26.08.2021 - 12:22 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr/BBC/The Guardian
Kuzey İtalya'da küçük bir komün olan ve yaklaşık 185 gibi çok az olan nüfusuyla bilinen Viganella, yılın 90 günü boyunca karanlıkta kalıyor. Yetkililer onlara daha fazla doğal ışık vermek için dağlardan birine devasa bir yansıtmalı bir panel inşa ettiler.
Yılın 3 ayı boyunca dağlarla çevrili bu bölgedeki insanlar ‘güneş ışınlarından’ mahrum kalıyor. Buna bir çözüm olarak yansıtmalı panellere başvuran yetkililer, güneşten yararlanmanın yolunu bu teknoloji sayesinde buldular. TikTok üzerinden paylaşımlarıyla bilinen Dr. Karan Raj, bölgede yaşayan insanların durumunu anlattı.
TikTok hesabı üzerinden yaşadıkları süreci aktaran Raj, halkın güneş ışıkları olmadan onunla nasıl mücadele ettiklerini içinde anlattı. Milyonlarca kez izlenen Raj’ın videosu, aslında burada yaşayan insanların da nasıl bir hayat yaşadıklarını gözler önüne seriyor.
Toplamda 90 gün boyunca tamamen karanlık bir hava var. Bu da yaşaması insanlar için oldukça zor bir alan sunuyor. Dünyanın pek çok bölgesinde karanlık gün sayısı oldukça yüksek olan bölgeler bulunuyor olsa da İtalya'nın bu küçük yaşam alanı çözüm sunmuş.
Bu gibi karanlık gün sayısı yüksek olan bölgeler aynı zamanda korku hikayeleri ve filmlerinin de ana konusu oluyor. 30 gün gece olan bölgedeki halk buna kendini hazırlamaya çalışıyor. Amerika’nın Alaska Barrow kasabasında geçen bir film orada yaşayan ve karanlık kendini gösterince ortaya çıkan vampirleri ele alıyor.
Güneş ışınlarının yeryüzüne gelmesini engelleyen dağlar ve sarp vadiler sebebiyle bölgede yaşayan insanlar yeteri kadar güneş alamıyor. Bu sebeple psikolojik olarak da pek iyi durumda olmuyor burada yaşayan insanlar.
Halk buna ek olarak sağlık sorunları da yaşıyordu. Buna çözüm bulmak adına geliştirilen dağlara yerleştirilen paneller sayesinde bölgedeki halkın güneşten daha uzun süre faydalanması sağlanıyor.
Bölge köy boyutlarında ve 2006 yılında ilk kez 100 bin Euro maliyetle 8 metreye 5 metrelik çelik yapıda bir panel inşa etmeye başladı. 2008 yılında konuşan Viganella Belediye Başkanı Pierfranco Midali, "Projenin arkasındaki fikir bilimsel değil, temelde insan var.’’ dedi.
Bu çelik panelin inşası sayesinde köye günde altı saat ışık verilebiliyor. İnsan sağlığı ve sosyalleşme üzerinde olumlu etkisi olan bu hamle sayesinde insanların çok daha mutlu olduğu belirtiliyor.
Dr Karan da tam olarak TikTok hesabı üzerinden bunları takipçileriyle paylaşıyor. Dr Raj'ın paylaştığı andan itibaren 2 milyondan fazla izlendi ve takipçileri hayran bıraktı. Bir kişi, ‘’ Vay canına, bu gerçekten de çok etkiyici’’ yazdı. Bir diğer takipçi ise, ‘’ Buna bütün İngiltere’nin ihtiyacı var.’’ dedi.
Eğitici videolarıyla tanınan Dr. Karan Raj daha önce de pek çok kez ilginç videolarıyla ses getirmeyi başarmıştı. Kısa bir süre önce de 2007'den bu yana ABD ve Kanada kıyılarında toplam 21 kopmuş ayak karaya vurmuş ve bunun nedenlerini açıklamıştı.
Bir insan cesedinin okyanusa girmesiyle, leş yiyiciler tarafından çabucak saldırıya uğradığını söyleyen Raj, bu canlıların insanların en yumuşak kısımlarını yemeğe başladığını aktardı. Bu yumuşak dokuların bir kısmı da ayak bileklerinin etrafında bulunuyor. İşte bu deniz canlıları bu bağları yemeye başladığında ayak bedenden ayrılıyor ve yüzeye doğru çıkıyor. Bu yüzden karaya vuran ayakkabıların ve içindekilerin gizemi de bir noktada çözülmüş oluyor.
Öte yandan Norveç’in Rjukan kasabasında da benzer bir panel bulunuyor. Yılın büyük bir kısmını güneşten uzak geçiren halk için çözüm güneş ışınlarını emen ve yansıtan panellerden geçiyor. Bölgedeki halkın aydınlatmasını gerçekleştiren bu paneller, bilimsel altyapısıyla dikkat çekiyor.
BBC’deki röportajında Sanatçı Martin Andersen bölgedeki insanların güneşle olan bağını şu cümlelerle açıklıyor: “Yaşadığım diğer yerlerden daha çok güneş hakkında konuşmayı seviyorlar: Güneş geri geldiğinde, Güneş'i görmeyeli uzun zaman olduysa. Buna biraz takıntılılar’’.
Yılın yaklaşık yarısı boyunca, Rjukan'ın yukarısındaki vadinin kuzey duvarında yüksekte parlayan güneş ışığı görülüyor. Bu hem kenti aydınlatıyor hem de oradaki insanların ruh sağlığının bozulmasını engellerken, daha dinç hissetmelerini de sağlıyor.