Gündem‘Bir daha gelsem yine aynı hayatı yaşarım’

‘Bir daha gelsem yine aynı hayatı yaşarım’

06.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Mimar, yazar ve gazeteci Aydın Boysan yaptığı işler kadar Türkiye’yi neşeye boğan kişiliğiyle, verdiği öğütlerle tanınıyordu. Boysan dün 97 yaşında yaşamını yitirdi

‘Bir daha gelsem yine aynı hayatı yaşarım’

Samatya’da 1920’lerde bir mahalle düşünün. Kuyumcu Sahak Efendi, oğlu Hagop, piyano akortçusu Fasulyeciyan, kızı Suzi, güzeller güzeli çift gamzeli Talia Hanım, oğlu Orhan Boran, Narlıkapı Tiyatrosu’nda Shakespeare ve Molière oyunları oynanıyor. Mahalle sakinlerinden muhasebeci Esat Boysan’ın karısı öğretmen Nevreste Hanım, oğluna sürekli ders çalıştırıyor. Oğlu yani Aydın Boysan bunları hafızasına kazıyarak büyüyor. Dünyayı gezecek, binalar yapacak, kitaplar yazacak, en önemlisi de o mahalleyi gençlere anlatacak, hepimizin hafızası olacak. Ki bizler de bilelim, Atatürk İstanbul’da denize nasıl girerdi, farklı kültürler nasıl bir arada yaşardı ve hatta mutluluğun sırrı neydi?

Haberin Devamı

Dün çoklu organ yetmezliği sebebiyle 97 yaşında yaşamını yitiren Aydın Boysan, mimarlığı ve yazarlığına sığdırılamayacak neşeli kişiliğiyle tanındığı bir ömür yaşadı. 1939 yılında Pertevniyal Lisesi’ni bitiren Boysan’ın ilk hayali doktor olmaktı. Hatta İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne de yazılmıştı. Ama bir diğer hayali de mimarlıktı. Güzel Sanatlar Akademisi’ne bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Mimarlık Bölümü’ne girdi. Buradan 1945’te mezun oldu. Bir süre sonra kendisinden üç yaş küçük kardeşini 23 yaşındayken verem hastalığından kaybetti. 1949’da ise “Mahallenin en güzel kızı” diye tarif etiği Suzan Boysan’la evlendi. Bu evlilikten bir de oğlu oldu. Aydın Boysan gibi mimar olan Burak Boysan’la birlikte 2012 yılında ‘İki Nesil Bir Şehir’ adlı bir kitap yazdılar. Bu, Aydın Boysan’ın 90’ıncı yaşında 40’ıncı kitabı olmuştu.

Haberin Devamı

‘Bir daha gelsem yine aynı hayatı yaşarım’

‘Hayat seni seviyorum’

1999 yılına dek Türkiye’nin pek çok yerinde mimarlık yaptı. O dönem şimdiye göre az sayıda mimar olduğundan yapıları birçok yere yayıldı. Boysan, Türkiye Mimarlar Odası’nın kurucuları arasında yer aldı, 1957-1972 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ders verdi. 1984-1993 arasında yayın yapan Bas Yayınları’nı kurdu. Daima sanat dünyasıyla iç içeydi. 1989’da Münir Özkul’un kavuğu Ferhan Şensoy’a devrettiği törende konuşma yaptı. 1968’de yine dün kaybettiğimiz duayen oyuncu Münir Özkul’un kavuk devralma törenine de şahitlik etmişti. Boysan aralarında ‘Ne Hoş Zamanlardı’, ‘Paldır Güldür’, ‘Bıkma Yaşa’nın olduğu 34 kitap yazdı, Hürriyet ve Akşam gazetelerinde köşe yazıları yazdı. “Hayat, seni seviyorum” diyen Aydın Boysan’ın karakteri yaptığı mesleklere, işlere sığdırılabilecek gibi, kitaplarıyla sınırlanacak gibi değildi. “Yine gelsem aynı hayatı yaşarım” diyordu.

6 Nisan 2016’da hayat arkadaşı büyük aşkı Suzan Boysan’ı kaybetti. Her konuda sohbet etmekten çekinmeyen Aydın Boysan, bu konuda hiç konuşmak istemediğini söylüyordu karısının ölümü ardından verdiği bir röportajında. Aydın Boysan, elinde rakı kadehiyle muzipçe dil çıkardığı, kocaman gözlükleri ve kocaman gülümsemesiyle unutulmayacak bir portre olarak akıllara kazındı. Boysan dünyayı gezdi, Anadolu’yu tanıdı, güldü, eğlendi, okudu, yazdı, oğlunu yetiştirdi, uzay hakkında bir bilimkurgu romanı kaleme aldı ve belki en güzeli, hepimize rakı içmeyi öğretti. Onu kendi sözleriyle analım: “Unutulmamalıdır ki rakı sofrası saygın bir cemiyettir. Buraya katılan hem bu meclise kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe sahip demektir hem de diğerlerine karşı saygılı olmak zorundadır.”

Haberin Devamı

‘Bir daha gelsem yine aynı hayatı yaşarım’