30.06.2020 - 13:39 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr BBC Türkçe
31 Aralık tarihinde Çin'in Wuhan kentinden gelen bir haberin dünyayı sonsuza kadar değiştireceğini kimse tahmin etmemişti. 'Gizemli' hastalığın yeni bir koronovirüs olduğu dünyaya duyuruldu.
Aradan iki ayı aşkın bir süre geçtiğinde artık resmi adı Covid-19 olan hastalık yeryüzünde 1 milyon insana çoktan bulaşmıştı bile. Haziran ayına gelindiğindeyse, vaka sayısının 8 milyondan 9 milyona ulaşması bir hafta sürdü.
9 milyondan 10 milyona ise bir haftanın da altında bir sürede çıkıldı, artık yeryüzünde günde ortalama 170 bin insana koronavirüs bulaşıyor. Öyle ki, 1 Haziran'da 6 milyon 363 bin koronavirüs vakası vardı, bugün 10 milyon 412 bin.
Tespit edilen vaka ve can kayıplarının dörtte birinden fazlası, ABD'de. ABD'de koronavirüs bulaşanların sayısı 44 bin artışla 2 milyon 681 bini buldu, can kayıpları ise 346 artışla neredeyse 129 bin.
25 bin testin daha pozitif çıktığı Brezilya, 1 milyon 370 bin vakayla dünyadaki toplam pozitif testlerin yüzde 13'üne ev sahipliği yapıyor. Brezilya'da 727 can kaybı daha kayıtlara geçti, böylece ölenlerin sayısı 58 bini aştı.
Son 24 saatte 18 bin yeni vakanın daha belirlendiği dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan'da ise, son bir ayda 550 binden fazla insana koronavirüs bulaştı. Toplam vakanın 567 bine ulaştığı Hindistan'ın kısa sürede Rusya'yı geçip dünya sıralamasında üçünlüğe yerleşmesi bekleniyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dün akşam saatlerinde salgında gelinen durumu ilan etti: "En kötüsü henüz gelmedi. Bunu söylediğim için üzgünüm. Ama bu tür ortam ve koşullarda en kötüsünün gelmesinden endişeliyiz."
DSÖ Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünyanın tüm büyük medya kuruluşlarının 'son dakika' koduyla verdiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki aylarda tüm ülkelerin karşılaşacağı kritik soru bu virüsle nasıl yaşayacağımızdır. Bu, yeni normal.
Virüsün hala yayılacağı çok alan var. Hepimiz bunun bitmesini istiyoruz. Hepimiz hayatımıza kaldığı yerden devam etmek istiyoruz. Ama zor gerçek şu ki bu salgın sona ermeye yakın bile değil.
Birçok ülke bazı ilerlemeler kaydetmiş olsa da küresel olarak pandemi aslında hızlanıyor. En kötüsü henüz gelmedi. Bunu söylediğim için üzgünüm. Ama bu tür ortam ve koşullarda en kötüsünün gelmesinden endişeliyiz."
DSÖ'nün yeryüzünü allak bullak eden açıklamasından dakikalar sonra bu kez BBC bir başka kabusu bütün dünyaya duyurdu.
Çin'deki bilim insanları, dünya çapında salgın şeklinde yayılma ihtimali bulunan yeni bir grip virüsü türü keşfetti. Domuzlarda tespit edilen virüsün insanlara da bulaştığı açıklandı.
Araştırmacılar virüsün mutasyon geçirerek hızla yayılmasından endişe ediliyor. Mevcut haliyle de insanlar arasında kolayca yayılabilecek özellikler taşıyan virüsün yakın bir şekilde takip edilmesi gerektiği açıklandı.
Bu virüs de yeni bir virüs türü olduğu için insanların bu virüse karşı bağışıklığı yok. Yeni ve ölümcül bir grip dalgası ihtimali, koronavirüs pandemisi sırasında bile bilim insanlarının yakından takip ettiği bir konu.
Son grip pandemisi olan domuz gribi 2009'da Meksika'da ortaya çıkmıştı. Virüs korkulandan daha az kişiyi öldürmüştü. Özellikle yaşlılar arasında ölüm oranı beklenenden daha düşüktü.
Bunda, virüsün uzun yıllar önce görülen bir virüs türüne benzerlik taşıması nedeniyle yaşlıların bağışıklık kazanmış olmasının payı olduğu düşünülüyor. 2009'da ortaya çıkan A/H1N1pdm09 adlı domuz gribi, yıllık grip aşılarına dahil ediliyor.
Çin'de tespit edilen yeni virüs de 2009 virüsüyle benziyor. G4 EA H1N1 adlı verilen yeni virüs, insanların solunum yollarında çoğalabiliyor.
Virüsün Çin'deki domuz endüstrisinde çalışan kişilere bulaştığını gösteren kanıtlar da bulundu. Mevcut grip aşıları bu yeni türe dair koruma sağlamıyor. Fakat ihtiyaç haline üzerlerinde oynama yapılarak buna koruma sağlamaları mümkün.
İngiltere'deki Nottingham Üniversitesi'nden Kin-Chow Chang, yeni virüsün henüz büyük bir tehdit oluşturmadığını fakat bunu yakından takip etmek gerektiğini söylüyor.
Dünya Sağlık Örgütü ise, dünyadaki herkesin merak ettiği sorunun yanıtını bulmak, koronavirüsün kaynağını soruşturmak üzere Çin'e bir ekip göndereceklerini açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump, DSÖ'nün Wuhan'daki durumu yeterince incelemediğine işaret ederek, "DSÖ, 2019 Aralık ve hatta daha öncesinde Vuhan'da bir virüsün yayıldığına dair haberleri göz ardı etmiştir" ifadesini kullanmış, Washington 29 Mayıs'ta da DSÖ ile ilişkisini bitirmişti.
Koronavirüsün yol açtığı bir başka tehlikeyi ise, İngiliz The Guardian gazetesi sayfalarına taşıdı. Habere göre, koronavirüs salgınında restoranların kapanması ve sokakların boşalmasıyla, artık yiyeceklerden mahrum kalan sıçanlar yazla birlikte daha büyük bir tehlike arz ediyor.
Gazetenin konuyla ilgili haberinde "Karantina dönemi kemirgenler için de zor geçti. Yiyecek bulamayınca bizi evlerimize kadar takip ettiler. Bahçelerimizde yiyecek aramaya, yavrulamaya, atık su borularımızda, atılan eşyalarımızın arasında yaşamaya ve en kötüsü birbirlerini yemeye başladılar" denildi.
"Yamyam sıçanlar, kentsel yaşamın altüst olmasının en can sıkıcı sonuçlarından biri oldu" denen haberde, sıçanlarda sıra dışı ya da agresif bir davranış değişikliği görüldüğü ve hayvanların yavrularını yemeye başladığı ifade ediliyor.
Kent'teki Doğal Kaynaklar Enstitü'nden ekoloji profesörü Steve Belmain bunun sürpriz olmadığını ölümün eşiğine gelen memeliler arasında yamyamlığın yaygın olduğunu belirterek "Anneler, bir gün yeniden doğurma umuduyla yavrularını yiyorlar. Anne yeterince yiyecek bulamazsa yavrularına bakarken kendini öldürmez" diyor.
Savaş sonrası dönemin önde gelen kemirgen uzmanlarından Bill Lane-Petter, 1968'de yetersiz beslenen kemirgenlerin davranış değişikliği gösterdiğini gözlemlemiş ve "Bu anneleri ve diğer yetişkinleri leş yemeye, hatta yemek amacıyla yavrulara saldırmaya yöneltiyor' demişti.
Lane-Patter, fareler arasında bıyık kemirmenin yaygın olduğuna dikkat çekerek bunun kulak ya da ayak parmağı kemirmeye buradan da yamyamlığa evrilebildiğini söylüyor.
İngiltere'de haşereyle mücadele şirketlerine talep arttı. Renrokil adlı şirket, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 80'lik bir artıştan söz ediyor. Cleankill şirketinden Paul Bates, karantina döneminde daha fazla çöp üretildiğine dikkat çekerek çöp kutularının etrafındaki hayvan hareketliliğin de arttığını vurguladı.
Sıçanların daha cüretkârlaşarak evlere girmeye başladığını belirten Bates, "Sıçanlar, atık borularına tırmanıyor, plastik boruları kemirip klozete gelebiliyorlar" dedi.
Alpha Pest Control adlı şirketten Mike Flynn yakın zamanda bir müşterisinin yaşadığı olayı şöyle anlattı: "Baba, sıçanın yukarı çıkıp bebek odasına girdiğini görmüş. Odada hayvanın saklandığı yeri aramış bulamamışlar. Çocuğun yatağına bakmak akıllarına gelmemiş. Yastığı kaldırdım ve sıçanla göz göze geldim."
Flynn, 16 bin tavuğun yetiştirildiği bir tavuk çiftliğinde 3 binden fazla sıçan tespit ettiklerini söyledi.
Dünyanın aksine salgının başlarında 'sürü bağışıklığı' yöntemini benimseyen ancak kısa süre sonra karantina tedbirleri uygulayan İngiltere'de, önlemlerin gevşetilmesinden sonra bir kent yeniden karantinaya alındı.
Leicester şehrinde Covid-19 vakalarının artması üzerine karantina önlemleri sıkılaştırıldı. Sağlık Bakanı Matt Hancock, Salı gününden itibaren acil ihtiyaç ürünleri satmayan dükkanların kapatılacağını, Perşembe günü de çoğu okulun kapatılacağını açıkladı.
Cumartesi gününden itibaren ülke genelindeki barlar ve restoranların açılmasına yönelik kararın Leicester için geçerli olmayacağı belirtiliyor.
Hancock, ülkedeki son bir haftada tespit edilen Covid-19 vakalarının 10'da 1'inin Leicester'de görüldüğünü açıkladı. Pazartesi akşamı Avam Kamarası'nda konuşan Bakan, kentte yaşayanlara acil olmadıkça evden çıkmamaları ve seyahat etmemeleri çağrısı yaptı.
İngiltere, dünya üzerinde ABD, Brezilya, Rusya ve Hindistan'ın ardından 311 bin pozitif testle en çok vakanın görüldüğü beşinci ülke. Can kaybında ise ABD ve Brezilya'dan sonra üçüncü, 43 bini aşkın insan koronavirüsten öldü.
Son 24 saatte dünya üzerinde en çok vakanın görüldüğü ülkeler ise şöyle: