14.10.2020 - 11:14 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İngiliz donanmasına ait denizaltı HMS Vigilant'ın adı, geminin personeli ile kaptanı arasında yaşanan ilişki skandalıyla lekelenmişti.
Geminin 41 yaşındaki kaptanı Stuart Armstrong'un 25 yaşındaki kadın asteğmen Rebecca Edwards ile ilişki yaşadığı ortaya çıkmış, rezalet tüm dünyada manşetlere çıkmıştı.
Ülkede askeri yasalara göre aynı gemide yer alan personelin cinsel ve aşk ilişkisi yaşaması kesinlikle yasak olduğu için, hemen olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma kapsamında kaptan Armstrong’un görevinden uzaklaştırıldığı belirtilirken, olayın daha da büyük ölçekli olduğu ortaya çıkmıştı.
İkinci kaptan olarak görev yapan Michael Seal’ın da başka bir kadınla ilişki içerisinde olduğu ortaya çıkınca, Seal'ın da görevden uzaklaştırılmasına karar verilmişti.
Skandal bununla da sınırlı kalmadı. Diğer askerler ise ABD'de kaldıkları otelin havuzunda tanıştıkları kadınlarla ilişkiye girdiği ortaya çıktı.
HMS Vigilant denizaltısındaki mürettebat uyuşturucu testine sokuldu, kanında kokain bulunan dokuz denizci ordudan atıldı.
3 milyar sterlinlik nükleer denizaltının, her fırsatta kuralları çiğneyen mürettebatı arasında bu kez de koronavirüs salgını başladı.
İsmi açıklanmayan bir kaynak, basına yansıyan skandallardan sonra içerisinde olup bitenin son derece gizli tutulduğu HMS Vigilant'ın, Giorgia'da bulunan Kings Bay ABD Donanma Üssü'nden birkaç kişinin ayrılmasının ardından 35'ten fazla mürettebatın test sonucunun pozitif çıktığını açıkladı.
Ekibin dörtte birinin koronavirüs testi pozitif çıkarken, virüse yakalananlar arasında bir doktorun ve ikinci komutanın olduğu ortaya çıktı.
Raporlara göre, denizaltında depolanan nükleer silahların konuşlandırılması için gerekli kodlar yalnızca ikinci komutan ve bir diğer kişi tarafından biliniyor.
Denizciler, 318 bin koronavirüs vakası ve 7 bin 282 ölüm görülen Giorgia'daki striptiz kulüplerine, barlara ve restoranlara gitmeme emirlerine uymadı.
İçeriden biri, denizcilerin 320 kilometre uzaktaki Florida'da bulunan bir plaja gittiklerini de söyledi. Florida, toplam 738 bin 749 vaka ile ABD'de en kötü etkilenen üçüncü eyalet.
HMS Vigilant, diğer dört denizaltıyla birlikte Birleşik Krallık'ın nükleer caydırıcılığının bir bölümünü oluşturuyor. Gemide bulunan balistik füze olan Trident 2'nin bakım çalışmaları devam ediyor.
The Sun gazetesine yorum yapan ve isminin gizli tutulmasını talep eden bir kaynak, denizcilerin haftalardır bir arada olduklarını ve sıklıkla kuralları çiğnediklerini söyledi.
Bir Kraliyet Donanması sözcüsü ise, 'Denizaltı operasyonları ile ilgili konularda yorum yapmıyoruz. Ancak bir bireyin davranışının beklediğimiz yüksek standartların altında kaldığı durumlarda, gerekli gördüğümüz önlemi almaktan çekinmeyiz." ifadelerini kullandı.
Nükleer denizaltı HMS Vigilant'ın adı, yıllardır karıştığı skandallar nedeniyle gündemden ve gazete manşetlerinden düşmüyor.
İngiltere, pandemi sürecinde kritik bir aşamaya geçti. Ülke genelinde vaka sayılarındaki artış devam ederken, hastaneye kaldırılan hastaların sayısı ilkbahardaki karantina döneminin de üzerine çıkmış durumda.
Üstelik, resmi bilimsel tavsiyeler ile hükümet tarafından alınan siyasi kararlar arasındaki uçurum da günden güne daha çok ortaya çıkmaya başladı.
Hükümetin bilimsel tavsiye grubu (Sage) tarafından açıklanan belgeler, grubun yaklaşık üç hafta önce hükümete harekete geçme çağrısında bulunduğunu ortaya koydu.
Belgelere göre, Sage 21 Eylül'deki yazısında, "Acilen önlem paketinin yeniden yürürlüğe alınması gerekiyor" dedi ve "Bu müdahaleler ne kadar hızlı bir şekilde yapılırsa, Kovid-19 bağlantılı ölümler de o kadar çok azalır ve getirilen kısıtlamalar da o kadar hızlı bir şekilde kaldırılabilir. Vaka sayısını azaltmak için ivedilikle harekete geçilmemesi, felaket sonuçlar doğuracak çok geniş bir salgına yol açacak" diye devam etti.
Sage'in hükümete vakit geçirmeksizin uygulamaya sokmasını önerdiği önlemler şunlar oldu:
Vaka sayılarındaki artışı azaltmak için ülke genelinde belli bir süreliğine geçici karantina uygulanmasını öngören 'devre kesici' mekanizmanın yürürlüğe sokulması.
Yapabilen herkes için evden çalışmanın tavsiye edilmesi. Destek grupları hariç aynı evde yaşayanların başkalarıyla temas kurmasının yasaklanması.
Bar, restoran, kafe, kapalı spor salonları ve kuaför gibi "kişisel hizmet" sunan yerlerin kapatılması. Yüksek öğretimde zorunlu olmayan haller dışında uzaktan eğitime geçilmesi.
Ancak hükümetin de yalnızca virüsün yayılmasını engellemeyi amaçlayan önlemlerin yarattığı etkiyi değil, bunların genel halk sağlığı, refahı ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini de dengelemesi gerekiyor.
Sage'in yaptığı öneriler arasında bir tek evden çalışmayla ilgili tavsiye hayata geçirildi. Diğer önlemler ise ülke çapında değil, bazı yerel düzeyde uygulamaya sokuldu.
Sage'in belgeleri, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın Pazartesi akşamı yaptığı açıklamadan kısa bir süre sonra açıklandı. İngiltere sağlık baş danışmanı Prof. Dr. Chris Whitty ile birlikte yaptığı açıklamada Johnson, Liverpool bölgesinde yürürlüğe sokulan ve en sıkı kısıtlamalar içeren "Çok Yüksek Tehdit" önlemlerinin virüsün yayılmasını durduracağını düşünen kimse olmadığını da ifade etti.
Johnson, virüsün kontrol altına alınması için "çok daha fazlasının yapılması" gerektiğini belirterek, bu konudaki yetkinin yerel yönetimlere verildiğini söyledi.
21 Eylül'deki Sage toplantısına katılan Prof. Dr. Calum Semple, üç aşamalı önlem sisteminin yürürlüğe çok geç sokulduğunu ve önümüzdeki birkaç hafta içerisinde kısa süreli ulusal bir karantinanın uygulanması gerektiğini belirtti.
Sage ayrıca, hükümetin dünyanın en iyisi olduğunu iddia ettiği Test ve Takip sistemini de ağır bir dille eleştirdi.
Test ve Takip sistemi, virüsün yayıldığı yerlere yönelik kısıtlamalar uygulanmasını sağlayarak ulus çapında bir karantinanın önüne geçmeyi hedefleyen hükümetin koronavirüsle mücadele planlarının da merkezinde yer alıyor.
Sage, bu sistemin "bulaş üzerindeki etkisinin çok düşük" olduğunu ve buna ayrılan kaynakların pandeminin yayılma hızından daha yüksek olmaması halinde "ileride daha da önemsizleşeceğini" belirtiyor.
Sage'in hazırladığı belgelerde, ülke genelinde sokağa çıkma kısıtlamaları ve karantina öngören iki haftalık bir 'devre kesici' uygulamasının salgının durumunu 28 gün geriye alacağı belirtiliyor. Bu da Test ve Takip sisteminin yaygınlaştırılması için zaman kazanılmasını sağlayabilir.