25.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ege Doğaç Erdoğan - Son günlerin konuşulan dizisi ‘1899’ okyanus ötesi yolculuk yapan bir yolcu gemisinde geçiyor. İlk bölümün bir sahnesinde yolculardan birisi gemi kaptanına “ben hızlı gidebilmek için bu bilete tonla para verdim, 7 gün içinde New York’a ulaşacağımız garantisi verilmişti!” diye serzenişte bulunuyor. Evet, yazım hatası yok, Avrupa’dan Amerika’ya ulaşmak en iyi ihtimalle 1 haftayı buluyordu o tarihlerde.
Amerikalı Wright kardeşlerin insanlığın geleceğini tamamen değiştirecek keşfiyle seyahat etmek bambaşka bir anlama büründü. Atatürk’ün dediği gibi istikbal göklerdeydi. Seyahat süreleri dramatik bir biçimde kısalırken, dünya giderek küçülmeye başladı. 1960’larda uçakla seyahatin zirveye ulaşması sonucunda daha hızlı, daha konforlu uçuş deneyimlerine ihtiyaç duyuluyordu. Nihayetinde 1967’de Amerikan Boeing şirketi 747 jumbo jetin üretimine başladı. 1969 yılında ilk yolcu uçuşunu gerçekleştiren Boeing 747, 53 yıl sonra bu ay son kez üretim bandından geçti, ve artık başka 747 üretilmeyecek.
‘Citius, altius, fortius’
Modern olimpiyatların ‘babası’ sayılan Pierre de Coubertin, slogan olarak ‘citius, altius, fortius’ (daha süratli, daha yükseğe, daha kuvvetli) ibaresini benimsemişti. İnsanlık bu üç olguyu gerçekleştirebilecek teknolojiyi elde etse de şu bir gerçek ki sınırlı kaynakları verimli bir şekilde kullanmak zorunda; bir başka deyişle ekonomik davranmak mecburiyetinde. Günümüz dünyasında artık dört motorlu jumbo jetler verimsiz hale geldi ve havayolu şirketleri iki motorlu uçakları tercih ediyorlar. Yakıt tüketiminin en maliyetli masraf kalemi olduğu göz önünde bulundurulduğunda artık 747 gibi heybetli uçakların üretilmesi pek mümkün gözükmüyor ve bir devir de böylece kapanmış olacak. Concorde model süpersonik uçaklar da benzer sebeplerden dolayı hizmet dışı bırakılmıştı. Teknoloji bize daha hızlı bir şekilde ulaşım sağlamamıza izin verse de, ekonomik ve çevresel kaygılar göklerdeki hayal dünyasından bizi alarak ayağımızın yere basmasını mecbur kılıyor.
Çoğumuz için uçak seyahati bir an önce bitmesini istediğimiz bir ızdırap olabiliyor. Sıkışık koltuklar, daracık tuvaletler, omzumuza başını koyup horlayan yan komşumuz ve pek tabii ki uzun yolculukların olmazsa olmazı sanki boğazını sıkıyorlarmışçasına mütemadiyen ağlayan o bebek. Çoğumuz için diyorum çünkü eğer business ya da first class uçabilen şanslı azınlık arasındaysanız, özellikle 747, keyifli bir seyahat imkanı sunuyor. İlk üretildiğinde kabin ekibinin dinlenme alanı olarak tasarlanan ikinci kat, sonraları first class lounge olarak kullanılmaya başlandı. Boeing 747 şatafatlı hayat yaşayanların bir tercihi haline gelmişti, ünlüler hatta kraliyet ailesi mensupları tarafından kullanılıyordu. 1973 yapımı “Yaşamak İçin Öldür” James Bond filminde de 747’nin lüksüne atıfta bulunulmuştu.
Haksızlık etmemek gerek, ekonomi sınıfında uçmak da Titanik’de yolculuk etmekten çok daha iyiydi. İlk defa kabin içindeki ekranlardan film izlemek mümkün oluyordu. Sonuç itibariyle Boeing 747 hava yolu ulaşımında çığır açan bir model olarak tarihe geçti. 21. Yüzyılın ilk çeyreğini doldurmamıza az kaldığı bugünlerde insanlığın ulaşım için bundan sonraki büyük adımı Jetgiller’deki gibi uçan arabalar mı, Elon Musk’ın hayalindeki super hızlı tüneller mi bilemiyoruz ama sanırım kesin olan bir şey var ki o da içinde bulunduğumuz araç her ne olursa olsun, harekete geçtikten sonra, sınıfları birbirinden ayıran o perdenin görevliler tarafından çekilmeye devam edileceği.
‘Airforce One’ kullanımda
ABD Başkanı’nın içinde bulunduğu her uçak, “Airforce One” olarak adlandırılır. Özel olarak başkan için dizayn edilmiş olmasına ihtiyaç yoktur, ancak tabii ki sadece başkanın kullanımına özel olarak tasarlanmış modeller de bulunmaktadır. Mevcut ABD başkanı Joe Biden da modifiye edilmiş bir 747 ile uçuyor. 12 bin kilometreden daha uzun menzile sahip bu uçak, 100 VIP yolcu kapasitesine sahip. Havada yakıt ikmali yapabilen bu model, kriz anlarında başkanın saatlerce, hatta günlerce güvenli bir şekilde gökyüzünde kalmasını sağlıyor.
Hem kargo, hem yolcu...
Son kez üretilen 747, kargo uçağı olarak kullanılan 747-8 varyantı. Atlas Air tarafından sipariş edildi. 747’nin tasarımcılarından Joe Sutter ‘Smithsonian’ dergisine yaptığı açıklamada hem kargo hem de yolcu uçağı olarak dizayn etmelerinin belki de verdikleri en önemli karar olduğunu söylüyor. 747-8, Boeing’in en yeni 747 modeli ve yolcu taşımakta kullanılan diğer modelleri (747-100, 747 SP, 747-200, 747-300, 747-400) yıllar önce üretimden kaldırılmışken, 747-8, 2022’ye uzanan bir şekilde hayatta kalmayı başarabildi. Yolcu uçağı olarak en büyük 747 filolarına sahip havayolu şirketleri ise British Airways ve Lufthansa. Üretimi durdurulsa da daha yıllarca hizmet vermeye devam edeceği öngörülüyor.