22.09.2021 - 09:33 | Son Güncellenme:
Dünyanın en büyük teknoloji etkinliği olan ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen TEKNOFEST 2021'e ikinci gününde de ziyaretçiler erken saatlerde akın akın gelmeye başladı.
Türk Hava Kuvvetleri'ne ait kargo uçakları sabah saatlerinde ziyaretçilere açıldı. Alana gelen öğrenciler uçakları ilgiyle inceledi. Dün ise öğlen saatlerine kadar alana 40 bin kişinin giriş yaptığı öğrenildi.
Festivalin ikinci gününde; dikey rüzgar tüneli, planetaryum, hava araçları sergisi, kara araçlar sergisi düzenlendi. Eğitici atölyeler bölümünde ise Bilim Merkezi Atölyeleri, Bilim Türkiye Atölyeleri, Roketimi Tasarlıyorum Atölyesi miniklere açıldı.
Gösteri uçuşlarında ise Solo Türk'ün yanı sıra Jandarma Çelik Kanatlar ve Türk Yıldızları semalarda hünerlerini sergiledi. Sivil uçuşlar bölümünde ise öğrenciler ilk uçuş deneyimini yaşadı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TEKNOFEST’te TÜBİTAK enstitü ve araştırma merkezlerinin stantlarını ziyaret etti. Varank, Deneyap alanında çocukların projelerini inceledi ve onları tebrik etti. Bilim Merkezi'ne de giden Bakan Varank, kağıttan uçak yaparak makineyle uçurdu.
TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Bütün bu robotik teknolojisinin, otonom gelişmesiyle birlikte aslında bütün çabamız bu, gayretimiz geleceğin mobilitesinde devrim yaratacak uçan araba teknolojisini geliştirmek. Yani uçan akıllı mobiliteyi bir anlamda geliştirmek" dedi.
TEKNOFEST kapsamında Take-Off Uluslararası Girişimcilik Zirvesi gerçekleştirildi. Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'ndeki zirvede konuşma yapan TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Biz yola çıkarken Türkiye'de 'Biz bunları ancak dışarıdan alabiliriz' yaklaşımı mevcuttu ve savunma sanayini düşünecek olursak büyük ölçekte, neredeyse yüzde 85'in üzerinde yurt dışına bağımlılık söz konusuydu. Nasıl bu yola çıktık? Ne yaparsak yapalım muhakkak fikri hakları ve tasarımı bize ait olsun, özgün olsun, en iyi eser olmayabilir ama en azından kendimize güvenmemiz açısından, ilk gün belki en iyi eseri geliştirmesek de kendimize has bir ürün geliştireceğimiz için yüksek teknolojideki var olan özgüven problemini de bir yandan aşmış oluruz anlayışıyla yola çıktık. Bir kere biz tasarlayacağız, fikri hakları bizde olacak, bunun yanında kimseye de benzemeyecek. Bundan daha önemlisi, benim daha fazla önem verdiğim bir husus yerleşik düzen çarpık ve yanlış yollara sahip olsa bile, biz hem inancımız gereği hem anlayışımız gereği asla bu girdiğimiz yolda etik ve ahlaktan ayrılmayacağız. Yani ne yaptığınızdan daha önemlisi bunu nasıl yaptığınız. Şayet o yollara başvuracak olsak ya da tevessül edecek olsak kısa dönemde belki karşı çıkabilirsiniz ama orta ve uzun vadede asla başarılı olmanız, bereketli, insanlığın faydasına bir sonuç elde etmeniz mümkün değil. O yüzden ben buradaki genç arkadaşlarıma bunu hassaten tavsiye etmek istiyorum" dedi.
Bayraktar, robot insansız hava araçları geliştirdiklerine dikkat çekerek, "Bütün bu robotik teknolojisinin, otonom gelişmesiyle birlikte aslında bütün çabamız, gayretimiz geleceğin mobilitesinde devrim yaratacak uçan araba teknolojisini geliştirmek. Yani uçan akıllı mobiliteyi bir anlamda geliştirmek. Şu anda otomotivde seri imalat hattında bugüne kadar yaşanan en büyük devrim elektrikli arabaların bugün TOGG'un da üzerinde çalıştığı elektrikli arabaların çıkmış olması. Bunun yanında akıllı arabaların çıkıyor olması en büyük devrim. Ondan sonraki adım ne diye baktığımızda, dünyada birçok girişimin bu alanda çalıştığını görüyoruz; akıllı uçan arabalar olduğunu görüyoruz. Hatta büyük, dev firmalarda bu alanda çalışıyor. Bildiğim kadarıyla 200'e yakın girişim bu alana yönelik çalışmalarına devam ediyorlar. Burada karşılaşacağımız birçok büyük teknik problem var. Henüz bunların hepsi aşılmadığından bugün bu gerçekleşmiş değil. Biz de bu çalışmalara yaklaşık 3 sene önce başladık. Cezeri dediğimiz insansız hava aracını yani bir anlamda herkesi kolaylıkla pilot yapabilecek, aynı kişisel bilgisayarın icadından olduğu gibi bir teknoloji olarak bakıyoruz. Ama her yönüyle çok karmaşık, otonomik problemlerinin ve bunun yanında kurumsal farkındalık dediğimiz gördüğünü anlama, tanımlama ve çok yüksek insanla birlikte uçacağından yüksek emniyet ve güvenilirliğe sahip olması gereken bir platform" ifadelerini kullandı.
STM Genel Müdürü Güleryüz, Sabit Kanatlı Vurucu İHA Sistemi Alpagu'nun çok yakın zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri ve yurt dışından heyetlere beraber mühimmatlı testlerinin gerçekleştirildiğini bildirdi. Güleryüz, "İnşallah çok kısa süre içerisinde Alpagu'yu envantere sokacağız." dedi.
Döner Kanatlı Vurucu İHA Sistemi Kargu ile ilgili ilk ihracatı tamamladıklarını belirten Güleryüz, "İmza aşamasına çok yakın olduğumuz birden fazla ülke var. Kargu kendini ispatladı. Kargu ile de durmayacağız. Mühimmat bırakan versiyonu, farklı mühimmat başlıkları, RF arayıcı başlık entegre etmek gibi birçok farklı alanda faaliyetlerimiz devam ediyor.
Yurt dışı müşterilerle bir araya geldikçe onlardan da geri besleme alıyoruz. Onların ihtiyaçlarına yönelik de farklı çözümler geliştireceğiz." şeklinde konuştu.
Öte yandan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'de hem yerel hem de küresel yatırım fonlarının, melek yatırım ağlarının aktif olarak faaliyet gösterdiğini belirterek, "Türkiye, pek çok uluslararası yatırımcının odağındaki ülkelerden biri." dedi.
Kacır, TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında bu yıl üçüncüsü düzenlenen, Türkiye'den ve dünyadan girişim ekosisteminin tüm paydaşlarını bir araya getiren Take Off Uluslararası Girişim Zirvesi'nde konuştu. Kacır, "Otomotiv sektörünün büyük bir hızla dönüştüğü, elektrikli otomobillerin hızla hayatımıza girdiği, otonom araç teknolojilerinin hızla yaygınlaştığı, ki muhtemelen 5-10 yıl sonrasında her birimiz sürücüsüz otomobillerle seyahat ediyor olacağız. Belki sportif amaçlı ya da keyif amaçlı direksiyona geçtiğimiz olacak ama otomobiller, aslında yürüyen bilgisayarlar haline gelecek." diye konuştu.
Bağlantılı araç teknolojilerinin hızla geliştiği, otomobillerin bütün nesnelerle, çevre unsurlarıyla, birbirleriyle haberleştiği bir döneme girildiğini belirten Kacır, şunları kaydetti: "Biz başka ülkelerin izinden gitmek yerine, onların 100 yıla yakın bir zamandır yüzlerce milyar dolar harcayarak, on binlerce insan çalıştırarak geliştirdikleri teknolojilerin peşinden gitmek yerine, bu yükselen alanlara yönelerek bu paradigma değişimini yakalamayı hedefliyoruz. Benzer bir fırsat penceresi sağlık teknolojilerinde de var. Biliyorsunuz 90'lı yıllarda insan genom haritası projesi başlatıldı ve 10 yıla yakın süren bu projeye yaklaşık 3 milyar dolar araştırma kaynağı ayrıldı. Nihayetinde insan genom haritası çıkarılmış oldu. Ama artık herhangi birimizin gen haritası, çok kısa bir zaman içerisinde çok daha makul maliyetlerle çıkarılabiliyor. Bu, tıpta kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarının önünü hızla açmakta. Belki 1-2 yıl sonra yapacağımız bir sunumda daha büyük bir ivmeyle aslında bu alanda gelişen şirketlerin değerlerinin yükseldiğini görüyor olacağız."
Mehmet Fatih Kacır, önümüzdeki dönem birtakım makro hedefleri kamuoyunun, toplumun, gençlerin önüne koymayı çok önemsediklerini ifade ederek, "Bunlardan biri Milli Uzay Programı'mız. Sayın Cumhurbaşkanımız 10 yıllık Milli Uzay Programı'mızı ilan etti ve bu program kapsamında başta Ay'a 2023 yılında ilk teması gerçekleştirmek olmak üzere pek çok iddialı projeye inşallah yine bu milletin fertleriyle, gençleriyle ve şirketlerimizle, teknoloji kurumlarımızla imza atıyor olacağız." dedi.
Uzay alanında da büyük bir fırsat penceresi gördüklerini ve savunma sanayindeki başarının bir benzerini uzay teknolojilerinde elde etmeyi hedeflediklerini kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü: "5G ve ötesi teknolojilere, bağlantı teknolojilerine çok önem veriyoruz. Türkiye'nin en büyük AR-GE projesi desteğini bu alana sunuyoruz. Startuplarımız, KOBİ'lerimiz ve yine büyük ölçekli teknoloji şirketlerimiz bir arada çalışıyor.
Türkiye, 5G'ye milli imkanlarıyla geçmek üzere büyük bir hazırlık yürütüyor. Aynı zamanda global şirketlerin Türkiye'de AR-GE yapmasını önemsiyoruz. Onları da destekliyoruz ve bu AR-GE çalışmalarından çıkacak yeni teknoloji filizlerine, filiz şirketlerine çok değer veriyoruz. Bu global şirketlerin bazıları ileri düzeyde AR-GE çalışmalarını ülkemizde yürütüyorlar. Bir yandan da Türkiye'nin en ileri araştırma merkezlerini ulusal araştırma altyapıları haline getiriyoruz. Buralardan da derin teknoloji startuplarının doğmasına katkı vermeye çalışıyoruz."
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Kacır, üretim altyapısını da göz ardı ederek bir yol haritası çıkarmayı doğru bulmadıklarını belirterek, "Bu altyapıların hızla dijital dönüşümünü gerçekleştirmeyi de stratejik hedeflerimiz arasında görüyoruz. Bu dijital dönüşüm potansiyelinin de dijital dönüşüm teknolojilerinde yeni Türk startuplarının doğmasına vesile olacağına inanıyoruz." dedi.
Girişim ekosisteminin en isabetli finansman yönteminin girişim sermayesi yatırımları, fon yatırımları ve melek yatırımcılar olduğunu aktaran Kacır, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu alanda yine iddialı bir hedef ortaya koymuştuk. 2023 için koyduğumuz hedefi henüz 2021'in ilk 6 ayında aslında gerçekleştirmiş olduk. Görüyoruz ki bu ivme artık kaybolmadan devam edecek. Önümüzdeki dönemde buna benzer yatırımların artması için yine kamu enstrümanlarını güçlendirici yönde kullanmaya gayret edeceğiz. Türkiye'de hem yerel hem küresel yatırım fonları, melek yatırım ağları çok aktif olarak faaliyet gösteriyor. Türkiye, pek çok uluslararası yatırımcının odağındaki ülkelerden biri."
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş da her şeyden önce milli ve özgün olmayı çok önemsediklerini ifade ederek, "Milli ve özgünseniz bu sizi hür kılar, otantik yapar, farklılaştırır. Siz artık kopya edilemezsiniz. O zaman istediğinizi tedarikçi, iş partneri olarak seçebilir, istediğinize lisans satabilirsiniz. Bu sizi hızlı kılıyor ve hız bu işte çok önemli. Bizim yarışımız eğer hız ise çevik organizasyon şekli ve kararların hızlı alınacağı bir ortamın yaratılması çok önemli." diye konuştu.
Kullanıcı merkezli olabilmek için küresel dünyayı anlayabilmeye ihtiyaç olduğunu aktaran Karakaş, "Çünkü her sene on binlerce kullanıcının beğenisini kazanmak durumundayız. Bizim hedef pazarımız ihracatta Avrupa ise şimdiden orayı anlamaya başlamamız gerekiyor. Gemlik'te kurduğumuz tesisimiz Avrupa'nın en temiz tesisi. Dünyanın en temiz tesislerinden bir tanesi." dedi.
Festival alanında basına açıklama yapan Selçuk Bayraktar, "Ulaşım kısıtlı olmasına rağmen bizim beklediğimizden fazla bir ilgi oldu. 2019'da metro buraya kadar geliyordu. O dönemden bu yana da metro tamirde. O yüzden de ring seferleri düzenledik. Biraz zor olsa da gelmek, beklediğimizden daha fazla bir katılım oldu. Sabah saatlerinde ziyaretçi sayısı 40 bin kişiye ulaşmıştı. 2019 yılında rekor kırdıktan sonra TEKNOFEST şimdi çok daha donanımlı, keyifli bir festival deneyimi yaşatmış oldu" diye konuştu. SOLOTÜRK ve Azerbaycan Hava Kuvvetleri'ne ait MiG-29 tipi savaş uçağı TEKNOFEST kapsamında Atatürk Havalimanı'nda gösteri düzenledi. İlk olarak MİG-29 havalandı, akrobatik hareketleriyle göz dolduran gösteri sergiledi. Ardından havalanan SOLOTÜRK uçağının gösterisi de festival katılımcılarından yoğun ilgi gördü.
İnsansız hava araçlarının hava araçlarıyla aynı karede gösteri yaptığını belirten Bayraktar, "Burada en önemli husus şu bu araçların büyük bir kısmı tümüyle Türk mühendislerinin milli ve özgün tasarımı araçlar. 4 yıldır TEKNOFEST düzenleniyor. TEKNOFEST'in kalbi de yarışmalarımız. Biz istedik ki, sadece savunma sanayi alanındaki eserler değil, tüm diğer sivil alanlarda da ülkemizin eserleri olsun. Kulağımıza geliyor dünyada bazı teknoloji yarışmalarında birincilikler, ikincilikler ve üçüncülükler geldi.
Bu şekilde başarılar bizi çok gururlandırıyor. Bunu bir teknoloji ekosistemi olarak düşünecek olursak bu atılan tohumlar artık yavaş yavaş yeşermeye başladı. Bu bizim için en büyük gurur diyebilirim. 20 sene öncesine dönecek olsak 'bu eserleri dünyada kim yapar?' Diye sorulacak olsa 'yabancılar yapar' diye cevaplar verirdik.
Ama artık biz bir alana ilgi duyduk, dünyanın ve milletimizin faydasına olacak şekilde dünyanın en iyisini yaparız diyen genç kardeşimiz olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
TEKNOFEST'ın kendi sınırlarını çok aştığını belirten Bayraktar, sözlerini şu şekilde tamamladı: "TEKNOFEST kendi sınırlarını aşıp dünyadan talepler gelmeye başladı. Azerbaycan, Ukrayna, Endonezya bunlardan birkaçı."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise burada yaptığı konuşmada şöyle dedi: "Aylar öncesinden hazırlıklarımızı yapıyoruz. TEKNOFEST Türkiye'nin gelecek vizyonunun örneğidir. Yarın dünyada adından söz ettirecek girişimcilerimiz var. GÖKBEY halka açık ilk gösteri uçuşunu yapacak. TOGG ilk kez bir festivalde milletimizle buluştu. TEKNOFEST'te dereceye giren takımlara 5 milyon liranın üzerinde ödül dağıtılacak.
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu'nun (TOGG) otomobili de bu sene TEKNOFEST'te yerini aldı. Ziyaretçilerin merakla beklediği Türkiye'nin Otomobili, festivalin gözde araçlarından birisi olacak.
TEKNOFEST'te Azerbaycan'ın Karabağ harekatında yüksek performans gösteren yeni tip kamikaze insansız hava aracı İti Qovan sürprizi yaşandı. İti Qovan Proje Müdürü Mübariz Abdullayev, Milliyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada "Azerbaycan'ın ürettiği bir ürün. Tüm dünya bu İti Qovan dronelarını tanıyor." ifadelerini kullandı.
BAYKAR tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Türkiye’nin ilk uçan arabası CEZERİ de festivalde yerini aldı. Katılımcılar CEZERİ'ye büyük ilgi gösterdi.
Öte yandan festivalde ARDIÇ helikopter de dikkat çekti. Orman Genel Müdürlüğü yetkilisinin verdiği bilgiye göre ARDIÇ iki motorlu bir helikopter. Orman yangınları esnasında arazözleri, yerdeki ekipleri ve yangın söndürme helikopterlerini koordine ediyor.
Festival kapsamında Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) tarafından yerli ve milli imkanlar kullanılarak tasarlanıp üretilen "Hürkuş" gösteri uçuşu yaptı. Festival kapsamında Atak helikoperileri de gösteri uçuşu yaptı. Festival kapsamında TB2 İnsansız Hava Aracı gösteri uçuşu düzenledi. TB2 İHA'ya ilgi büyüktü.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Türk Hava Kuvvetlerinin akrobasi timi SOLOTÜRK ve Türk Yıldızları'nın, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) 2021 öncesi İstanbul Boğazı semalarında gerçekleştirdiği selamlama uçuşunun havadan çekilen fotoğraflarını paylaştı. Paylaşımda, SOLOTÜRK ve Türk Yıldızları'nın TEKNOFEST 2021 öncesi İstanbul Boğazı semalarında gerçekleştirdiği selamlama uçuşunun havadan çekilen fotoğraflarına yer verildi. Fotoğraflarda, SOLOTÜRK ve Türk Yıldızları'na, Azerbaycan Hava Kuvvetleri'ne ait MIG-29 uçaklarının eşlik ettiği görüldü.
T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "(TEKNOFEST'te) İnsansız hava araçlarıyla (İHA) hava araçları aynı karede gösteri yaptı. Dünyada da böyle bir gösteri bildiğimiz kadarıyla ilk." dedi.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST'in ilk gününe ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, bu yıl TEKNOFEST'e beklediklerinden fazla ilgi olduğunu ifade etti. 2019 yılına kadar metronun havalimanına kadar geldiğini anımsatan Bayraktar, "Metro o dönemden beri de tamirde. O yüzden ring seferleri düzenlendi. Ona rağmen ben alanın her köşesini gezdim, ziyaretçilerimizle de görüşme imkanım oldu. Diyebilirim ki biraz zor olsa da beklediğimizden daha fazla katılım oldu. Bildiğim kadarıyla sabah saatlerinde 40 bin civarına ulaşmıştı bile bu sayı. Zaten amaçlarımızdan biri de buydu. 2019'da rekor kırdıktan sonra hafta sonu çok yoğun kalabalıkla karşı karşıya kalmıştık. Şimdi TEKNOFEST çok daha donanımlı, keyifli bir festival deneyimi yaşatmış oldu." şeklinde konuştu.
Festival kapsamında Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) tarafından yerli ve milli imkanlar kullanılarak tasarlanıp üretilen "Hürkuş", gösteri uçuşu yaptı.
Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST İstanbul) Atatürk Havalimanı'nda devam ediyor. Polis Özel Harekat ekipleri, festival kapsamında gösteri yaptı.
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar terminalindeki ödül törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır katıldı. Yurtdışından ve yurtiçinden başvuruların gerçekleştirildiği girişim zirvesinde bu yıl Eğitim Teknolojileri, Sağlık Teknolojileri, Oyun, Veri, Otonom Teknolojiler, Yapay Zeka, Blokzinciri, Finansal Teknolojiler ve Mobilite olmak üzere 9 farklı kategorideki girişimler jüri tarafından değerlendirildi. Dereceye giren girişimciler arasında 20 bin dolar değerindeki birincilik ödülünü Colobro kazanırken, zirvede ikinci olan Classnotes 10 bin dolar, üçüncü olan Servissoft ise 5 bin dolarlık ödülün sahibi oldu.
Törende Bakan Varank, kazananları ödüllerini verdikten sonra kısa bir konuşma yaptı. Varank, "2023 sanayi ve teknoloji stratejimizin en önemli ayakların bir tanesi girişimciliğin ülkemizde desteklenmesiydi. Bu manada hem girişimciliği destekliyoruz. Bununla ilgili mevzuattan insan kaynağı yetiştirilmesine kadar her alanda destekler veriyoruz. Ama aynı zamanda kendi yatırım fonlarımızı da oluşturarak Türkiye'de girişimciliği hızlandırmak istiyoruz. Daha önce 'Türkiye'den yunikorn çıkar mı?' diyenler şimdi peşi sıra ilan ettiğimiz yunikornlarla gerçekten heyecan duymaya başladılar. Biz İstanbul'u girişimciliğin başkentlerinden bir tanesi yapak istiyoruz. İnşallah İstanbul bu manada hem yerli hem de yabancı girişimlere ev sahipliği yapacak. Take-Off'da aslında uluslararası manada gerçekten güzel bir organizasyon. Burada staruplar fikirlerini savunuyorlar, tabi ki bizden bir para ödülü kazanıyorlar ama burada elde ettiğimiz network, burada kurdukları ilişkiler hepsinden daha değerli" dedi.