30.07.2021 - 13:37 | Son Güncellenme:
AA-DHA
Son dakika haberine göre, Kızlarsekisi mevkisindeki ormanlık alanda, 28 Temmuz saat 19.45 civarında çıkan yangını söndürmek için ekiplerin müdahalesi sürüyor.
Akkoca Mahallesi sakinlerinden 65 yaşındaki Yücel de yangın nedeniyle terk ettiği evine söndürme çalışmalarının ardından yeniden gitti. Kaybettiği eşinin eşyalarını saklayarak hatıralarını yaşattığı evinin kullanılamaz hale geldiğini gören Yücel, gözyaşı döktü.
Yücel, eşinden kalan yanmış eşyaları göstererek, "Eşimin hatırasıydı bunlar, saklıyordum bunları. Bunlar benim arkadaşlarım, dostumdu." dedi. Evinin 42 yıllık eşinin anılarıyla dolu olduğunu belirten Yücel, şunları anlattı:
"Bu evi 16 yıl önce eşimle kurmuştuk. Bu ev anılarımızla dolu. Bir bilgisayarı bile buradan kaçıramadım. Her şeyimiz burada yandı, kül oldu. Onun için gerçekten çok hüzünlüyüm. Komşularımın da evi yandı.
Aynı duygularla onlara da üzülüyorum. Burada gerçekten maaşı, kimsesi olmayan, bir ev kuracak durumu olmayan güzel komşularımız, yaşlılarımız var. Evleri bir kaza sonucu yandı. Burada 16 yıldır yaşıyorum. 14 yıl Ayşe Hanım ile yaşadık. Onun burada, her yerde anıları var.
İnanın ben ona üzülüyorum. Burada onun ayakkabıları, elbiseleri, fotoğrafları her şeyi vardı. Çok üzgünüm ama artık yerine gelmeyeceğine göre yeni bir sayfa açıyorum. Elimizden bir şey gelmez. Her şey Allah'tan geldi. Allah'a şükürler olsun."
Kendisini arayanlara da teşekkür eden Yücel, "Bize Türkiye'den ve yurt dışından arayarak geçmiş olsun diyen, yardım etmek isteyen bütün yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah yetkililerimiz bizlere yardımcı olacaklar. Bizler de bu karanlıktan aydınlığa, ağlamaktan gülmeye çıkacağız." ifadelerini kullandı.
Kozan ilçesinde 2 gün önce orman yangını çıkmış, rüzgarın da etkisiyle büyüyen yangın nedeniyle bazı mahalleler tedbiren boşaltılmış, bazı evler de alevlerden etkilenmişti.
Öte yandan Mersin'in Aydıncık ilçesinde 2 gün önce çıkan ve kontrol altına alınmaya çalışılan yangından etkilenen vatandaşlar yaşadıklarını paylaştı. Aydıncık ile Gülnar ilçesi arasında yer alan Pembecik Mahallesi'ndeki kızılçam ormanında 2 gün önce çıkan yangını söndürmek için çalışmalar devam ediyor.
Yangında evi kullanılamaz hale gelen Hamide Bağ, sabah saatlerinde evine geldiğinde gözyaşlarına hakim olamadı. Üzüntü yaşayan Bağ'ı yakınları teskin etti. Hamide Bağ, gazetecilere, evini tedbir amacıyla tahliye ettiğini söyledi.
Yaşanan durumdan dolayı çok üzüldüğünü dile getiren Bağ, "Evimde 2 kilogram bulgurum vardı. Enişteme 'Onları alır bir yere kaldırırım.' dedim ama 'Kaldıramayız.' dedi.
Ne oldu da benim evimi yaktılar böyle, beni götürdüler, gittiler. Evimin içerisinde her şeyim vardı, hiçbir şeyim kalmadı. Yangın sırasında evime dönmek istedim, 'Sen yanarsın.' diyerek göndermediler." diye konuştu.
Kiraz Bağ da kaynanasının evinin kullanılamaz hale geldiğini kaydetti. Çok üzücü bir durum yaşadıklarını ifade eden Bağ, "Bir insan evini yanık bulursa ne hisseder ki? Her şeyi bu evin içindeydi." dedi.
Nuriye Uçar ise yangından dolayı çok korktuklarını belirterek, bölgeden hemen ayrıldıklarını bildirdi. Aydıncık ile Gülnar ilçesi arasında yer alan Pembecik Mahallesi'ndeki kızılçam ormanında 2 gün önce çıkan yangını kontrol altına almak için çalışma başlatılmıştı.
Şiddetli rüzgar nedeniyle yangına müdahalede güçlük çekilen bölgeye, çevre illerden de takviye ekipler yönlendirilmişti. İlçe merkezine kadar yayılan yangın, daha önceden tedbir amaçlı boşaltılan bazı evlere kadar sıçramış, yangın nedeniyle ilçede elektrik enerjisi de kesilmişti.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 3 gündür devam eden orman yangınlarına, ekipler tarafından müdahaleler devam ediyor. Yangın nedeniyle 3 kişi hayatını kaybederken, çok sayıda evin yanı sıra yüzlerce hayvan da öldü. Yangınları söndürmek için mahalleli de seferber oldu. Karaöz Mahallesi’nde yalnız yaşayan ve meme kanseri olan Cemile Öner'in (60) evi de kullanılamaz hale geldi. Öner, yangın sırasında kapısını kırarak, evine girmeye çalıştı. Komşularının ve ekiplerin ikna çabasıyla evden uzaklaştırılan Öner'in, ısrarla içeri girmeye çalışmanın nedeni ise duygulandırdı. Öner'in ineğini satarak elde ettiği 15 bin TL'sini kapı bitişiğindeki yastığın içinde sakladığı ve parayı kurtarmak istediği öğrenildi. Öner, söndürme çalışmalarının ardından gittiği evinde yanan yastıklarının içinde parasını aradı ancak sonuç elde edemedi.
Yangın sırasında evde oturduğunu anlatan Cemile Öner, "Evdeydim, geldiğini görünce söndürmeye çalıştık ancak başarılı olamadık. Ben yangının buraya kadar geleceğini sanmıyordum. İlk olarak kardeşimin evine sonradan da benim evime geldi. Yangın gelince de zehirlenebilirim, diye kaçtım. Astım hastalığım var, belimde de 7- 8 platin var, kanserim de var. Onun için kaçtım. Tedavi için 15 bin TL para biriktirmiştim. Onun için çaba gösterdim ve gelip baktım ama yok. Canımız sağ olsun. Para bulunur ama can bulunmaz. Kara toprağa gitseydim para bulunacak mıydı? Ben burada bir komşuya gitsem karnımı doyururum" diye konuştu.
Paranın yanmasına üzüldüğünü söyleyen Öner, "Sabah geldim, burada 1 saat kadar ağladım. Ben ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Yatacak yatak yok, yorgan yok. Evimi de 7-8 sene önce çabalarımla aldım. Çocuklarımı da kimseye muhtaç etmedim ve büyüttüm sonunda da bu geldi. Gelirse de gelsin, yeter ki Rabb'im sağlık sıhhat versin" dedi. Kanser tedavisinin de devam ettiğine ve 6 ayda bir kontrole gittiğine dile getiren Cemile Öner, parasının yanmasının medyada haber olmasının ardından çok sayıda kişiden yardım teklifi geldiğini, kendisine veya komşularına ulaşanların yardım etmek istediklerini söyledi.