29.10.2024 - 06:51 | Son Güncellenme:
AYDIN HASAN
AYDIN HASAN- Döndüğü gün de, Ankara Belediyesi tarafından kendisine Ankara Hemşehriliği mazbatası arz olundu. Mustafa Kemal, 3 gün sonra 5 Ekim 1922’de bir mektup ile Ankara hemşehriliğini kabul ettiğini duyurdu. 5 Ekim aslında, Ankara’nın başkent olacağının gizli ve örtülü ilanıydı. Mustafa Kemal, aslında milli mücadelenin karargahı Ankara’nın yeni devletin başkenti olması kararını vermişti. Ancak bu kararın hayata geçmesi için diplomatik savaşın da kazanılmasını beklemek gerekiyordu.
ABD Büyükelçisi 1927’de atandı
Lozan antlaşması, 24 Temmuz 1923’te imzalanabildi. Antlaşma, TBMM’de 23 Ağustos 1923 tarihinde onaylandı. Ankara, 13 Ekim 1923’te başkent ilan edildi. Cumhuriyetin ilanı için ise özel bir anlamı olan 29 Ekim tarihi beklenecekti. Ancak mücadele burada bitmiyordu. Ankara’nın dünyanın güç dengeleri içinde tam ve gerçek bir başkent olarak kabulü için verilen mücadele 1930 yılına kadar sürecekti. Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara’da yalnızca Afganistan ile Sovyetler Birliği’nin büyükelçiliği vardı. 1922 yılının sonbaharının başında milli mücadele başarıya ulaştı.
Ancak 1925 yılına gelindiğinde, başkent Ankara’da Afganistan ile Sovyetler Birliği büyükelçiliklerine sadece Yunanistan ve Polonya’nın büyükelçilikleri eklenmişti. Aynı yıl İstanbul’da ise 18 devletin temsilciliği vardı. İngiltere başta olmak üzere bir çok devlet Ankara’nın başkent oluşunu kabul edemiyordu. Onların umudu başkentin bu bozkır kasabasından İstanbul’a taşınacağı yönündeydi. 1925 yılında hükümet, yabancı büyükelçiliklere ücretsiz arsa tahsis etme kararı aldı. ABD, Ankara’ya ilk büyükelçisini 1927 yılında atadı. Osmanlı döneminde ABD ile ilişkiler konsolosluk düzeyinde yürütülüyordu.
Diplomatik çalım
1929 yılına gelindiğinde İngiltere, Ankara’da sahip olduğu arsaya bir bina yapmış ancak hala büyükelçiliği Ankara’ya taşımamıştı. İngiltere’nin Ankara’nın başkent oluşuna karşı bu direnişi, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün ustaca kurduğu bir taktik ile yıkılacaktı. Atatürk, 1 Haziran 1929’da Türkiye’deki yabancı büyükelçileri Çankaya Köşkü’nün bahçesindeki partiye davet etti. Oysa Ankara’yı başkent olarak kabul etmede direnen İngiltere’nin Büyükelçisi George Clerk, 3 Haziran’da İstanbul’da Britanya Kralı’nın doğum günü için resepsiyon verecekti. Dönemin ulaşım imkanları içinde İngiliz büyükelçinin, Çankaya’daki partiye katılıp İstanbul’a dönüp resepsiyonu vermesi mümkün değildi.
Atatürk’ün partisine katılmama gibi bir tercih de, dönemin diplomatik ve siyasi koşulları içinde uygun olmazdı. Ancak Ankara’ya davete giderse bu sefer de Kralın doğum günü resepsiyonunu İstanbul’da veremeyecekti. Türk diplomasisinin usta taktiği tutmuştu. Büyükelçi Clerk, o yıl 3 Haziran’da Kralın doğum günü resepsiyonunu istemeye istemeye Ankara’daki İngiliz temsilciliğinde verdi. Resepsiyona; dönemin Meclis Başkanı, Başbakanı ve Dışişleri Bakanı katıldı. Atatürk, resepsiyona Cumhurbaşkanlığı bandosunu gönderdi. Böylece Büyük Britanya’nın Ankara’yı başkent olarak tanımaması inadı ve İstanbul’da diretmesi o yılkı resepsiyon ile fiilen sona erdi. 1930 yılına gelindiğinde başkentte 10 büyükelçilik, 14 elçilik, 3 maslahatgüzarlık olmak üzere 27 ülkenin misyonu vardı.
Tek maddelik yasa
Ankara, 13 Ekim 1923’te Meclis’te kabul edilen tek maddelik yasayla Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti oldu. İsmet İnönü ile arkadaşlarının Ankara’nın “başşehir” olmasını öngören tek maddelik kanun teklifi, 9 Ekim 1923’te Meclis’e sunuldu. Teklif 13 Ekim 1923’te, Genel Kurul’da kabul edildi.