31.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul
Balyoz Davası’nda Silivri’de tutuklu bulunan Tanyeri’nin koğuş arkadaşlarıyla avluda volta atarken çekimiş fotoğrafı da kitapta yer alıyor. Soldan sağa: Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tümgeneral Hasan Fehmi Canan, Tuğgeneral Süha Tanyeri, Tümgeneral Abdullah Dalay, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve Korgeneral Mehmet Eröz.
Tanyeri, kumpas davaları olarak tanımlanan süreçte bazı meslektaşlarına sitem ederek şunları söyledi: “Bu süreçte gerçek dostluğun ne olduğunu anladım. Bir zamanlar neredeyse yediğimiz içtiğimiz aynı olacak kadar samimi olduğumuz bir grup arkadaşımız tarafından terk edildiğimizi fark ettim. Bir zamanlar omuz omuza dağda bayırda mücadele verdiğimiz, iyi ve kötü günlerimizi paylaştığımız, kardeşten de öte arkadaş zannettiğimiz bir kısım silah arkadaşlarımızın sadece üniforma arkadaşı olduğunu gördüm. Verecekleri bir emirle ölüme bile gidebileceğimiz bazı komutanlarımızın bu davada pasif kaldıklarını, bazılarının ise bizlere sırt çevirdiklerini gördüm. Ama bunların yanında 7 gün 24 saat bizlerle beraber olan, acımızı paylaşan, en sıkışık zamanımızda bizlere evlerini açabilen, ziyaretimize gelen gerçek dostlarımızı ayırt etme fırsatını buldum.”
‘İstifa etmedi’
Tanyeri, kitabında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Özel’in Balyoz sürecindeki tavrını ise şöyle eleştirdi: “Bu kadar personelin haksız olarak yargılanması karşısındaki sessiz duruşu, görevdeki asker personelin sanıkları ziyaret etmelerine son verilmesi, Genelkurmay Başkanı olmasından sonra ailelerimizin randevu taleplerinin cevapsız bırakılması gibi hususlar nedeniyle sanıkların Necdet Özel’e güvenleri kalmamıştı. Hatta pek çoğu bu nedenlerle kendisine aşırı tepkiliydi. Ekim 2011 tarihinde Hasdal’daki sanıkları ziyaret ettiğinde, ‘kendi metodlarıyla bu konuda mücadele edeceğini, bu nedenle savunmaları uzatmamamızı, bu işi çözemezse diğerleri gibi görevi bırakıp gideceği’ mealinde konuşmalar yaptığı basında yer aldı. Sonuçta 237 kişi ceza aldı ama Özel istifa etmedi. Hatta 15 Temmuz’dan sonra basında yer alan bir ifadesi hepimizi hayretlere düşürdü.”
‘Onu ikna etmek mümkün değildi’
Kitapta en dikkat çeken bölümleri, Silivri Cezaevi’nde yaşananlar oluşturdu. Tanyeri, kendisi gibi Balyoz’dan yargılanan ve beraat eden koğuş arkadaşı emekli Orgeneral Çetin Doğan’la ilgili anısını şöyle paylaştı: “Günümüz sabah 08.00’de sayım ile başlıyordu. Sayımdan sonra beraber kahvaltı yapıyorduk. Bulaşık, temizlik diğer koğuşlarda sırayla yapılıyormuş. Ben buna asla taraftar değildim. Ben bulaşıkları yıkar, genel alanların temizliğini yapardım ama Çetin Doğan General’i ikna etmek mümkün değildi. Her şeyi müşterek yapacağımızı söylüyordu. İlk günlerde utana sıkıla bunu da kabul etmiştim. Daha sonraları zaten yaşantımız normale döndü. Sıra falan gözetmeksizin ikimiz de işlerin bir ucundan tutarak yapmaya başladık.”