18.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
İzmir’deki “Askeri Casusluk” adıyla bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davasının iddianamesini hazırlayan eski savcı Zafer Kılınç, Ankara’ya gönderildi. Yunanistan’a kaçmak isterken yakalanan Kılınç’ın hazırladığı iddianame ile örgüt lideri olarak yargılanan ve 2.5 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, kumpas davasında en az 10 bin kişinin mağdur olduğunu belirterek, “Konuşturulduğu takdirde örgüt çorap söküğü gibi dağılır, örgütün kirli ilişkilerinin ucu şu an yargılanmakta olan casus Rahip Brunson’a kadar dayanacaktır” dedi.
‘Kızım mağdur edildi’ Mağdurlar arasındaki eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Nusret Güner ise, eski savcının kız çocuğuna kumpas kurduğunu söyledi. Güner, “Bu davada herkes kızımın mağdur edildiğini söylüyor oysa ki benim ‘14 yaşındaki kız çocuğum’ mağdur edildi. Bu savcı, tüm bu yaptıklarından dolayı 8 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Hani FETÖ üyeliğinden dava? Bu kadar olayı yapan birinin korunduğu izlenimi yaratıyor. Bunun altındakiler müebbetle yargılanıyor, buna 8 yıl isteniyor. Böyle komiklik olabilir mi? Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmalı” diye konuştu. Güner, ayrıca Kılınç’tan şikayetçi olduğunu, istifa etmesinin nedeninin ise o dönem “Balyoz” davasında açıklanan cezalar olduğunu dile getirdi. |
Coşkun Başbuğ, FETÖ suçlamasıyla meslekten ihraç edilen Kılınç’ın yakalanmasının çok sevindirici olduğunu belirtti. Davanın aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanığın beraatiyle sonuçlandığını belirten Başbuğ, Kılınç’ın örgütün en güvendiği adamlardan biri olduğunu ve kumpas davasının başına örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından bizzat getirildiğini ifade etti. Başbuğ, şunları söyledi:
‘İftiralarla dolu’
“İki bin sayfalık iddianamenin tamamı iftira dolu. Sözde savcının hazırladığı iddianame aileleri ve çevresiyle beraber en az 10 bin kişini hayatını kararttı. Bugüne kadar ortalıkta Türk ve Müslüman kılığında gezen Kılınç artık yakayı ele verdi. ‘Yunanistan’a casusluk yaptılar askeri belgeleri Yunanistan’a sattılar’ diyen sözde savcı Yunanistan’a firar ederken yakalandı. Şimdi onun gerçekte ne olduğu bu yargılama esnasında ortaya çıkacak. Bu kişi örgütün en tehlikeli elemanlarından biri. Konuşturulduğu takdirde örgüt çorap söküğü gibi dağılır, örgütün kirli ilişkilerinin ucu şu an yargılanmakta olan casus Rahip Brunson’a kadar dayanacaktır. Koca Türkiye’de, İzmir’de NATO’nun dibinde rahiplik yapan Brunson ile koca Türkiye’de en büyük kumpası İzmir’de NATO’nun dibinde kuran FETÖ’nün bu tercihlerinin ve bu benzerliklerinin sorgulanması gerekir.”
‘En büyük tetikçi’
Gözaltına alındığında yarbay olan ve yine dava süresince iki yıl tutuklu kalan emekli albay Tamer Nalbant ise, Kılınç’ın davanın en büyük tetikçisi olduğuna dikkati çekerek, “Öğrendiğimizden beri bayram havası var. Herkes Kılınç’ın yargılanacağı Ankara’daki duruşmada bulunmayı düşünüyor. Davada yargılanan 357 kişi için ayrı ayrı cezalandırılmasını bekliyoruz. İbreti alem olsun hiçbir hukukçu hukuku silah olarak kullanamasın.”
Casusluk davasında yargılanan askerler arasında bulunan emekli üsteğmen Onur Süer de şunları söyledi: “İzmir Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yazılan iddianamenin de altında imzası bulunan Kılınç, ‘askeri casusluk’ olarak bilinen davanın iddianamesinde sözde sanıkların gerçekleştirdiği eylemler arasında ‘Yunanistan ve İsrail’e bilgi belge satma, uçak düşürme, dış ülkelerle politik gerginlik yaratma, eskort kadın ayarlama ve gizli çekim yapma, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait bilgi ve belgeleri yurt dışına sızdırma, kripto Ermeni olup gizli Ermenicilik faaliyetleri yapma’ gibi suçları saymıştı.
‘Kendini tarif etti’
ÖYM’lerin kaldırılması ile açılan FETÖ soruşturma ve kovuşturmalarında gördük ki aslında bu örgüt, kendini tarif ediyormuş. Kılınç’ın iftiraları ile sanık durumuna düşürdüğü masum kişiler, mahkeme salonlarında tüm bu iddiaları delilleri ile reddedip, lanetlerken, bu kişiler de perde arkasından sırıtıyor olmalılar. ‘Şeytan lanetlenmekten zevk alır’ deyişini haklı çıkarırcasına her gün yeni bir ihanet ile karşımıza çıkan bu örgütün kumpasına savcılık onurunu ve meslek itibarını peşkeş çeken bu insan ziyanı için diyeceğim tek şey, ‘Olma lütfuna kimsenin talip, bedeli cevheri hürriyettir’.” -TAYLAN YILDIRIM İzmir DHA, AA