Gündem100 bin TL tazminatı sorumlular ödeyecek

100 bin TL tazminatı sorumlular ödeyecek

03.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Dink’in öldürülmesinde ağır hizmet kusuru nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nın 100 bin lira tazminat ödemesine ilişkin kararı Danıştay onayladı. Danıştay kararında “tazminatı ödeceyecek idarenin, cinayette sorumluluğu saptanan kişi veya kişilere yasal yollar çerçevesinde rücu etmesi anayasa hükmü gereğidir” denildi...

100 bin TL tazminatı sorumlular ödeyecek

Danıştay 10. Daire, Hrant Dink’in öldürülmesinde ağır hizmet kusuru nedeniyle İçişleri Bakanlığının 100 bin lira tazminat ödemesine hükmeden İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nin kararını onadı. Kararda, hizmet kusuru nedeniyle idarenin tazminatı sorumlulara rücu etmesine yönelik tartışmalara da nokta konuldu. Kararda, idarenin 100 bin liralık tazminatı Dink’in yaşamını yitirmesinde sorumluluğu saptanan kişi veya kişilere yasal yollar çerçevesinde rücu etmesinin Anayasa hükmü gereği olduğu belirtildi.

Haberin Devamı

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin yargı süreci, cinayetin 9. yılında devam ediyor. Sanıkların yargılandıkları davaların yanı sıra olayda kusuru bulunan kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturmalar da sürüyor. Cinayetle ilgili adliyelerden Yargıtay’a, İdare Mahkemesi’nden Danıştay’a, Anayasa Mahkemesi’nden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar yargının her alanında bir Dink dosyası bulunuyor.

Kardeşleri başvurdu

Kardeşleri Yervant ve Hasrof Dink, Hrant Dink’in ölümünde İçişleri Bakanlığı’nın hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle 400 bin liralık manevi tazminatın kendilerine yasal faiziyle ödenmesi istemiyle dava açmıştı.

Haberin Devamı

İstanbul 10. İdare Mahkemesi, AİHM’in, Dink’in hayatını korumadığı gerekçesiyle Türkiye’yi mahkum eden kararının ardından, 27 Ekim 2010’da İçişleri Bakanlığı’nın toplam 100 bin lira manevi tazminatı yasal faiziyle davacılara ödemesine karar vermişti. Mahkeme kararında, “İstanbul Emniyeti’ne, Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürme planları hazırladığı, bu kişinin bu eylemi yapacak özelliklerde olduğu 17 Şubat 2006 tarihli yazıyla resmi olarak bildirildiği, Dink’in hayatının açık ve yakın bir tehlike içinde olduğu, kendisinin talebinin beklenmeden koruma tedbirinin alınması gerektiği halde gereğinin yapılmadığı, dolayısıyla idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu sonucuna varılmıştır” ifadesi yer almıştı.

Davalı İçişleri Bakanlığı kararı temyiz etti. Temyiz istemini görüşen Danıştay 10. Daire de, İdare Mahkemesi’nin kararını oy birliğiyle onadı. Kararda, temyizen incelenen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek, İçişleri Bakanlığı’nın temyiz istemi reddedildi.

‘Sorumlulara rücu’

Dairenin kararında, hizmet kusuru nedeniyle idareden alınan tazminatın sorumlulara rücu etmesine yönelik tartışmalara son nokta konuldu. Anayasanın 129. maddesinin beşinci fıkrasında, “memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine dava açılabileceği” şeklinde emredici bir kurala yer verildiğine işaret edilen kararda, şu tespitler yapıldı:

Haberin Devamı

“Anayasanın bu maddesindeki, ‘kendilerine rücu edilmek kaydıyla’ ibaresinin, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle idareye karşı açılan davalarda tazminata hükmedilmesi halinde idarenin ödemek zorunda kaldığı tazminatı yasal yollara başvurarak ilgili kamu görevlisinden tahsil etmeyi amaçladığı açıktır. Bu hüküm karşısında, yargı mercileri tarafından hükmedilen tazminatı ödeyecek idarenin, davacıların yakınının yaşamını yitirmesinde sorumluluğu saptanan kişi veya kişilere yasal yollar çerçevesinde rücu etmesi anayasa hükmü gereğidir.”

AİHM’nin Hrant Dink kararı

Dink ailesinin yaptığı başvuruda AİHM, “Hrant Dink’in yaşamı üzerinde açık ve yakın bir tehlikenin mevcudiyeti konusunda güvenlik güçlerinin, ilgiliye karşı olası bir saldırının yüksek olduğunu bildikleri ya da bilebilecek durumda oldukları fakat öngörülen tehlikenin vücuda gelmesini engellemek için başvurulması gereken önlemleri almadıkları” sonucuna varmıştı. Maddi yönden Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin 2. maddesinin ihlal edildiğine karar veren AİHM, başvurucular Rahil Dink, Delal Dink, Arat Dink ve Sera Dink’e birlikte 100 bin, başvurucu Hasrof Dink’e 5 bin euro denmesine hükmetmişti.