06.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gülden Çoktan - Eşiyle sevili olduğu dönemden beri köpek sahiplenmek istediklerini belirten Gülnur Özçetin, evlendikten sonra bu hayalini yerine getirdi. Köpeği Rozzy’e sahiplendirme sayfasında gördüğü antan sonra karar verdiklerini söyleyen “Eşimle bekarken ayrı ayrı köpek sahiplenmek istemiştik ama ailevi durumlardan dolayı pek mümkün olmadı. Evlendikten 3 ay sonra Rozzy’e sosyal medyadan sahiplendirme sayfasında denk geldik. İlgili kişiye hemen mesaj attık. O kadar heyecanlıydım ki karşıdan heyecanım hemen anlaşılıyordu. Görüşmemiz güzel geçti ve ertesi sabah Ümraniye Hekimbaşı Sahipsiz Hayvan Bakımevi’nden kızımızı aldık” dedi.
'Satın almaya karşıyım'
Satın alınarak hayvan sahiplenilmesine karşı olduğunu ifade eden Özçetin, şunları söyledi: “Satın almaya ve satmaya karşıyım. Onların da insanlar gibi duyguları var. Petshoplarda ticaret amaçlı satılan hayvanlar kafeslerde kalıyor ve çok zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor. Bazen aç kalıyor bazen de anne sütünden bile mahrum kalıyor. Sokakta ve barınakta sahiplenmeyi bekleyen canlarımız var. Onların sahipleri değil kahramanları olmalıyız. Bu ticaret döngüsüne katılmamak için satın alma sahiplen düşüncesindeyiz. Altı aydır Rozzy bizimle yaşıyor. Günümüz şartlarını da düşünürsek bazen maddi açıdan da sıkıntılar oluyor. Ama onun size bakışı ve oyunlar oynaması terapi gibi geliyor. Bu hepsinden çok daha önemli. İlk önce sabırlı olmak gerek. Bu süreçte evcil hayvanınız size alıştıkça siz ona alıştıkça anlaşıyorsunuz.”
‘Yürüyüşlerimiz arttı’
Rozzy’i sahiplendikleri günden itibaren fiziksel aktivitelerinin de arttığını söyleyen Özçetin, hayvan sahipleneceklere seslendi:
“Öncelikle sabah ve akşam yürüyüşlerimiz arttı bizi dışarı çıkartıyor. Temiz oksijen almamızı sağlıyor. En sıkıldığımız günlerde bile hadi Rozzy gezmeye gidelim diyoruz. Sokak hayvanlarına karşı daha duyarlıyız. O evladımız gibi. Evcil hayvan sahibi olan insanlar bence daha duygulu ve şefkatli oluyor. Bilmediğini duyguları tadıyorsunuz. Bu çok önemli bir karar. Özellikle apartman dairelerinde yaşayan insanlar çok fazla sorumluluğu göz önünde bulundurmalı. Vicdan, sevgi, merhamet olan bir kişinin altından kalkabileceği bir olay köpek ile yaşamak. Başka bir canlının sorumluluğunu alıyorsunuz ve bu canlı size çok bağımlı. Her an gözünüzün içine bakıyor ve sizi sonsuz seviyor. Bütün şartlarıyla kabul etmeniz gerekiyor."
Öncesinden emin olun
Diğer önemli durum artık sizin bir çocuğunuz oluyor ve masraflarınızı buna göre belirlemeniz gerekli. Hastalıkları, kontrolleri, sağlığı için çok fazla para harcamak zorunda kalabilirsiniz. Tatiller ve gezilerinizde yalnız kalmaması çok önemli. Gerçekten tüm bunları yapabileceğinize inanıyorsanız en yakın dostunuza kavuşacağınıza emin olabilirsiniz. Bu maddeler sizin için zor ise hayvan barınaklarına gidip oradaki köpeklere yardımcı olarak, sevginizi paylaşarak bu sevgi deneyimini yaşayabilirsiniz.”
‘Veterinerlik ücretleri çok yüksek değil’
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, hayvan sahiplenme sürecine ilişkin Milliyet’in sorularını yanıtladı. Birçok hayvan sahibi veteriner hekim ve mama ücretlerinin yüksek olması gerekçesiyle köpeklerini ve kedilerini sokağa bırakırken bazıları da barınaklara teslim ediyor. Hayvan sahibi olmanın çok büyük bir sorumluluk gerektirdiğini belirten ve bir canlının hediye olarak alınmasının yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Arslan, şunları dedi: “Maalesef çocuklarımız isteyince bazen de sevgiliye arkadaşa bir can hediye edilebiliyor. En büyük yanlış burada. Biz, ‘Başka bir canlıyla evinizi paylaşacaksanız, önce eviniz ona uygun mu, gerekli konforu sağlayabilecek misiniz, en azından onun temel ihtiyaçlarını gidebilecek misiniz önce bunlara karar verin’ diyoruz. Çok zor bir karar. Bunların hepsini hesapladıktan sonra gerekirse bir veteriner hekime de danışarak karar vermeli. Rastgele gidiyoruz. Hayvanı alıyoruz. Zorluk oluştuğunda sonra da onu sokağa bırakıyoruz..
‘Destek almıyoruz’
Veteriner hekimler 5 sene de eğitimi bitiriyor. Tıpkı doktorların 5 sene dişçilerin 6 sene yaptığı gibi zorlu bir eğitimden geçiyor. Ve profesyonel bir meslek yapıyor. Herkes bizi devletten veya başka bir yerden destek alan bir kurum zannediyor. Diğerlerinden farklı olarak devletten hiçbir destek almadan sigorta sistemi olmadan kendini geliştiren ve ayakta duran yegane meslek. Her şeyi kendimiz karşılıyoruz. Aylık 25 bin lira gideri olan klinikler var. Hemen her klinik en az ücretsiz olarak 10 sokak hayvanına bakar. Ama bir hayvan için ‘Yerel yönetimlere götürün’ dediğinde sokağa nasıl atarsınız diye suçlamayla karşılaşıyoruz. Veterinerlik ücretleri de çok yüksek değil. İlaca, mamaya, diş malzemelerine yüzde yüze yakın zam geldi. Bazılarında yüzde yüzü geçti. Karşılaştırdığımızda düşük bir ücretle çalışıyoruz.”
‘Sokağa bırakma zorlaşacak’
Hayvanları kayıt altına alacak mikroçip uygulamasıyla artık hayvanların kolayca sokağa bırakılamayacağına da dikkat çeken Prof. Murat Arslan, “Bütün hayvanların 2022’nin sonuna kadar kimliklendirilmesi ve mikroçiplendirilmesi gerekiyor. Ve hızlı bir
şekilde yapılıyor. Bu mikroçip ve karneleri de biz dağıtıyoruz. Bu bakımdan insanlar sokağa hayvanlarını bırakamayacak. Biz o mikroçipten o hayvanın kime ait olduğunu bulabileceğiz. Bunun da ciddi bir cezası var. Sokağa bırakma daha da zorlaşacak” dedi.
Yuvası olmak ister misiniz?
Bağcılar Belediyesi Hayvan Barınma ve Müşahede Merkezi’nde sahiplendirilmeyi bekleyen minik dostlar:
Kömür: 10 aylık, erkek
Kurabiye: 1.5 yaşında, erkek
İstanbul: 3 yaşında Alman Kurdu melezi, kısırlaştırılmış
Kara: 3 yaşında, erkek, kısırlaştırılmış