28.02.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
DAMLA?YUR İstanbul
DHKP-C terör örgütü üyeliği suçlamasıyla yaklaşık 11 aydır hakim karşısına çıkmayı bekleyen Çıblak’ın delil dosyasında ise evinde bulunan Güler Zere fotoğrafı, 13 adet Telekom’a ait telefon kartı, Pir Sultan Abdal fotoğrafı bulunan 2 adet rozet ve ruhsatsız kuru sıkı silah yer alıyor.
19 Mart 2013’t tutuklanarak Kandıra Cezaevi’ne gönderilen Çıblak’ın iddiannamesi ise tutukluluğunun 268. günüde kabul edildi.
“Terör örgütü üyeliği”nden 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Çıblak için hazırlanan iddianamede “terör örgütü üyesi olma” şüphesi taşımasına sebep olarak 20 Şubat 2013’te gerçekleşen Gazi Mahallesi eylemi, 2010’da ağız içi kanseri olmasına rağmen 14 yıl cezaevinde kalan Zere için yapılan eylem ve 1 Mayıs eyleminde Halk Cephesi kortejinde yer alması gösterildi. Çıblak’ın ayrıca Okmeydanı Halklar ve Özgürlükler Derneği’nin Denetleme Kurulu yedek üyesi olduğu belirtildi. İddianamede ayrıca 2 gizli tanık Ali Çıblak’ın DHKP-C’nin Okmeydanı yapılanması faaliyetlerini yürüttüğü iddiası da yer aldı.
‘Örgüt üyesi değilim’
Çıblak ise savcılıkta verdiği ifadede, “Bugüne kadar ilk kez gözaltına alınıyorum. Hiçbir yasadışı faaliyete katılmadım. Evimde ele geçen kuru sıkı silah da evimde 2 kez hırsızlık olmasından dolayı tedbir amaçlı bulundurduğum bir silahtır. İddia edilen örgütün üyesi değilim. Hiçbir faaliyetine katılmadım. Katıldığım eylemler yürüyüş şeklinde olan legal eylemlerdir, suçsuzum” dedi.
Eşinin cezaevine girmesinin ardından ailesini geçindirmek için işe girdiğini anlatan Hatun Çıblak, polislerin 12 yaşındaki kızının yaptığı resme dahi el koyduklarını belirterek, “Resmi delil olarak aldıklarından sonra kızım 5 ay resim yapmadı. Babasının cezaevine girmesinde kendisini suçlu hissetti” diye konuştu.
11 aydır tutuklu bulanan Çıblak şimdi mahkemeye çıkmayı bekliyor.