06.07.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
ALEYNA SEVİM - İstanbulAmerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) bağlı İlaç Değerlendirme ve Araştırma Merkezi’nin araştırmasında güneş kremlerindeki 3 kimyasalın, günlük kullanım devam ettikçe kandaki seviyesinin arttığı ve son kullanımdan sonra en az 24 saat daha kanda kaldığını belirledi. Araştırmaya katılıp, oksibenzon, avabenzon ve oktokrilen içeren kremler kullanan kişilerin tümünün kanında yüksek oranda kimyasal çıktı. Araştırma FDA’nın üretici firmalardan inceleme yapmasını istediği 12 kimyasaldan 4’ünü (avobenzon, oksibenzon, ecamsule, oktokrilen) kapsadı. Milliyet, uzmanlarına sordu.
‘Bağışıklığı baskılıyor’
Medical Park Florya Hastanesi Dermatoloji uzmanı Dr. Hasan Alakbarov, güneş koruyucu kremlerin aktif bileşenlerinin kimyasal (organik) ve fiziksel (mineral-inorganik) olmak üzere ikiye ayrıldığını söyledi.
Kimyasal güneş koruyucuların UVB’den yani güneş yanığından koruduklarını vurgulayan Alakbarov, “Ultraviyole yani UV’nin bağışıklık baskılayıcı etkilerini engelleyip engelleyemedikleri tam olarak açık değildir. Fiziksel güneş koruyucular deriden emilmez ve bariyer etkisi sağlar. Kimyasal koruyuculara göre üstünlükleri daha geniş spektrumda UVA ve UVB filtrasyonu sağlamalarıdır” dedi. Hasan Alakbarov, şu öneri ve uyarıda bulundu:
Çinko oksit, titanyum...
“6 aylıktan daha küçük bebeklere FDA’in uyarısına göre güneş koruyucuların kullanılması önerilmemektedir. Gün ortasında bebeklerin güneşe çıkarılmaması, dışarıda bulunmak zorundaysa koruyucu kıyafetlerin giydirilmesi gereklidir. 6 aylıktan büyük bebekler için kimyasal içermeyen çinko oksit veya titanyum oksit gibi mineral filtreler içeren güneş koruyucular kullanılabilir. Giysiler güneş koruyuculara göre güneş ışınlarından korunmada daha etkindir.”
Merdiven altına dikkat
Araştırmalar mevcut güneş kremlerinin bile insan sağlığını olumsuz etkilediğini ortaya koyarken bu kremlerin sahteleri de piyasalarda bulunuyor. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Su Küçük, merdiven altı üretilen sahte güneş kremlerine karşı dikkatli olmak gerektiğini belirtip, şunları dedi:
“Bu kremler aktif olarak ultraviyole A ve B ışıklarına karşı koruyucu içermedikleri gibi tam tersine alerjen ve kanserojen potansiyel yan etkiler taşımakta. Tüketiciler dikkatli ve bilinçli olmalı ve merdiven altı ürün almamalı. Sağlık otoriteleri de denetimler konusunda titizlik göstermeli. Güneş koruyucu kremlerin kullanım amaçları erken dönemde güneş yanıklarından korunmak, uzun dönemde güneşe bağlı yaşlanmadan ve melanom (cilt kanseri) dışı deri kanserlerinden korunmak. Ancak sahte güneş kremleri tam tersine yanıklara, leke oluşumuna ve kansere neden olmakta. İçlerindeki kimyasallar alerjik, toksik ve kanserojen özellik gösterirler.”
UVA ve UVB ışınları...
Ultraviyole A ve B, güneşten çıkarak dünyanın atmosferine giren farklı radyasyon dalga boylarını anlatmak için kullanılıyor. UVA daha çok cildin yaşlanması ve skuamöz hücreli karsinom tipi (dünyada en fazla görülen ikinci cilt kanserleri türü) cilt kanserine yol açan hücre renklenmesiyle ilişkilendiriliyor. UVA, camın ardından güneşlenirken bile cildi etkileyebiliyor. UVB ise güneşte bronzlaşmaya yol açan ve bazal hücreli karsinom adı verilen cilt kanserine ve zararlı melanoma yol açan ışınlar. Güneş kremi kullanıcısını 2 tür radyasyondan da tamamıyla korumuyor. İki tür güneş kremi bulunuyor. Birinde güneş ışınlarını filtrelemek için kimyasal bileşimler, diğerinde ise titanyum dioksit ve çinko oksit gibi, sürüldükten sonra vücutta beyaz bir tabaka bırakan mineraller kullanılıyor. Birçok kişi vücudunda beyaz bir tabakayla dolaşmak istemediği için kimyasal içeren güneş kremlerini tercih ediyor.