13.09.2022 - 12:56 | Son Güncellenme:
Sevda SARIKAYA/DHA
Hukuk fakültesi öğrencisi Murat Bayırköylü, Bakırköy'de 18 Mart 2022'de, bir AVM'nin otoparkında Eczacılık Fakültesi öğrencisi eski kız arkadaşı Yağmur Sönmez'i öldürüp, intihar etmişti. Soruşturmada, Murat Bayırköylü'nün arkadaşı Halil İbrahim Yavuz hakkında, aralarındaki mesajlaşmalar delil gösterilerek, 'Cinayet ve intihara azmettirme' suçundan, hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Halil İbrahim Yavuz, ilk kez hakim karşısına çıktı. Bayırköylü'nün annesi hakim İsmihan Boza ile taraf avukatları duruşmada hazır bulundu. Babası eski Bakırköy Başsavcıvekili Bayırköylü ise sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılmadı.
"MURAT İKİ DEFA İNTİHAR ETMEYE ÇALIŞMIŞTI"
Savunmasında suçlamaları kabul etmediğini, kimseyi azmettirmediğini söyleyen tutuklu sanık Halil İbrahim Yavuz, maktul Murat ile yakın arkadaş olduklarını belirtti. Aralarında herhangi bir husumet olmadığını da söyleyen sanık Yavuz, Yağmur'a ilgi duyduğunu ancak, Murat'tan hoşlandığını söylediği için arkadaş kaldıklarını anlattı. Kendilerine mutluluk dilediğini ve konunun kapandığını ileri süren Yavuz, "14 ya da 15 Ocak gecesi Ecesu beni aradı, Yağmur ile konuştuğunu, Murat'ın intihar etmeye çalıştığını söyledi. Daha sonra Yağmur'u aradığımda Murat'ın bir sitenin 17. katında olduğunu öğrendim. Daha sonra Yağmur'u alıp oraya gittim. Murat aşağıya indi, yanımıza geldiğinde alkollüydü. Ben kendisini uyardım, intihar etmenin mantıksız olduğunu söyledim. Daha sonra Yağmur'u evine bıraktım. Murat'ın ailesine bu durumu söyleyeceğimi Yağmur'a söyledim. Ancak Yağmur, bu olayın büyümemesi için söylemememi istedi. Murat'ta pişman olduğu için ailesine söylemedim. Bir ya da iki gün sonra Yağmur, akşam saat 20.00-21.00 sıralarında beni tekrar aradı. Murat'ın yine intihar etmek istediğini, aynı site ve dairede olduğunu, kendisinin yemekte olduğundan gelemeyeceğini söyledi. Daha sonra arkadaşım Şevder'e ulaştım. Site önünde buluştuk. Murat'ın aşağıya inmesi için telefonla arayıp ikna ettik, aşağıya indi. Sarhoştu, ayakta duracak hali yoktu biz de evine götürdük. Burada Murat'ın annesine intihar etmeye çalıştığını, 17. kattan ev kiraladığını, Yağmur'u takıntı yaptığını, ona ve kendisine zarar vereceğini, tedavi görmesi gerektiğini söyledik. Annesi çok şaşırdı, ilgileneceğini söyledi" diye konuştu.
"ŞAKA OLARAK SÖYLEDİM"
Bu olaydan 2 gün sonra bir AVM'de otururken Murat'ın yanlarına geldiğini belirten sanık Yavuz, otoparkta Yağmur'un arabasını gördüğünü, ona zarar vermek, içini soğutmak istediğini anlattığını iddia etti. Kendisini uyardığını söyleyen Yavuz, "Bu olaydan bir iki gün sonra da Yağmur beni arayıp Murat'ın kendisine araçla çarpmaya çalıştığını ve kaza yaptığını söyledi. Ayrıca Murat'tan bıktığını, tehdit edildiğini söyledi. Ben de polisi aramasını söyledim. Babamın uyarısıyla da Murat ile görüşmeyi bıraktım. Olayın olduğu gün beni karakoldan çağırdılar. Bana mesajlardan bahsettiler, ben bu mesajları hatırlamıyorum. Konuşmadığım arkadaşlarımın mesajlarını sildiğim için, Murat'ın da mesajlarını sildim. Mesajları yazıp yazmadığımı hatırlamıyorum ancak, savcılıkta mesajları okuduğumda birçoğunda Murat'ı yapmaması, vazgeçmesi konusunda telkin ettiğim mesajları gördüm. Ben hakimlikte verdiğim ifadede mesajların bir kısmını hatırladığımı, merminin 2,5 TL olduğunu şaka olarak söylediğimi belirttim. Bu Youtube'da bir komedi vidosudur. Ben Yağmur'u öldürmeye yönelik telkinlerde bulunmadım. Murat'ın intihar etmesini isteseydim iki kez intihardan kurtarmazdım. 6 aydır tutukluyum. Ailemi, annemi, babamı hiçbir sevdiğimi göremiyorum, haksız yere içeri atıldım. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
"HALİL İBRAHİM'İN ELİNDE YAĞMUR'UN KANI VAR"
Maktul Murat Bayırköylü'nün annesi hakim İsmihan Boza, "Ben sanığı ve arkadaşlarını tanımıyordum. Bir kez Murat'ı alkollü vaziyette eve getirdiklerinde tanıştım. Sanık bana Murat'ın bir kız arkadaşı olduğunu, oğluma çok yanlış yaptığını, adının da Yağmur olduğunu söyledi. Bana hiç bir şekilde Murat'ın intihar etmek istediğini söylemediler. Sanığın ve Şevder'in telefon numaralarını aldım. Sanığa ve arkadaşına, 'Anladığım kadarıyla Murat aşk acısı yaşıyor, bunun en büyük tedavisi arkadaştır, onu yalnız bırakmayın' dedim. Bir gün sonra olayı Murat'ın babasına anlattım. Daha sonra sanığı arayıp Yağmur'un numarasını istedim. Olmazsa benim numaramı verebileceğini de söyledim. Ancak bana Murat'a yanlış yaptığı için, Yağmur ile artık görüşmediğini, numarasını da sildiğini söyledi. Ben de, 'İyi bir arkadaş Yağmur'a kızıp numarasını silmiş' diye düşündüm. Sanıktan şikâyetçiyim. Benim bir oğlum vardı. İntihar etmek istediğini bilseydim onu engellemeye çalışırdım. Sanık her şeyi saatine kadar hatırlıyor, mesajları hatırlamıyor. Beni uyarsaydı. En azından oğlumu kurtaramasaydım da, o yavruyu kurtarabilirdim belki. Halil İbrahim'in elinde Yağmur'un kanı var" dedi.
Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, maktul Yağmur ve Murat arasında bir yakınlaşma olduğu, aynı dönemde Halil İbrahim'in de Yağmur'dan hoşlandığı ancak reddedildiği belirtildi. Cinayet ve intiharın yaşandığı 18 Mart tarihinde, bir alışveriş merkezinin kapalı otoparkına aracıyla gelen Yağmur'a, Murat'ın tüfek ile ateş ettiği, daha sonra aracına binerek aynı tüfekle intihar ettiği anlatıldı. Olay sonrası intihar eyleminin gerçekleştiği araç içerisinde 'İntihar mektubu' ibareli bir zarf bulunduğuna da yer verildi. Ayrıca Murat ve Halil İbrahim arasındaki yazışmalarda Murat'ın intihar fikrinde ciddi olduğunu, tüfek aldığını şüpheli Halil İbrahim'e söylediği kaydedildi. Yazışmaların devamında Halil İbrahim'in 'Tüfeği alıp kafana sıkacaksın, Yağmur'da gününü gün edecek, cidden huzurlu olacak mı için. Yani zaten ölmeyecek misin, Yağmur yaşamaya devam edecek. Hazır elinde tüfek var. Yağmur seni bu noktaya getirdi, mutlu mutlu yaşasın mı? İlla kendi kafana sıkacaksan bir tanede ona sık bari. Yağmur işini iyi düşün gideceksen enayi gibi tek gitme" şeklindeki yazışma içeriklerinin teşvik edici olduğu, intihar kararını kuvvetlendirdiğine dikkat çekildi.
Şüpheli Halil İbrahim Yavuz'un 'Tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme', 'Başkasını yönlendirme halinde intiharın gerçekleşmesi', suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile birlikte 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.