04.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Damla Güler
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın yasadışı dinlenmesine ilişkin 25 Aralık soruşturmasında görevli savcı Muammer Akkaş hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla 119,5 yıldan 247 yıla kadar, hakimler Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar hakkında da ağırlaştırılmış müebbet ile 25,5 yıldan 63 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede dinleme ve takip kararlarının sürekli Hakim Süleyman Karaçöl tarafından verildiği belirtildi. Yaklaşık 1,5 yıllık soruşturma sürecinde kararlara Karaçöl ve Uyar’ın imza attığı hatırlatıldı.
Soruşturma görevlilerinin kişilere ‘pusu kurma’ hak ve görevinin olamadığına vurgu yapılan iddianamede, “3. kişi sıfatıyla yasal olmayan bir şekilde iletişimleri tespit edilen Başbakan Erdoğan, bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler hakkında hiçbir dinleme kararı olmamasına rağmen mütemadiyen tape haline getirildiği, Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak haklarında dinlemeye ilişkin hakim kararı bulunmadığı halde bu kişilerin diğer şüphelilerle yapmış oldukları iletişimleri uzunca bir süre tespit edildiği” ifadeleri kullanıldı.
Sözün bittiği yerdeyiz
Savcı Akkaş ile hakimler Karaçöl ve Uyar’ın FETÖ’ye üye oldukları belirtilen iddianamede, şüphelilerin ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettiği de belirtildi. İddianamede, “Bir devletin savcısı gücünü Cumhuriyet’in temel ilkelerinden almayıp, imamdan alıyorsa, bir hakim kararları Türk Milleti adına değil, Pensilvanya’daki örgüt lideri adına yazıyorsa sözün bittiği yerdeyiz” yorumu da yapıldı.
Gizli tanık anlattı
İddianamede gizli tanık ifadesine de yer verildi. Gizli tanık Fatih, 25 Aralık soruşturmasını yürütenlerin kendi aralarında konuşurken, “Bu soruşturma çok önemli, bu dosyada görev almak bir şereftir, hocaefendi de bu soruşturmayı yürütenlere dua ediyor” dediklerini anlattı.
Gizli tanık ayrıca soruşturmada adı şüpheliler arasında geçen Cengiz Aktürk’ün çocuklarının cemaate ait okullara gittiğinin tespit edildiği, amirlerin “O Zaman gazetesine de aboneyse bunu da dosyadan çıkartalım” dedikleri, ancak yaptıkları araştırmada gazete aboneliğinin olmadığının tespit edilmesi üzerine dosyada şüpheli olarak kalmasına karar verildiğini anlattı. Soruşturmayı yürüten polislerin kendi aralarında “Spark” isimli bir programdan konuştuklarını anlatan gizli tanık, bu program üzerinde yaptıkları konuşmalarda da “Kabineyi toplayacağız burada, nefes aldırmayacağız” diye yazıştıklarını anlattı.
25 Aralık’ta ne olmuştu?
TMK’nın 10. Maddesi ile yetkili savcı Muammer Akkaş tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Aralık’ta operasyon talimatı verildi. Türkiye’nin gündemine sarsan talimatta 41 işadamı hakkında gözaltı kararı verildi. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da şüpheli olduğu dosya ile ilgili gözaltı talimatı uygulanmadı.
Görüşmeler kayda alındı
Sert tartışmaların yaşandığı süreçte Savcı Akkaş, önce dosyadan alındı daha sonra HSYK tarafından Tekirdağ’a tayin edildi. Sonrasında Akkaş’ın aldığı mahkeme kararlarıyla söz konusu kişileri yasadışı dinlediği ortaya çıktı.
Hedef şahıslar olmadıkları, dolayısıyla haklarında verilmiş bir mahkeme kararı da bulunmadığı halde, yasama dokunulmazlığı bulunan 61. Hükümet’in Başbakanı Erdoğan’ın 21 Temmuz 2012’den 29 Kasım 2013’e kadar 58 kez, çok sayıda bakan ve milletvekilinin de bir veya birden fazla kez muhtelif tarihlerde hedef şahıslarla olan görüşmelerinin kayıt altına alındığı belirlendi.
Fotoğrafları dosyaya koydu
Akkaş’ın ayrıca 61. Hükümet’in Başbakanı Erdoğan’ın Nisan 2012’de Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı görüşmeye ait güvenlik kamera görüntüleri ile Abdulkerim Çay’a ait e-maillerden ele geçirildiği ileri sürülen 16 fotoğrafı soruşturma dosyasına koydurttuğu, CMK kapsamında, ‘şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin ve iş yerlerinin teknik araçlarla izlenerek ses veya görüntü kaydı alınabileceği’ hüküm altına alınmışken, Erdoğan’ın 14 Ekim 2012’de Üsküdar’daki evinde Yasin El Kadı isimli şahısla buluştuğuna dair cell-harita görüntüsünü tutanak altına aldırarak, bu hususa soruşturma evrakında yer verdiği tespit edildi.