13.01.2022 - 08:46 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Washington ve Moskova arasında hafta başında yüz yüze başlayan diplomasi turu NATO-Rusya buluşmasıyla sürdü, ipler kopma noktasına gelirken taraflardan sert açıklamalar peş peşe geldi.
Ukrayna sınırına 100 bin asker yığdıktan sonra aniden NATO'nun doğuya doğru genişlememesi ve bazı güvenlik garantileri talep eden Rusya lideri Vladimir Putin, uluslararası ittifaktan istediğini alamadı.
Brüksel'deki NATO Ana Karargahında Moskova'yı temsil eden Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, ittifakın talepleri reddetmesi üzerine Batılı ülkelere tehditler savurdu.
İlişkilerin daha da kötüleşmesinin Avrupa'nın güvenliği açısından önceden kestirilemeyecek sonuçları olacağını vurgulayan Gruşko, "Şimdiye kadar hiç bu kadar dürüstçe ve keskin bir tartışma yürüttüğümüzü hatırlamıyorum" dedi.
Aleksandr Gruşko'ya göre NATO Rusya açısından kabul edilemez riskler yaratıyor, ilişkiler bu şekilde devam edemeyecek ve bir çıkış yolu bulunmalı. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin ise, NATO'nun tekliflerini önemsemediğini savundu.
NATO'dan yayılmayı durdurmasını isteyen Rusya, Ukrayna'nın yanı sıra Rusya'ya komşu ittifak üyesi Estonya, Letonya ve Litvanya gibi ülkelerdeki asker ve silahların geri çekilmesini istiyor. Uzun bir aradan sonra ilk kez toplanan NATO-Rusya Konseyi'nde Moskova'nın talepleri geri çevrildi.
Yaklaşık dört saat süren toplantıya başkanlık eden NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, taraflar arasında önemli görüş ayrılıkları bulunduğunu vurguladı, NATO'nun kapılarının yeni üyelere açık olacağını ve Avrupa'da silahlı çatışma riski bulunduğunu söyledi.
Ukrayna'nın egemen bir ülke olarak yapacağı güvenlik anlaşmalarına kendi karar verme hakkı bulunduğunu kaydeden Stoltenberg, "Bu noktada başka kimsenin bir şey deme hakkı yok ve tabii ki Rusya'nın bir veto hakkı da bulunmuyor" diye konuştu.
Toplantıda ABD'yi temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman da, Kremlin'i net şekilde uyarıp "NATO'nun açık kapı politikasına kapıyı kapatmayacağız. NATO'nun genişlemeyi durdurmasına razı olamayız" ifadesini kullandı.
Moskova'nın önünde iki seçenek yer aldığını dile getiren Sherman, "Rusya ya diplomasiyi seçecek ya Batı'yla karşı karşıya gelecek. ABD ve NATO her ihtimale hazırlıklıdır. Ukrayna'nın askeri ittifaka üyeliğinin veto edilmesini asla kabul etmeyeceğiz" dedi.
ABD, Rusya ve Ukrayna heyetleri bugün de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Viyana'daki toplantısına katılacak. Avrupa'da diplomasi trafiği hız kesmeden devam ederken, Washington'da Rusya'yı çileden çıkaracak bir teklif var.
ABD Senatosu'nun Demokrat üyeleri, Rus tanklarının Ukrayna'ya doğru harekete geçmesi halinde Rusya lideri Putin ve kilit bankacılık kurumları dahil Rus hükümeti ve ordusunun üst düzey yetkililerine kapsamlı yaptırımlar getirecek bir tasarı açıkladı.
Demokrat Parti'nin arkasında durduğu tasarıya, Beyaz Saray da destek veriyor. Demokrat siyasetçi Menendez, "Bu yasal düzenleme, Kremlin Ukrayna'yı yeniden işgal etme tehdidinde bulunurken ABD Senatosu'nun buna sessiz kalmayacağını net biçimde ortaya koyuyor" dedi.
İlk olarak Washington Post tarafından duyurulan tasarı, bankaların diğer mali kurumlarla kilit bilgilerin alışverişinde kullandığı SWIFT gibi güvenli mesajlaşma sistemleri sağlayan Rusya'daki şirketleri de hedef alıyor.
Kremlin'den ilk açıklama bugün öğle saatlerinde geldi. Moskova, ABD'nin Putin'i hedef tahtasına koyacak bir yaptırıma girişmesinin 'çizgiyi aşmak' olacağını duyurdu.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gazetecilere verdiği demeçte, "Bir devlet başkanına yaptırım uygulamak, sınırı aşmak ve bağları koparmaktır" dedi ve Kremlin'in ABD'nin yaptırım taslağını 'son derece olumsuz' gördüğünü söyledi.
Peskov, Rusya'nın görüşmelere devam etme konusunda 'siyasi irade eksikliği' olmadığını ancak Moskova'nın somut sonuçlar görmesi gerektiğini yineledi ve Moskova'nın önümüzdeki günlerde Rusya'nın güvenlik taleplerine 'somut' yazılı cevaplar beklediğini de sözlerine ekledi.
Yaptırım haberi beklendiği gibi Rusya gündemine bomba gibi düştü. Rus senatör Alexei Pushkov Putin'i doğrudan hedef alan yaptırımların sonuçları olacağını ve Washington-Moskova arasındaki ilişkileri koparabileceğini söyledi.
Rusya'nın Washington Büyükelçisi Anatoly Antonov ise, Moskova'nın güvenlik tekliflerine yanıt beklediğini yineleyip ABD tarafından hazırlanan yeni yaptırımları 'umutsuz' olarak niteledi. Izvestia gazetesine göre, Antonov, ABD'nin yaptırım hamlesini halihazırda devam eden müzakereleri etkileme çabası olarak görüyor.
Komsomolskaya Pravda gazetesi de yine Washington Büyükelçisi Antonov'un sözlerini sayfasına taşıdı ve Washington'ın 'felç edici' yaptırımlarla Moskova'nın gözünü korkutamayacağını yazdı.
Rus lider Putin, 2021'in son günlerinde ilk kez NATO'dan güvenlik garantileri istedi. Bunlar arasında ittifakın daha fazla genişlemesine yasak getirilmesi ve ittifaka 1997’den sonra katılan doğu ve orta Avrupa’daki ülkelerde NATO askeri faaliyetlerinin sona erdirilmesi yer alıyor. Müzakerelerin çökmesi halinde Rusya 'askeri-teknik' yanıt vermeye hazırlanıyor.
Aralık ayında Rusya ve Ukrayna, Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesine yönelik olarak 2020 yılında sağlanan kapsamlı ateşkesi tekrar yürürlüğe koymak için anlaşmıştı ancak buna rağmen sınırda top ve silah sesleri kesilmiyor.
Ukrayna ordusu 2014'ten beri ülkenin doğusunda Donbas bölgesinin büyük bölümünde Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile savaşıyor. Yedinci yılını dolduran çatışmalarda 14 bin kişi hayatını kaybetti. Savaş 2015'te sona ermiş olsa da Temmuz 2020'deki ateşkese kadar çatışmalar devam etti.
Bölgede ateşkes ihlalleri son dönemde tekrar artmaya başlamıştı. Ukrayna, Rusya'yı ülke sınırlarının 200 kilometre yakınına 122 bin asker göndermekle suçlamış ve 143 bin askerin daha sınırın 400 kilometre ötesinde beklediğini öne sürmüştü.
ABD istihbaratı da Rusya'nın sınırdaki asker sayısını 175 bine çıkarıp 2022'nin başlarında Ukrayna'ya saldırabileceğini açıklamıştı. Rusya, söz konusu işgal haberlerini birçok kez yalanladı.