26.07.2024 - 18:03 | Son Güncellenme:
Gizem ÇORLU-Emirhan YÜZGÜLDÜ/ANKARA (DHA)
Beren Su Bolat, salı günü Sincan ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi 4'üncü Cadde'de sınıf arkadaşının oturduğu apartmana gitti. Beren Su ile arkadaşı, 5 ve 6'ncı katlar arasında duran asansörde mahsur kaldı. İhbar üzerine gelen itfaiyenin çalışması sırasında Beren Su, asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybederken, arkadaşı kurtarıldı.
Beren Su'nun ölümüne ilişkin hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda itfaiye görevlileri hakkında Ankara Batı Başsavcılığı'nca 'Taksirle ölüme neden olma suçlamasıyla' adli soruşturma, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından ise idari soruşturma başlatıldı.
Öte yandan Beren Su ile arkadaşının kurtarılma çalışması sırasında çekilen bir fotoğraf da soruşturma dosyasına girdi. Fotoğrafta Beren Su, iki kat arasında kalan asansörden arkası dönük bir şekilde indiği sırada, kendisini tutması gereken itfaiye personelinin bir elinde termos olduğu görüldü. Beren Su'nun, asansörden indiği sırada alttaki boşluğa düştüğü belirtildi.
BELEDİYEDEN AÇIKLAMA
ABB'den yapılan yazılı açıklamada, "23 Temmuz 2024 tarihinde Sincan ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi'nde bulunan bir binada meydana gelen asansörde mahsur kalma vakasında yapılan kurtarma çalışmaları esnasında meydana gelen üzücü kazada 13 yaşında bir kız çocuğunun hayatını kaybetmesi üzerine; gerek savcılık makamınca gerekse Ankara Büyükşehir Belediyesi ilgili makamlarınca olaya müdahale eden personeller hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştır. Devam eden hukuki süreçler ve açılan soruşturmalar neticesinde ilgili makamlarca üzücü olaydaki sorumluluğun Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde olduğunun tespiti halinde ise tüm yasal işlemlerin hassasiyetle takip edileceğini ve uygulanacağını bildiririz" denildi.
'ELİNDE FİNCAN, İN BEN TUTACAĞIM DİYOR TUTMUYOR'
DHA'ya konuşan Beren Su Bolat'ın dayısı Fatih Büyükata, itfaiyenin ihmali olduğunu ve kurtarma çalışması sırasında çekilen fotoğrafın bunu ortaya koyduğunu söyledi. Büyükata, "Çevredekiler '5'inci kattan değil, 6'ncı kattan açın kapıyı' diyor. ‘Yapacağımız işi bize mi öğreteceksiniz, çekilin kenara biz halledeceğiz' diyor. Açıyorlar, ondan sonra çocuğa 'Hadi in' diyorlar. Çocuğu önce normal sandalyede oturur gibi oturtturuyorlar. Sonra diyorlar ki 'dön arkanı, ağaçtan iner gibi inmeye çalış, biz seni tutacağız' diyor. Normalde tutacakken bir emniyet kemeri bağlaması ya da gerekli güvenlikleri alması gerekir; ama almıyor. Herhangi bir şey yaptığı yok. Elinde fincan, 'dön arkanı, ağaçtan iner gibi in, ben seni sarılıp tutacağım' diyor. Çocuk arkasını dönüp aşağı doğru sarkınca, boşluğa bırakınca tutmuyor. Beren aşağıya düşüyor. Tamamen ihmalkarlık. 6'ncı kattan açsaydı eğer kapıyı sandalyeye dahi gerek kalmayacaktı, rahatlıkla çıkabilecekti. Fotoğrafta gördüğünüz şekilde adam asansörün yüzde 80i yukarıda olmasına rağmen aşağıdan açıyor kapıyı. 'Ben çocuklarla iletişime geçemedim' diye ifade veriyor, 'panikle kendini attı' diyor. Burada panikle kendini atabilme şansı var mı sizce? 'Kucaklarım, ben seni tutarım' diye güven verip, çocuğu kendi üstüne bıraktırıyor. Çocuk da bu şekilde asansör boşuna direkt düşüyor" dedi.
'İFADESİNİN KARŞISINDA BU FOTOĞRAF VAR'
Olayda büyük ihmal olduğunu söyleyen Büyükata, "İtfaiye şoförüne sordum ne oldu? Adam donmuş şekilde söylediği tek cümle şu, 'beyefendi benim hiçbir suçum yok, ben hiç yukarıya çıkmadım inanın.' Psikolojik olarak siz ne anlarsınız? Yani bir suç işlenmiş. İfadesindeki vermiş olduğu yalanın karşılığında bu fotoğraf var. Başka kişilerin canının yanmamasını istiyoruz. Oradan asansör boşluğuna atlama mesafesi yok. Beren, 466 puan olarak mükemmel bir liseyi kazanmıştı. Hatta oturdukları yerden o ilçenin olduğu yakınlarına taşınıp orada ikamet etmenin peşindelerdi. Ama hayat işte bu şekilde çocuğumuzu elimizden aldı. Gözümüzde bir avukat, ileriye dönük mükemmel bir doktordu. Başka canların yanmaması için bizim bütün uğraşlarımız" diye konuştu.