Günden güne hayatının vazgeçilmez bir parçası olan karavan sayesinde farklı bir çevreye ve dünyaya adım attığını söyleyen İstanbul doğumlu Avukat Cem Sinanoğlu, gündelik hayatta yolunun hiç kesişmeyeceği harika insanlarla da tanışma fırsatı bulduğunu söyledi. Sinanoğlu’nun yüksek mimar olan babası sayesinde hem motokaravan hem de çekme karavan deneyimleri olmuş. Mesleği sebebiyle babasının karavan üretim aşamalarında da yer aldığından söz eden Sinanoğlu, babasının üreticilerle bilgi alışverişinde bulunduğunu, bu sebeple de sahip oldukları tüm karavanların üreticilerin de ufuklarını açtığını ifade ediyor. Sinanoğlu, çocukluğundaki karavanlardan günümüze gelen değişimi hatırında kalan bir anıyla şöyle anlattı:
"O zamanlar Türkiye’de ithal karavan çok sınırlı sayıdaydı ve babam gibi meraklı yerli karavan üreticileri kısıtlı imkanlarla üretim gerçekleştiriyordu. Şu an o gün hayal edilen ve denenen sistemler daha ulaşılabilir durumda ve yaygın. Hiç unutmuyorum, annem ile ablam bizim evin önündeki yokuşta kaldırıma çekme karavanımızı iterek yerleştirmeye çalışıyordu. İki kadın için muazzam bir güç ve külfet. Lakin şu an karavanlar uzaktan kumanda ile park edilebiliyor."
'KALIPLAR GERİDE KALDI'
Karavancı profillerinin geçmişteki ön yargıları kırarak ilerlemeye devam ettiğini söyleyen Cem Sinanoğlu, karavancıların hakkındaki "ucuz seyahat peşinde olan, haksız yer işgal eden, çevreyi kirleten" gibi kalıpların hızla geride kaldığının altını çizdi ve ekledi:
"Üstelik kamp ve karavancılığın çok daha geniş bir turist profiline sahip olduğunu gören belediyeler, şehirlerine belediye eliyle kamp alanları kurmaya başladılar. Bunun en işlevsel örneği de Afyonkarahisar Belediyesi. Yerli ve yabancı turizm için inanılmaz bir cazibe ve imkan olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin doğal ve kültürel güzelliği, yabancı karavancı turistleri de inanılmaz cezbediyor."
'SU HARİÇ ŞEHİR ŞEBEKESİNE İHTİYACIMIZ YOK'
Sinanoğlu, şu ana kadarki 4'üncü karavanını kullanıyor. Karavanı Almanya'da üretilen ve siparişle ithal edilen bir karavan. 3 yıl önce 53 bin euro değerinde olan karavan 750 kilogram üzeri ve 8.08 metre uzunluğunda. Karavanın içerisinde yerden ısıtmalı ortam ve su ısıtma sistemi, 70 litre su deposu, büyük üç sistemli buzdolabı, uydu sistemi ile televizyon, fırın, aspiratör, müzik sistemi, duşakabinli ve kasetli klozetten oluşan ayrı banyo alanı, 6 kişilik oturma kapasiteli oturma alanı, bir sabit bir dönüşümlü çift kişilik yatak vasıtasıyla 4 kişilik uyku alanı, uzaktan kumanda ile park sistemi gibi konfora yönelik ek donanımlar yer alıyor. Karavanda her şey LPG sistemi ve güneş enerjisi ile beslenen akü vasıtasıyla çalışırken, Sinanoğlu, "Su hariç şehir şebekesine ihtiyacımız bulunmuyor" diye konuştu.
Herkesin karavancı olabileceğini ancak karavancının doğaya saygılı, komşuluk yapmaya uygun mizaçta ve minimal bir yaşama adapte olmaya istekli olması gerektiğinin önemine vurgu yapan Cem Sinanoğlu, karavan ile ev yaşamının birbirlerinden çok ayrı kavramlar olduğuna dikkat çekiyor. Karavancılığa adım atılmadan önce, karavancı bir tanıdıktan görüş almak, avantajları ve dezavantajları hakkında tecrübe paylaşımında bulunmanın oldukça önemli bir konu olduğunu söyleyen Sinanoğlu, "Türkiye karavancılık konusunda çok hızlı bir atılım yaptı ve gerek mental gerek ise fiziki düzeydeki gelişim aynı hızda yakalanamadığı için bazı aksaklıklar olsa da etrafımızı bilinçlendirerek bunu aşacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Her zaman vurguladığım en önemli husus güvenlik" diyen Cem Sinanoğlu, "Sahip olunan araca ve yaşam tarzınıza göre bir karavan almak çok önemli. Pahalı yahut büyük olan bir karavan her zaman sizin için uygun olmayabilir. İhtiyaçların ve kapasitelerin belirlenerek bir karavan alınması, yolculuk sırasında güvenli seyir etmek, keyif için gerçekleştirilen bir aktivitenin kötü anılarla yer değiştirmesini engelleyecektir" dedi.
'SAHİP OLMAYI DEĞİL, KARAVANDA YAŞAMAYI HAYAL ETMELİ'
Geçtiğimiz aylarda İstanbul Kilyos'ta gerçekleştirilen İstanbul Karavan Festivali’nin, kamp ve karavan severlerin bir araya getirdiğine değinen Sinanoğlu, doğaseverleri hem bir araya getiren hem de eğitici aktiviteleriyle bilgi sahibi yapan bu tarz organizasyonların artması gerektiğine değindi. "Outdoora’nın sponsorluğundaki festivalin ilki gerçekten muazzam oldu" diyen Sinanoğlu, "Çünkü Outdoor'a da kampçıların kurduğu bir oluşum. Bu nedenle tüm ihtiyaçlar düşünülmüştü. Fuar alanı özendirici olsa da asıl deneyimin paylaşıldığı yer fuardaki konuşmacıların sohbetleriyle konaklama alanındaki karavancılardı. Konaklama ile karavancının yaşamı daha çok haberlerde yer almalı. İnsanlar karavan sahibi olmayı değil, karavanda yaşamayı hayal etmeli" şeklinde anlattı.
'KAMP ALANLARI KONUSUNDA EN AZ 2 YILIMIZ DAHA VAR'
Cem Sinanoğlu, ilk karavanını 2019 yılının Mayıs’ında aldı. İlk karavanını alırken neyi, nereden alacağı hakkında ise babası hariç sağlıklı bir bilgi kaynağına ulaşamadı. Çeşitli sosyal medya platformlarında karavancı grupları olsa da karavanı olmayanların da fikirleri olduğunu ve yanlış yönlendirmeler yaptıklarını fark etti.
Pandeminin de etkisiyle karavancılığın tekrar yıldızının parladığını ve büyük ilgi oluştuğunu söyleyen Cem Sinanoğu, bu artışa cevap verecek kamp alanlarının ülkemizde hâlâ eksik olduğunun altını çiziyor. Sinanoğlu, “Yaz zamanı geldiğinde birçok karavancı iyi kamp alanlarında yer bulamıyor yahut sırf yer bulabilmek için altyapı sorunları yaşanan ve alınan bedelin verilen hizmeti karşılamadığı yerlerde konaklamak zorunda kalıyor. Neyseki belediyeler eliyle ve karavancılar vasıtasıyla kamp alanları çoğalmaya ve bir standart oturmaya başladı. Ancak bu düzenin oturması adına en az 2 yılımız daha olduğunu düşünüyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.