04.02.2025 - 18:39 | Son Güncellenme:
ANKARA (AA)
Tunç, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu 18. Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, adaletin kapısını çalan her kadının yalnız olmadığını göstermek, onlara uzanan her haksız eli hukukla durdurmak için çalışmalarını tavizsiz ve kesintisiz olarak sürdürdüklerini söyledi.
Kadına yönelik şiddetin kökünü kurutmanın ancak kararlılıkla yürütülen topyekün mücadeleyle mümkün olduğunu belirten Tunç, tüm paydaşların aynı masa etrafında buluşmasının, sonuç alma açısından kıymetli ve zaruri olduğunu aktardı.
Yılmaz Tunç, kadına yönelik şiddetin, insan hak ve onuruna açılmış bir savaş, toplumun vicdanına sürülmüş kara bir leke olduğunu ifade ederek, "Kadına yönelik şiddet, toplumu içten içe çürüten bir kanser, insanlığın kalbinde açılan derin bir yaradır. Çünkü bir kadının sesi kesildiğinde toplumun ruhu da zedelenir. Bir annenin gözyaşı aktığında, insanlık onuru zarar görür, yara alır. Bu yüzden, kadınların haysiyetine dokunan her türlü şiddet karşısında dimdik duruyoruz ve durmalıyız. Kadına yönelik şiddeti, hiçbir bahaneye, hiçbir mazerete sığınmadan, koşulsuz ve tereddütsüz reddediyoruz." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin cezasız kalmaması için hukuk sistemini güçlendirdiklerini kaydeden Tunç, hem mağdur odaklı adalet anlayışını hem de kadına yönelik şiddet faillerinin hak ettiği cezayı alması için atılan adımları kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 23 yılda kadın hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini anımsattı.
Ceza kanunundaki değişikliklerle "kasten öldürme", "kasten yaralama", "eziyet", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarının kadına karşı işlenmesi halini, cezada ağırlaştırıcı neden olarak kabul ettiklerini hatırlatan Tunç, kadına karşı işlenen "kasten yaralama" suçunun, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama nedeni sayılan suçlar arasına alındığını kaydetti.
Tunç, "Duruşmalarda salt iyi hal indirimi alabilmek için kravat indirimi olarak tabir edilen failin duruşmada mahkemeyi etkilemeye yönelik tutum ve davranışlarının takdiri indirim nedeni olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin düzenlemeyi de hayata geçirdik." dedi.
MAĞDURLARA PSİKOSOSYAL DESTEK
Suç mağduru kadın ve çocukların, faillerle bir araya gelmeden, uzmanların desteğiyle özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkan sağlayan adli görüşme odalarını oluşturduklarını anlatan Tunç, şöyle devam etti:
"Bugün itibarıyla 81 ilimizde 165 adliyede, 174 adli görüşme odasında 134 bin 432 adli görüşme gerçekleştirildi. Ayrıca 81 ilimizde kurduğumuz ve sayısı 172 olan adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerimiz, başta çocuklar, kadınlar, engelli ve yaşlı bireyler olmak üzere tüm mağdurların adli süreçte yalnız olmadıklarını hissettirmektedirler. Bu müdürlüklerde, kurulduğu 2019 yılından bu yana 198 bin 746 kişiye bilgilendirme yapılmış, 539 bin 477 sosyal inceleme raporu hazırlanmış, 138 bin 736 dosyada ifadeye katılınmış ve toplamda 1 milyon 744 bin 625 kişiye adli süreçte psikososyal destek sağlanmıştır."
Tunç, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklandığını anımsatarak, belgede, "kadına yönelik şiddete sıfır tolerans" ilkesi doğrultusunda kadın haklarına ilişkin uygulamalar geliştirilmesi ve şiddet mağduru kadınların adalete erişiminin güçlendirilmesinin hedeflendiğini söyledi.
"HAKSIZ TAHRİK" İNDİRİMİ
"Kamuoyunda son zamanlarda yargı kararları üzerinden, haksız tahrikle ilgili verilen kararlar üzerinden bazı tartışmalar ve yakınmalar da söz konusu." ifadesini kullanan Tunç, şunları kaydetti:
"Biz, bu konuda gerek akademisyenlerle, gerek uygulayıcılarla yaptığımız görüşmeler doğrultusunda mevzuatımızdaki haksız tahrik uygulamasıyla ilgili de bir düzenleme ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz ve bu kapsamda milletvekillerimize bir önerimiz olacak. Müebbet hapis cezasını gerektiren bir suçu, haksız tahrik altında işleyene verilecek cezanın alt sınırı şu anda 12 yıl. Bunun 16 yıl olmasını, üst sınır şu anda 18, o 18'in 22 yıl olmasını milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz.
Yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren bir suçu kişi haksız tahrik altında işlemişse şu anda alt sınır 18 yıl, bunun 22 yıla, üst sınırı ise 24 yıl şu anda. Bunun da 30 yıla çıkarılmasını milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. Takdir milletvekillerimizin, Meclisimizin."
Tunç, 2026-2030 yıllarını kapsayacak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planı'na ilişkin önemli faaliyetleri hayata geçireceklerini bildirerek, bu kapsamda saha ziyaretleriyle kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda diyalog toplantıları gerçekleştireceklerini, adli destek müdürlüklerindeki personele kadına karşı şiddetle mücadele konusunda eğitimler vereceklerini anlattı.
Adli görüşme odalarının sayılarını artıracaklarını ifade eden Tunç, mağdurlara yönelik bilgilendirici materyaller hazırlayıp dağıtmaya devam edeceklerini ve tekrarlanan şiddet vakalarıyla ilgili risk analizinin daha etkin yapılmasını sağlayacaklarını belirtti.
Tunç, kadına yönelik şiddet eylemlerinden dolayı hükümlü bulunan kişilere yönelik öfke kontrolü içerikli programlar dahil olmak üzere tüm çalışmaları daha etkin şekilde sürdüreceklerini aktardı.
"TÜRK YARGISININ, HATASIZ KARAR VERMESİ VATANDAŞIMIZIN HAKLI BEKLENTİSİ"
Kadına yönelik şiddetle mücadelede atılan her adım ve yeniliğin ancak adaletin doğru, zamanında ve kararlı uygulanmasıyla anlam kazanabileceğini vurgulayan Yılmaz Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türk milletinin, kendisi adına karar veren bağımsız Türk yargısından beklentisi, tüm mahkemelerimizin kadına yönelik şiddet olaylarında daha hassas olmaları ve vicdanları yaralamamasıdır. Türk yargısının, kadına yönelik şiddet gibi toplumun hassas olduğu konularda hemen harekete geçip hatasız karar vermesi vatandaşımızın haklı beklentisidir. Ancak adaletin, tek bir kararın değil, bir sürecin eseri olduğunu da unutmamak gerekir. Üç dereceli yargı sistemimizde verilen bütün kararlara karşı etkili kanun yolları açıktır. Adalet terazisi, bir hata olsa dahi kendi mecrası içinde eninde sonunda dengeyi sağlayacaktır."