14.11.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU/ANKARA
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU/ANKARA- İlk etapta muhalefetin desteğine ihtiyacı bulunduğu için bir anayasa değişikliğini “beklemede” tutan AK Parti, şimdilik AYM kuruluş kanunda, AYM’nin iç işleyişi, görev dağılımı ve başkanın yetkilerini kapsayan çalışma usul ve esaslarının yeniden düzenlenebileceğine işaret ediyor.
Parti kurmayları, herkesin AYM kararlarına uyma zorunluluğuna dikkat çekerken şu değerlendirmeleri yapıyor:
“AYM kararlarını uyguladığımız oranda hukuk devletiyiz. Ama AYM’nin bir bireysel başvuruyla ilgili ‘burada bir hak ihlâli vardır, gereğini yapın’ demekten ve gerekiyorsa tazminata hükmetmekten öte bir yetkisi bulunmuyor. AYM, mahkemenin kesin kararını ortadan kaldıramaz, kanun koyucu gibi davranamaz, kendini mahkeme yerine koyamaz ve doğrudan bireyi ilgilendiren bireysel başvurularda temyiz incelemesi yapamaz. Buradaki esas hadise herkesin kendi yetki alanına çekilmesidir. AYM kararlarını böyle verdiği zaman ilgili idarenin ya da mahkemenin de AYM’nin hak ihlâli kararının gereğini yerine getirmesi gerekir. Krizin aşılması ancak böyle mümkün olabilir.”
Vekillik düşecek mi?
Yüksek yargıda geçtiğimiz hafta patlak veren gerilimin ardından Atalay ile ilgili kesin hüküm kararının TBMM Genel Kurulu’nda okutulup okutulmayacağı da merak konusu oldu. Atalay’ın milletvekilliğini düşürecek kararın önümüzdeki günlerde Genel Kurul’da okunabileceği değerlendiriliyor. Bu durumda Atalay’ın avukatları milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili yeniden AYM’ye başvurabilecek.
AK Parti kulislerinde, “Milletvekilliği düşürüldükten sonra AYM’ye başvuru yapılınca, artık konuyla ilgili TBMM ve AYM doğrudan muhatap olmuş, Yargıtay aradan çıkmış olacak. Bu gerilimin çözümü için başka çıkış yolu yok” yorumu yapılıyor.
‘YÜKSEK MAHKEMELER ARASI GÖRÜŞ FARKINI TBMM ÇÖZER’
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Yargıtay arasındaki gerilimin çözüm adresinin TBMM olduğunu belirtti. İki yüksek mahkeme arasında “seçimden önce soruşturmasına başlanan terör suçu, dokunulmazlık kapsamında mı, değil mi?” konusunda görüş farkı olduğuna işaret eden Tunç, “Bu görüş farkını farklı noktalara çekmenin anlamı yok” dedi.
AYM’ye 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle vatandaşların AİHM’ye gitmeden önce kendi mahkemesinde hakkını arayabilmesi anlamında sessiz devrim sayılabilecek bir görev yüklendiğini belirten Tunç şunları söyledi: “AYM’nin önüne gelen 130 bin dosya var. Burada bir reform ihtiyacımız yok mu? Önümüzdeki bu sıcak sorunu da ortadan kaldırabilecek, iki yüksek mahkememiz arasındaki görüş farkını ortadan giderebilecek, kanunlardaki yanlış yorumlara sevk edecek belirsizlikleri ortadan giderebilecek olan da TBMM’dir. ”
Tunç, CHP lideri Özgür Özel’in “yargı darbesi” benzetmesine de “Sorumsuzca ifadeler” yorumunu yaptı. -ANKARA Milliyet