28.09.2021 - 02:22 | Son Güncellenme:
Samed Aydın SUN - DHA
Olay, Kocasinan ilçesi Emmiler Mahallesi'nde geçen mayıs ayında meydana geldi. Boşandıktan sonra yeniden bir araya gelen Mehmet Turhan ve Firdevs Öztürk, 19 Mayıs'ta ortadan kayboldu. Çocuklarının kayıp ihbarı üzerine polis olayla ilgili inceleme başlattı. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, çiftin bulunması için yakınlarıyla iletişime geçti. Polis, kayıp Mehmet Turhan'ın kardeşi Yusuf Turhan'ı, çelişkili ifadeleri üzerine takibe aldı. Yusuf Turhan'ın evinin yanına yeni tandır yaptırdığını belirleyen polis, arama yaptı. Kadavra köpeğinin kullanıldığı aramalarda, çiftin cansız bedenlerinin beton dökülü tandırın içinde olduğu belirlendi. Tandırı kürekle kıran ekipler, kaybolduktan 22 gün sonra Mehmet Turhan ve Firdevs Öztürk'ün cansız bedenlerine ulaştı. Çiftin öldürüldükten sonra çuvalla tandırın içine atıldığı tespit edildi. Tandırdan çıkarılan çiftin cenazeleri, otopsileri yapılmak üzere Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Olayla ilgili Mehmet Turhan'ın kardeşi Yusuf, eşi Nejla ve oğlu Bedirhan Turhan yakalandı. Gözaltına alınan şüphelilerden Yusuf Turhan ile oğlu Bedirhan Turhan tutuklandı, Nejla Turhan ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU HAPİS İSTEMİ
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianame Kayseri 5inci Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianamede, Yusuf Turhan hakkında, 'yakın akrabayı tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, oğlu Bedirhan ve eşi Nejla hakkında ise, tasarlayarak öldürme suçundan müebbet hapis ile cezalandırılmaları istendi.
BABA, ANNE VE OĞUL HAKİM KARŞISINDA
Kayseri 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde sanıkların yargılanmalarına başlandı. Duruşmada tutuklu yargılanan baba ve oğlu ile tutuksuz yargılanan Nejla Turhan hazır bulundu. Savcılık ifadelerini kabul etmeyen sanık Yusuf Turhan, "Ağabeyim açık cezaevine çıktıktan sonra bana musallat oldu. Bana amcamın oğlu ile mektup gönderdi, 'Paramı versin yoksa öldürürüm' diye. Ağabeyim benim başıma belaydı, o yüzden uzak duruyordum. Olaydan bir gün önce köye ağabeyimin yanına gittim. 'Bağımı ver. 17 yıl hapis yattım, sizi de öldürür, bir 17 yıl daha yatarım' dedi. Ağabeyimin elinde ip vardı. Boğazıma dolamaya çalıştı. Boynumu eğdim ve ipi elinden aldım. Daha sonra ben onun boğazını bir dakika kadar iple sıktım. Sonra ip koptu, ağabeyim yere düştü. Ne yaptığımı bilmiyordum, kendimi kaybetmiştim. Odadan çıktıktan sonra yengem bana bir şeylerle vuruyordu. Daha sonra kopan ip parçasıyla yengemi de boğdum" dedi.
'AĞABEYİMİ ÖLDÜRMEK İÇİN PLAN KURMADIM'
Yusuf Turhan, ağabeyi ile yengesini öldürdükten sonra oğlu Bedirhan ile birlikte torbaya koyduğunu belirterek, "Ağabeyimle yengemi torbaya koyup, torbaları da arabaya yerleştirdik. Cesetlerden kurtulmaya çalıştım. Hiçbir yer bulamadım, köye götürdüm. El arabasıyla tandıra götürdüm. Daha sonra da iki cesedin üzerini betonla örttüm. Ben ağabeyimle yengemi öldürecek olsam, ne evi ne de para verirdim. Ağabeyim beni öldürmeye çalışıyordu. Kardeş katili olarak yargılanmak bana çok zor geliyor. Ağabeyimi öldürmek için plan kurmadım" dedi.
Babası ile amcasının aynı odada olduğunu anlatan sanık Bedirhan Turhan ise, "Babam çok öfkeli bir şekilde elinde ip parçasıyla duruyordu. Sonra yengem babama vurmaya başladı. Babam elindeki iple yengemi de boğdu. Sonra cesetleri torbaya koyduk. Bağ evimize götürdük, babam iki cesedi tandıra koydu. Çimentoyla üzerini kapattık, kesinlikle amcamı öldürmek gibi bir planımız yoktu" diye konuştu.
Eşi Nejla Turhan ise üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.