20.11.2020 - 12:32 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
44 gün süren Dağlık Karabağ savaşının ardından en somut adım bugün atıldı, Azerbaycan ordusu Ermenistan’ın çekildiği ilk bölgeye bu sabah girdiğini açıkladı.
9 Kasım anlaşmasıyla savaşın sona erdiği bölgede Ermenistan Kelbecer'den 15 Kasım'da çekilecekti ancak 10 günlük ek süre istedi.
Bunun üzerine gözler takvimdeki diğer gün olan 20 Kasım'a, yani Ağdam'a çevrildi. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, bu sabah beklenen haberi duyurdu.
Sıcak noktadan gelen ilk görüntülerde, Azerbaycan tankları 27 yıl sonra Ağdam'a girerken askerlerin de sevinç çığlıkları attığı göze çarpıyor.
Azerbaycan karşısında tarihi bir hezimet yaşayan Ermenistan 25 Kasım'da Kelbecer, 1 Aralık tarihinde de Laçin bölgesinden çekilecek.
Yaşadıkları yerlerden ayrılan işgalci Ermeniler ise son günlerde dünyada yankı bulan görüntüleri vermeye devam ediyor.
Ağdam bölgesini terk edenler evlerini ateşe verdi, elektrik tellerini kesti ve çatılardaki haçları çıkarıp yanlarında götürdü.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, bölgeden çekilen Ermenistan askerlerinin fotoğraflarını dünyaya servis etti.
Dağlık Karabağ'a 1960 barış gücü askeri yerleştiren Rusya ile Minsk Grubu'nun diğer üyeleri ABD ve Fransa arasında yeni temaslar söz konusu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Washington ve Paris'in pozisyonları dikkate alınarak 9 Kasım anlaşmasına ulaşıldığını belirtti, "Ateşkesin ABD'nin katılımı olmadan çözüldüğünü sanmıyorum" dedi.
Anlaşmadan 10 gün sonra bir açıklama yapan Fransa ise, ateşkese uyulup uyulmadığının takip edilmesi için Minsk Grubu ve uluslararası gözlemcilerin devreye girmesi çağrısında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Minsk Grubu'nun da devreye girmesini ve Dağlık Karabağ'da uluslararası bir gözlem gücünün sahada görev almasını ve gelecekte kalıcı çözüm için yürütülecek müzakerelerde dışarıda bırakılmamasını istiyor.
1994'ten bu yana gerilimin ve zaman zaman çatışmaların yaşandığı Dağlık Karabağ'da, Azerbaycan ve Ermenistan arasında müzakereleri yürütmek üzere oluşturulan Minsk Grubu ise sürecin dışında kaldı.
Rusya'nın arabulucuğunda imzalanan 9 Kasım anlaşmasında Türkiye de kiritik bir rol oynadı. Türkiye, Azerbaycan topraklarında kurulacak bir ortak merkezde, Rus askeri yetkilileriyle birlikte ateşkese uyulup uyulmadığını takip edecek.
Reuters haber ajansına konuşan Fransa Cumhurbaşkanlığı yetkilisi, Paris'in bölgede uluslararası gözlem gücü oluşturulması için bastırdığını, böylece Dağlık Karabağ'ı çatışmalar sürerken terk eden Ermeni nüfusun güvenli şekilde geri dönüşünü sağlamayı ve müzakere masasında yer almayı umduğunu söyledi:
"Rusların ateşkes takibi formülü için Türklerle görüştüğünü anlıyoruz ama bunun olmasını istemiyoruz. Bu bölgede yeni bir Astana sürecinin tekrarı anlamına gelir. Bir tarafta Minsk Grubu, diğer tarafta Astana olmaz. Ruslar bir noktada seçim yapmak zorunda."
Anlaşmayla fay hatlarının yerinden oynadığı Ermenistan'da ise, sular durulmuyor. Muhalifler, günlerdir Başbakan Nikol Paşinyan'ın istifası için gösteri yapıyor.
Erivan'dan bugün yeni bir istifa haberi geldi, Savunma Bakanı David Tonoyan koltuğunu bıraktı. Ermenistan'da hafta başında da Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan istifa etmişti.
Tonoyan'ın yerine Vagarşak Harutyunyan atandı. Ermenistan'da bugün ayrıca Acil Durumlar Bakanı Feliks Tsolakyan ve Çalışma Bakanı Zaruyi Batoyan da görevlerinden alındı.
Ermenistan'da gerçekleştirilen bir anket ise, Ermenilerin Dağlık Karabağ'ı tamamen kaybetmesinin önüne son anda geçen Rusya'ya bakışı ortaya koydu.
Ermenilerin neredeyse yüzde 85'i Rusya'yı ülkelerinin müttefiki olarak görüyor. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 84'ü Rusya'ya karşı 'iyi bir tavırları' olduğunu söyledi.
Anket, Ermenistan'da yaşayan her beş kişiden dördünün Moskova'dan askeri ve siyasi yardım almaya hazır olduklarını gösterdi. Yüzde 9,4'lük bir oran ise Rusya'dan hoşlanmadığını dile getirdi.
Ankete katılanların yüzde 62,3'ü Rusya'yı Ermenistan için dost ülke olarak nitelendirdi. İkinci sırada yüzde 39,9 ile Fransa, üçüncü sırada ise yüzde 6,4 ile İran yer aldı. Katılımcıların yüzde 5,8'i Amerika Birleşik Devletleri, yüzde 1,2 Gürcistan ve yüzde 0,6 Almanya'yı dostu ülkeler listesinde saydı.
Rusya lideri Vladimir Putin, hafta içinde yaptığı açıklamada, Ermenistan'ın yenilgi anlaşmasını reddetmesi halinde bunun ‘intihar’ olacağını söylemişti. Dağlık Karabağ'ı Ermenistan dahil kimsenin tanımadığını hatırlatan Putin, "Karabağ’ın nihai statüsü belirlenmedi. Bugün var olan statükonun devam etmesi konusunda anlaştık. Bundan sonra ne olacağına gelecekteki liderler, gelecekte bu süreçte yer alacaklar karar verecek" demişti.
Ermenistan'ı alt üst eden anlaşmaya göre, Dağlık Karabağ'daki çatışma hatlarına ve Laçın koridoruna 1960 Rus barış gücü askeri yerleştiriliyor. Türkiye ve Rusya ayrıca Azerbaycan topraklarında tesis edilecek bir barış gözlem merkezinde birlikte yer alacak,
Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.
İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.
10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.
Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.
Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.