15.07.2023 - 11:22 | Son Güncellenme:
DÜZCE(İHA)
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda şehit olan Emniyet Müdürü Ufuk Baysan'ın Düzce'de yaşayan babası, acısını şehit oğullarının fotoğrafına bakarak gidermeye çalışıyor.
15 Temmuz 2016'da silahlı terör örgütü FETÖ/PDY tarafından girişilen hain darbe girişiminin 7. yıl dönümünde şehit ailelerinin acıları tazeliğini halen koruyor. Özel Harekat binasına atılan ikinci bombada şehit olan Baysan'ı ailesi bir an olsun unutmuyor.
"7 YIL BANA BİR ASIR GİBİ GELDİ"
Şehit babası Ramazan Baysan, 7 yılın kendisi için bir asır gibi geldiğini belirterek, "7 yıl bana başlı başına bir asır gibi geldi. Oğlumu toprağa verdiğimizden bugüne hiç aklımdan çıkmadı. Sabah, öğle, akşam, çalışırken, yerken hep gözümün önünde. Öyle zor geçiyor. Eşim de benden farklı değil. Askerdir, polistir, sivil vatandaştır şehit kelimesini duyduğu an gözleri doluyor, ağlıyor, teselli etmesi bana düşüyor. Ne malum ki benzer sıkıntıyı ben farklı yaşıyorum. Hissettirmemeye çalışıyorum ama kolay değil, gün geçmesin ki bir yerden şehit haberi gelmesin gazetede olsun, televizyonda olsun. En kısa zamanda bu işler bir son bulsun. Yeter diye düşünüyorum, bitmesi lazım. Geride kalanlar için çok zor. Ben ve kardeşlerim babamızı yitirdiğimizde ufacık çocuklardık. Babasız büyümenin nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyoruz. Yakışıklı oğlum bizi hiç üzmedi. Şehidimin iki iki çocuğu geride kaldı. Neyse ki yaşları gereği çok bir şey fark etmediler. Ama esas bundan sonra fark edecekler. Yaşanacakmış yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz, unutmak mümkün değil” şeklinde konuştu.
"SON YÜZYILIN EN BÜYÜK İHANETİ"
15 Temmuz'un son 100 yılın en büyük ihaneti olduğunu belirten Ramazan Baysan, "Çok üzülüyorum, bir tarafta devletin kurumları bu tip insanlarla mücadele ederken diğer taraftan farklı devletin kurumları bu tip insanlara tavizkar. Anlamak mümkün değil, ders almıyorlarmış gibi kimse zarar görmemiş gibi. Halbuki o olaylar Türkiye'nin yaşadığı son yüzyılın en büyük ihanetidir. Kendi ülke vatandaşının kendi insanına yaptığı ihanet yenilir yutulur gibi bir şey değil. Düşmanının varsa ona göre tedbirini alırsın. Ama gece gündüz beraber olduğun, beraber çalıştığın komşun olunca farklı oluyor. Böyle insanlardan büyük bir ihanet başlı başına ıstıraptır. Beraber çalıştığın insanın sırtını döndüğünde sana silah tutması, bombalaması olacak iş değildir. Ama yaşadık 80-85 milyon insan bire bir gördü ve yaşadı. Bir ihanetti. Ateş düştüğü yeri yakıyor ama bu ateş çok farklı. 24 saat oğlum gözümün önüne gelir. Beni tam yaktı. Damarlarımdan yüzde 50-60'ı gitti. Çok zor. İşin kötü tarafı benden çok annesini severdi. Daha bir farklı anne oğlun sıcaklığı. Ölüm hak ama bu hak edilmemiş bir ihanet. Dilerim Türkiye Cumhuriyeti ve vatandaşı benzeri olayları yaşamaz" ifadelerinde bulundu.