14.07.2020 - 17:36 | Son Güncellenme:
DHA
15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısının ardından meydanlara inen ve gazi olan Cengiz Güncü ile Gülizar Demirci, o gece yaşadıklarını anlattı. 251 şehit verildiği akşam meydanları terk etmeyen iki gazi, bugün aynısı olsa yine aynı şeyi yapacaklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla İstanbul'daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne giderek darbecilere karşı direnen ve ayağı ile kolundan yaralanan Cengiz Güncü, "Cumhurbaşkanımızın herkesi meydanlara davet etmesinin ardından ben de sokaklara çıktım. Köprüye geldiğimizde askerler tarafından engellendik. Onlara bunun bir FETÖ olayı olduğunu söylememize rağmen üzerimize ateş açıldı. Açılan ateş sonrasında kolumdan yaralandım. Ayrıca ayağımdan da yara aldım. Ancak bu bizi yıldıramadı ve sabaha kadar bölgede kaldık. Onlarda silah bizlerde ise iman gücü vardı. Elimizden geldiği kadar kışlaya dönmelerini istedik. Dönmediler ve sabaha karşı onları bertaraf ettik" ifadelerini kullandı.
'KEŞKE ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇSEYDİM'
Darbe girişiminin başarılı olması durumunda ülkenin 80 yıl geri gideceğinin altını çizen Güncü, "Biz oraya bayrağımız için, vatanımız için ve reisimiz için çıktık. 12 Eylül'ü yaşamış biri olarak her şeyi göze alarak meydanlardaydık. Her şeyden önce inancımız vardı. Çoluk çocuğumuzla helalleşerek evden çıktık ve 251 şehit verdik. Keşke ben de şehadet şerbetini içseydim. O gece farklı partilerden birçok insan vardı. Eğer cumhurbaşkanımız o çağrıda bulunmasaydı ve bizler de sokaklara inmeseydik ülke 80 sene geriye giderdi. Yaklaşık 1 yıl boyunca kabuslarla uyandım. O geceyi aklımdan hiç çıkaramadım. Bu uğurda ötelendik, çalıştığımız iş yerinden kovulduk. Fakat devletimiz her zaman yanımızda oldu" diye konuştu.
'KONUŞURKEN HALA SARSILIYORUM
15 Temmuz akşamı oturduğu Ankara'da darbecilere karşı koyan Gülizar Demirci ise, yaşananları "vahşice" olarak nitelendirdi. Demirci, "Mesaimden çıkıp evime gelmiştim. Ancak çok fazla silah sesi duymaya başlayınca anlamlandıramadım ve dış güçler tarafından saldırıldığını düşünerek, sokağa çıktım. Gençlerin ellerinde bayraklar vardı. Emniyetin orada çatışmalar vardı. Orası sakinleşince Genel Kurmay binasına yürüdüm. Tamamen vatan ve millet sevgisiyle sokaklara dökülmüştük. Üzerimizde sürekli ateş eden helikopterler, yerlerde şehitlerimiz vardı. Ben de kolumdan vuruldum. Ambulanslarımız yetişmeyince bizler de yaralılara müdahalelerde bulunduk" dedi.
'ÇOK ZOR BİR GECEYDİ'
Gençlere de öğütlerde bulunan Demirci, "Ateş altındayken vatan için geleceğim için torunlarım için mücadele ettim. Çünkü vatan yoksa biz de yokuz. Konuşurken bile hala sarsılıyorum. Bizi vuran insanların TSK üniforması giymesi ve bizim helikopterimizle bizi vurması beni çok yaraladı. 15 Temmuz'da nice insanımızın yaşama haklarını elinden aldılar. Vatanınıza, milletinize sahip çıkın. Onlar da bu yaşlara gelecek, torunları olacak ama bu vatan her zaman kalacak. Allah'tan dileğim, öyle bir geceyi bir daha bu ülkeye yaşatmasın. Yüzyıllardır bu coğrafya saldırılar var ve olmaya da devam edecektir. Birbirimize saygı ve sevgi gösterelim. Çok zor bir geceydi. Bunun tarifi bende yok" diye konuştu.