24.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Esra Alus
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ergenekon davası tebliğnamesinde aralarında Durmuş Ali Özoğlu’nun da bulunduğu 7 sanığın yasal sürede temyiz başvurusunda bulunmadığına dikkat çekilerek sonradan yapılan bazı başvuruların da reddedildiği belirtildi. Temyiz edilmediği için cezaevine girme tehlikesi yaşayan sanıklarla ilgili son kararı Yargıtay Ceza Dairesi karar verecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, “Temyiz itirazlarının 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddi” başlığı altında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Durmuş Ali Özoğlu, 14 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan İbrahim Özcan, 3 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Yüksel Dilsiz, 21 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan İsmail Sağır, 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan Murat Uslukılıç, 7 yıl 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Siyami Yalçın ve dosyası tefrik edilen Saipir Debzlelridze yönünden detaylı inceleme yaptı. Tebliğnamede, sanıklar Durmuş Ali Özoğlu ve İbrahim Özcan’ın avukatının temyiz talebi niteliği taşıyan 21 Temmuz 2014 tarihli telgrafla hükmün verildiği celseden sonra süre tutum dilekçesi verdiğini iddia ettiğine dikkat çekildi ve şöyle denildi:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca mahkemesinden bu hususun sorulması üzerine gönderilen cevabi yazıda, verildiği iddia edilen dilekçenin bulunmadığı belirtildi. UYAP ortamında yapılan incelemede de belirtilen dilekçeye ulaşılamadı. Bu sebeple müdafiinin yasal süresinden sonra yaptığı temyiz talebinin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddi...”
Dilekçeler gecikti
Sanıklar Yüksel Dilsiz, İsmail Sağır, Murat Uslukılıç ve Siyami Yalçın’ın avukatları hakkında ise “CMUK’nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden, aynı kanunun 317. maddesi uyarınca, temyiz istemlerinin reddi” denildi. Sanık Saipir Debzlelridze hakkında açılan kamu davasının tefrikine karar verildiği hatırlatılarak, yasal süre içinde yapılmayan temyiz başvurusu hakkında “sanık müdafiinin temyiz isteminin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddi” yönünde görüş bildirildi.
‘Ceza versin istiyorum’
Sanıklardan İbrahim Özcan, temyiz başvurusu yapmamasına ilişkin, “Ben yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ni ve kararını tanımıyorum. Duruşmalarda da mahkemeyi tanımadığımı söylemiştim. Ben zorunlu müdafiliğe tabi olarak yargılandım ve bana hiçbir avukat atanmadı. Ceza versinler, ben de onu istiyorum” dedi.
Durmuş Ali Özoğlu ve İbrahim Özcan’ın avukatlığını yapan Ali Rıza Dizdar ise konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Ceza verildiği tarihte İbrahim Özcan benim müvekkilim değildi. Hakkındaki karar verilirken de avukatı yoktu. Ancak sanıklar cezaevinden toplu olarak temyiz dilekçeleri göndermişlerdi. Şimdi bu dilekçenin bulunamadığı belirtiliyor. Karardan sonra Özcan’dan vekalet aldım ve temyiz dilekçesini verdik. Sürenin geçirildiği iddiası yerinde değil. Durmuş Ali Özoğlu aldığı ceza 15 yılın üzerinde olduğu için resen temyize tabi. Belirtmiştim, sanıklar cezaevinden toplu temyiz dilekçeleri göndermişlerdi. Bakalım Yargıtay ne diyecek?”
Bundan sonra ne olur?
Avukat İlkay Sezer: “Diyelim ki dava essatan bozuldu ve bozma bu sanıkların işlediği iddia edilen suçları kapsamıyor, işte bu durumda tutuklanmaları gündeme gelir.”
Avukat Hüseyin Ersöz: “Ceza hükmünün açıklanmasının ardından itiraz ve temyiz hakkını kullanmazsanız bir daha bu hakkı kullanmanız mümkün olmaz. Ergenekon davası kararıyla ilgili olarak Yargıtay bozma kararı verirse ve suç örgütlü derse diğer sanıklar hakkında verdiği kararı teşmil (genişletmek) edebilir.”