE
Ünlü Amerikalı yönetmen Abel Ferrara’nın ‘Welcome to New York’u 67. Cannes Film Festivali’nin kulislerine sızsa da programda yer almayan bir film. Festival sırasında Fransa galasını yaptığı için uluslararası basın tarafından görülebilen film, eski IMF başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın bir otel çalışanını taciz ettiği iddialarının yarattığı skandalı konu alıyor. Strauss-Kahn’dan yola çıkan karakteri tecrübeli aktör Gerard Depardieu’nün canlandırdığı film, ham ve sert üslubuyla dikkat çekti. Sadece sinema profesyonellerinin değil, Strauss-Kahn’ın da dikkatini çekmiş olmalı ki filme dava açacağı haberi de gösterimden bir gün sonra basında yer aldı. Bir yuvarlak masa söyleşisinde bir araya geldiğimiz Ferrara ile filmini, davayı ve filmin Cannes’a kabul edilmemesini konuştuk; söz sık sık Ferrara’nın hakkında bir film çektiği İtalyan yönetmen Pier Paolo Pasolini’ye de geldi.
Dava konusunda ne düşünüyorsunuz?
Dürüst bir adamım. Düşünce ve ifade özgürlüğümden bir birey olarak ödün verecek değilim. Filmimi gösterip onun hakkında konuşmak için buradayız. Konuşmalarımı da kısıtlayamam. Pasolini sette geçirdiğinden daha fazla zamanı mahkeme salonlarında geçirdi. İtalyan sanatının en önemli eserlerinden olan Pasolini filmlerinin negatiflerini bile yaktılar. Ama hayat bu. Davaya hiç gerek yok zaten kendi problemlerim bana yetiyor. Ama her şey olacağına varır, ne yapalım. İlerde Dominik’in kim olduğunu bilmeyen nesiller geldiğinde bile bu film ve Gerard’ın performansı ortada olacak.
Cannes’da gösterilmesi için ‘Welcome to New York’u yeniden kurgulamayı kabul etmediğiniz konuşuluyor.
Bakın Pasolini, ifade özgürlüğü için bir plajda can veriyor, ben serserinin teki beğenmedi diye neden filmimi keseyim. Beğenmediysen senin festivalin göstermezsin olur biter. Herkes kendi yorumunu yapsın. Yönetmenler size anlatıyor mu bilmem, sürekli filmlere karışıyorlar. Festivalin afişine ‘8 1/5’dan bir kare koyuyorsunuz. Her filmden daha fazla yaratım özgürlüğünü savunan bir filmden... Diğer yandan yönetmenlerden değişiklik istiyorsunuz. Madde madde yazıyor şu değişsin bu değişsin diye. Bir filmi göstermek için smokinler ve ona uymayan ayakkabılar giyen insanlara ve kırmızı halı törenlerine ihtiyaç var mı? Umarım ki yok.
Strauss-Kahn’dan yola çıkan karaktere farklı bir isim vermenizin nedeni nedir?
Film, tamamen onunla ilgili değil, belgesel de değil. Dava konusunda biraz da hayal görüyor. Zeki bir adam, neden anlamıyor bilmiyorum. ‘Bad Lieutenant’ın yola çıktığı karakter film çekilirken setteydi. Strauss-Kahn kadar parlak olmamasına rağmen filmin film olduğunu anlamıştı. Kurgu sonuçta. ‘Korkak Robert Ford’un ‘Jesse James Suikasti’ne giderken kimin umurunda Jesse James’i kimin vurduğu? Bu filme giderken kovboy filmi izlemeye gidiyorum.
Gerard Depardieu ile çalışmak nasıldı?
Büyülü bir aktör, komik de. Gelenekten geliyor, harika yönetmen ve aktörlerle çalıştı, o birikimi hissediyorsunuz. Tutkulu biri Sete ilk gelen kişiydi hep.
Pasolini filminiz hangi aşamada?
Bitti. Son kurgudayız. Venedik çok sevdi, büyük ihtimalle orada gösterilecek.