10.06.2021 - 07:13 | Son Güncellenme:
DHA - AA
Cihat Aslan / İstanbul - Marmara Denizi’nin Ege’ye açılan kapısı olan Çanakkale de müsilaj kirliliğinin etkisi altında. Erdek’ten sonraki durağımız olan Çanakkale’de öncelikle denize kıyısı olan Karabiga’ya geçtik. Bir gece önce sahil şeridi salya ile kaplı ilçede, rüzgarla sahildeki müsilaj Çanakkale Boğazı’na doğru yol aldı. Buranın ardından geçtiğimiz haftalardaki müsilaj görüntüsüyle korkutan Çanakkale merkezine geçtik. Merkez’de liman ve sahil şeridinde karadan 5-10 metreye kadar beyaz renkli salya mevcut.
Çanakkale merkezden katşı kıyıya yani Kilitbahir’e vapurla geçtik. Vapur seyhatinde, sahil kıyısından akıntı ile gelen müsilajın deniz üzerinden parça parça ilerlediği görülüyor. Çanakkale Sahili’nden rüzgarla birlikte kopan ve beyaz görüntüsüyle binlerce denizanasının birlikte hareket ediyormuş görüntüsü veren büyük müsilaj parçaları Kilitbahir ve Eceabat bölgesine doğru ilerliyor. 15 dakikalık vapur yolculuğunda denizin ortasında parça parça müsilaj ve geçiş izlerine rastladık. Sahil şeridinde ise müsilaj, karadan 50 metreye kadar sahili kaplarken, Kilitbahir ile Eceabat İlçesi arasında da hem açıkta, hem de kıyılarda müsilaj denizi beyaza boyamış.
Eceabat’ta ise sahil şeridinden açıkta müsilaj parçalarına rastlanıyor. Müsilajın Çanakkale’de en fazla rastlandığı yer Gelibolu sahilleri. Gelibolu sahilinde iskeleden baştan sona deniz salyası ile kaplı. Gelibolu’da Üçköprüler Mahallesi’nin ortasından geçen yaklaşık 200 metrelik Üçköprüler Deresi ise tamamıyla deniz salyasına bürünmüş. Kanalın etrafında kalan otel ve bina sahipleri kokudan ve görüntüden rahatsız. Kanala bitişik evi olan Bahar Yücel, “İki aydır böyle. Arada gidiyor rüzgarla geri geliyor. Oğlum 15 gün önce Saros’ta müsilajlı denize girdi. Ertesi gün ateşler içinde yandı. Önce koronavirüs sandık. Sonra ishal olduğunu öğrendik. Ben bu salyaya bağlıyorum” dedi.
Kanalın yanındaki Otel Halil Tuna’nın sahipleri de hem kokudan hem de görüntüden rahatsız. Otel sahibi, müsilaj nedeniyle sezonu açamadıklarını söyledi. İstanbul’dan Gelibolu’ya tatile gelen Yıldız Yaycı, “10 gündür buradayız her taraf salya. Bu sene denize giremeyeceğiz galiba” dedi. Merkez’deki balıkçı barınağında balıkçı ise, “Ağlar normalde turuncu renkte ama renkleri değişti. Ağı normalde 2 kilo çekiyorsan, yukarı salya yüzünden 15 kilo gibi geliyor. Balıkların yumurtlama dönemi geldi ama salyadan yumurta atamayacaklar. Nereye atacak, en dipten beri her taraf salya. Seneye balık fiyatları acayip yükselecek” diye konuştu.
Gelibolu sahilde kıyıya yakın Balık Restoranı’nın sahibi Eşref Tan ise, şunları söyledi: “2 aydan beri var. Sıcakla birlikte koku yapar mı? Sinek mi toplar bilemiyoruz. Balık çıkmıyor, işlerimiz büyük etkilenecek. Artık balığı ya Karadeniz ya da başka yerden getireceğiz. Masalarım denize bir metre. Ben kendim bu görüntüyü görsem burada balık yemem. Gelibolu’nun sardalyası meşhurdur. Her sene Sardalya Festivalleri olur. Şu iki seneden beridir sardalya azalmaya başladı. Bu sene hiç olmayacak. ‘Festival nasıl olsun?’ şeklinde konuştu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz: “Marmara’dan gelen müsilajın bir bölümü Limni Adası’na, diğer bölümü de Gökçeada ile Gelibolu Yarımadası’ndan yukarı akıntı ile Saros’un içine doğru gidiyor. Boğazın içinde mercanların üstünün komple kaplı olduğunu biliyoruz. Müsilaj dört ayımızı felç etti. Ege’ye akan miktar fazla olmadığı için sıkıntı olmayacağını öngörüyorum.”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Şanver Çelik deniz salyasının seyri hakkında şunları söyledi:
“Marmara Denizi’nden Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi’ne üst akıntı mevcut. Hakim rüzgarlar değiştikçe bu akıntının hızı artıyor ve azalıyor. Şu an Çanakkale Boğazı’nda gördüğümüz müsilaj bu akıntının etkisiyle Limni Adası, Gökçeada ve Saroz Körfezi’ne doğru hareket ediyor. Kuzey Ege Denizi’nde birikimlerle karşılaşacağız. Güney Ege Denizi’ne gelince; tuzluluk, sıcaklık ve akıntı farklılıkları ve Ege ile Akdeniz’deki organizmaların dağılımlarının Marmara Denizi’nde sorun oluşturan organizmaların dağılımlarına benzer olmaması nedeniyle bu müsilajın Güney Ege’de etkili olacağını düşünmüyoruz.”
Suda fitoplankton olarak adlandırılan mikro alglerin, aşırı çoğalması sonucu oluşan yapışkan salgıya müsilaj deniliyor. Deniz salyası olarak da adlandırılan müsilaj, suyun üzerinde veya dibinde beyaz veya sarı renkte çamur gibi bir yapı oluşturuyor. Müsilaj oluşumu, denizdeki kirlilik ve deniz suyu sıcaklığındaki artışa bağlanıyor.
Marmara Denizi'nde etkili olan müsilajla mücadele kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının "Marmara Denizi Eylem Planı" kapsamında Tekirdağ'da da başlatılan temizleme çalışmaları ve rüzgarın etkisi ile salyanın etkisi kıyıda kalmadı.
Müsilajın etkisi daha çok açıklarda görülüyor. Deniz dibinde de müsilaj tabakası olduğu belirtiliyor. Yetkililer kıyıda yürütülen çalışmalara ara verildiğini ancak deniz salyasının yeniden etkili olması halinde temizleme çalışmalarının yeniden başlatılacağını belirtti.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlığında, üniversitelerin ilgili fakültelerinin dekanları ve sahada konuya ilişkin çalışmalar yürüten akademisyenlerin katılımıyla Marmara Denizi'ndeki müsilaj (deniz salyası) sorununa ilişkin, yarın saat 11.30'da YÖK Başkanlığında toplantı yapılacak.
YÖK'ten yapılan açıklamada, Kurul'un, üniversitelerin toplumsal sorunların çözümü konusunda ilgili bütün kurum ve kuruluşlarla ortak hareket ederek, bilimsel katkılar sunması noktasında öncü kurumlar olmasını desteklemeye devam ettiği belirtildi.
Bu kapsamda, yarın saat 11.30'da, YÖK Başkanlığında, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorununa ilişkin üniversitelerde şimdiye kadar yapılmış veya halen sürmekte olan bilimsel çalışmalar ile bu çalışma sonuçlarının önerdiği önlemlerin görüşüleceği bildirildi.
Açıklamada, bu alanda uzman akademisyenlerle yapılacak toplantıyla bilimsel bir seferberlik başlatılacağı kaydedildi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlığında yapılacak toplantıya, farklı üniversitelerin ilgili fakültelerinin dekanları ve konuya ilişkin sahada çalışmalar yürüten akademisyenlerin katılacağı aktarıldı.
Akademik görüşler ve değerlendirmelerin yapılacağı toplantının, Saraç'ın açılış konuşmasıyla başlayacağı belirtildi. Toplantıda, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melek Okyar ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu'nun süreçle ilgili görüşlerini paylaşacağı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, toplantının ardından akademisyenleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul edeceği ve Erdoğan'a toplantının çıktılarına dair bilgi sunulacağı duyuruldu.
İstanbul'da, Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası) sorununu çözmek için başlatılan "müsilaj temizliği seferberliği" kapsamında çalışmalar sürüyor. Caddebostan sahilinde dün "Marmara hepimizin" sloganıyla başlatılan çalışmalar akşam ve gece saatlerinde de devam etti.
Kentte sabah saatlerinde Kadıköy'de Caddebostan Sahili ve Kurbağalıdere ile, Pendik, Tuzla, Maltepe, Kartal ve Yenikapı'da sabah saatlerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekipleriyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri tarafından eş zamanlı çalışma başlatıldı.
Caddebostan Sahili'nde İBB ekipleri dubalarla bir alanda toplanan deniz salyalarını süzgeçlere doldurarak atık torbalarına koydu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekipleri ise gece saatleri boyunca müsilajları depolama tanklarına doldurdu. Bariyerlerle deniz salyalı alanı iyice daraltan ekiplerin çalışmaları sürüyor.
Bakanlığa ait ve bakanlığın yetkilendirdiği kuruluşlarca getirilen tekneler, deniz süpürgeleri ve botların çalışmaları da açık denizde devam ederken, İBB'ye ait bazı tekneler Caddebostan Sahili'nde dip temizleme çalışmalarında bulunuyor.
Sörf hocalığı yapan Serhan Balcı da Caddebostan Sahili'nin bu dönemde en çok konuşulan yer olduğunu ve çalışmaların dün başladığını söyledi.
Çalışmaların oldukça hızlı gittiğine de değinen Balcı, "Hem yüzey üstü hem yüzey altında bakanlığın ve belediyenin araçları çalışıyor. Zannediyorum yüzey olarak bir hafta içerisinde görsel olarak İstanbul'da özellikle Anadolu Yakası'nın büyük bir kısmı temizlenmiş olacağını düşünüyorum. Ama ileri arıtma, biyolojik arıtma gibi şeylerinde kuvvetlendirilmesiyle de önümüzdeki yıllarda daha temiz bir Marmara Denizi'ne kavuşacağımızı düşünüyorum. Sürekli denizin üzerinde biri olarak ben bunu bekliyorum." ifadelerini kullandı.