06.01.2025 - 12:27 | Son Güncellenme:
Bilim insanları, Spinosaurus’un suda yaşayan ilk dinozor türlerinden biri olabileceğini keşfetti. Balık avlamaya uygun dişleri, yüzgeç gibi kullandığı kuyruğu ve ağır kemik yapısıyla o tam bir nehir avcısıydı. Spinosaurus, ormanların derinliklerinden çıkıp su altı dünyasına da hükmetmeyi başarmış bir yırtıcıydı. Hadi gelin, bu canlıyı daha yakından tanıyalım.
Spinosaurus, 15 metreyi aşan boyuyla bugüne kadar yaşamış en büyük etçil dinozorlardan biri olarak kabul edilir. Ancak onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, sırtındaki yelkenimsi çıkıntıydı. Evet, belki birçok dinozorun sırtında çeşitli çıkıntılar, yapılar vardı. Ancak, bu yelkenimsi yapının olayı tamamen farklı. Uzmanlar, bu çıkıntının hem ısı düzenlemesinde hem de su altındaki hareketlerde etkili olduğu düşünüyorlar. Ayrıca, Spinosaurus’un dar ve uzun kafası, timsahlara çok benzer bir yapıya sahipti. Tek benzerlik bununla da sınırlı değil, suda yüzerken kuyruğunu tıpkı bir timsahınki gibi kullandığı da düşünülüyor.
Spinosaurus’un kemik yapısı, sudaki hareketliliğini destekleyecek şekilde bir yoğunluğa sahipti. Bu sayede hem hızlıca yüzebiliyor hem de su altına dalarken dengede kalabiliyordu. Beslenme açısından baktığımızda ise o dönemde büyük nehirlerde yaşayan devasa balıkların Spinosaurus’un başlıca besin kaynağı olduğu düşünülüyor. Kara avcılarının aksine, suya olan bu bağımlılık, ona ekosistem içinde farklı bir özel alan sağladı. Spinosaurus’un kas ve ısırma gücü, T.Rex gibi güçlü etçil dinozorlara kıyasla daha farklıydı. Eğer ki tamamen karaya bağımlı şekilde yaşasaydı, belki de soyu çok daha uzun bir süre önce tükenebilirdi.
Spinosaurus hakkında bildiklerimizin çoğu, aslında 20’nci yüzyılın başlarında bulunan fosillere dayanıyor. Ancak günümüz modern teknolojileriyle yapılan incelemeler de bu dinozorun yaşam tarzı hakkında fazlasıyla ipucu sağlıyor. Fosiller üzerinde yapılan analizler, Spinosaurus’un kemik yoğunluğunun bir hipopotam ya da timsah gibi suda yaşayan hayvanlarla benzerlik içerdiğini de gösterdi. Ayrıca kuyruğunun ve kafa yapısının timsahlara benzerliği ve su altında veya üstünde hareket kabiliyeti, bu türün suda yaşamaya nasıl adapte olduğunu da açıkça ortaya koyuyor.