05.03.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mert İnan
İstanbul-Diyarbakır seferini yapan THY RJ-100 tipi uçak, 8 Ocak 2003’te inişe hazırlandığı sırada Diyarbakır’da pist yakınında yoğun sis nedeniyle düşmüş, 3 parçaya ayrılan uçaktaki 75 kişi yanarak ölmüştü. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan raporda, hava puslu olmasına rağmen pilotların pisti görmeden inmekte ısrarcı davrandıkları belirtilmişti.
Diyarbakır’daki kazada ölen uçağın ikinci pilotu İsmail Altuğ Ulusu’nun babası, Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanı Kemal Ulusu suskunluğunu 17 yıl sonra bozarken şunları söyledi: “Sabiha Gökçen’deki kazanın ardından bildiklerimi söylemeye karar verdim. Diyarbakır’daki pistte ILS cihazı olsaydı kaza olmayacaktı. ILS cihazlarının pistlere takılması için insanların ölmesi mi gerekiyordu? Dünürüm, emekli general Ekrem Dinç, kazadan sonra kara kutuyu dinlemiş. Ağlayarak son konuşmaları bana anlattı. Yoğun sis nedeniyle uçak ilk denemede pisti pas geçiyor. Birinci kaptan da vefat etti, ailesini incitmek istemem ama Altuğ’un tüm ‘pas geç’ uyarılarına rağmen inmeyi deneyince kaza oluyor. Ekrem Paşa, kara kutu kayıtlarında, Altuğ’un ‘pas pas’ diye bağırdığını, hatta bir ara sinkaflı olarak ‘pas, pas’ diye bağırdığını’ anlattı. Diyarbakır’daki facianın birinci nedeni, pistte ILS cihazının olmamasıydı. ILS cihazı olsa, birinci kaptan yer mesafesini ölçüp, sağ salim indirecekti.”