20.08.2021 - 00:41 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Afganistan'da Taliban dönemi vahşetle başladı, hem Kabil Havalimanı çevresinden hem de diğer şehirlerden gelen görüntülerle dünyanın kanı çekildi. Taliban'a karşı gösteriler yayılıyor.
Afganistan'da Taliban bayrağına karşı ülke bayrağı bugün birçok şehrin sokaklarında dalgalanıyor. Afganistan’ın 102'nci Bağımsızlık Günü sebebiyle ülkede çeşitli şehirlerde insanlar sokağa çıktı.
Afganistan bayrağını taşıyan kişilerin, "Bayrağımız kimliğimiz" sloganları attığı bazı sosyal medya videoları da paylaşıldı. Reuters haber ajansı, görgü tanıklarına dayandırdığı haberinde, Perşembe günü Esadabad'da düzenlenen benzer bir protestoda birkaç kişinin, silah seslerinin neden olduğu izdihamlarda hayatını kaybetmiş olabileceğini bildirdi.
Sokaklarda insanlara ateş açan, stadyumlarda idam gerçekleştiren Taliban'ın vahşetini ortaya koyan yeni fotoğraflar yayınlandı. Yerel medya, Taliban militanlarının toplu mezara atıp kurşuna dizdiği kurbanlar olduğunu bildiriyor.
Fotoğrafların çekildiği yer, Afganistan'ın güneyinde yer alan Kandahar yakınları. Militanların yakaladığı Afganlar sırayla toplu mezara atıldı ve kurbanlar toprağa gömüldü. Yerel kaynaklar, örgütün elindeki kara listede yer alan Afganları öldürdüğünü aktarıyor.
Birleşmiş Milletler'e (BM) sunulan bir raporda ise, Taliban'ın NATO ve ABD askerleriyle çalışan ve işbirliği yapan herkesin yakalanması için çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. BM'ye istihbarat bilgisi sağlayan Norveç'teki Küresel Analiz Merkezi'nin düzenlediği gizli raporda, "Taliban, hedef alınan kişilerin teslim olmaması halinde, ailelerinin öldürüleceği veya tutuklanacağı tehdidinde bulunuyor" deniyor.
Askeri, polis ve araştırma birlimlerinde görev alanların özellikle risk altında olduğu belirtilen belgede, "Taliban, tüm büyük kentleri ele geçirmeden önce, buralardaki bireylerin yerlerini belirleme çalışması yaptı" ifadesi kullanılıyor.
Belgede, Taliban militanlarının, Kabil havaalanına girişte denetleme yaptığı, bazı yabancı personelin çıkışına izin verilirken, "kaos" durumunun devam ettiği belirtiliyor. Rapora göre, Taliban, yeni rejim için çalışacak ajan ağları kuruyor.
Çaresiz Afganlar, Amerikan askerleri kalabalığı geride tutmak için sersemletici bombalar atarken Kabil havaalanında bebeklerini dikenli tellerin üzerinden atarken görüntülendi.
İngiliz savunma bakanı Ben Wallace, Çarşamba günü İngiliz ve Alman pasaport sahiplerinin geçemediği ve uçakların yarı boş kalktığı yönündeki haberlerin ardından, batılıların Taliban'ın havaalanı çevresindeki çelik çemberinden geçmesine izin verildiğinde ısrar etti.
İngiliz savunma bakanı, "Eve tek bir boş uçak göndermedik" diye ekledi ve "Uçaklarımızda mümkün olan her alanı kullanacağız." ifadelerini kullandı.
Wallace ayrıca, refakatsiz çocukların ülke dışındaki uçuşlara yüklenmeyeceğini söyleyerek, insanları bebeklerini havaalanı yerleşkesindeki İngiliz birliklerine vermemeye çağırdı.
Öte yandan devasa ABD kargo uçaklarının kapasitelerinin 600 olmasına rağmen sadece 100 yolcuyla havalanıyor olduğu iddiası, Binlerce Batılının Taliban'ın elinde rehin kalabileceği paniğini de beraberinde getirdi.
Kaynaklar Bild'e, Alman Savunma Bakanlığı'nın Taliban'ın Doha'da yapılacak müzakereler için koz olarak rehine almasından korktuğunu söyledi. Dışişleri Bakanı Hieko Mass Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin militanlarla temas kurmak istediğini söylemişti.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, halihazırda 5 bin 200 askerin Kabil Havalimanı'nda görev yaptığını ve havalimanının birçok kapısının erişime açık olduğunu duyurdu. Pentagon'un verdiği bilgiye göre, şimdiye kadar Kabil'den 7 bin kişi tahliye edildi ve Amerikan savaş uçakları güvenliği sağlamak üzere Afganistan'ın başkentinin üzerinde uçuyor.
Sivil halk ülkeyi terk etmeye çalışırken dört bir yandan kaotik görüntüler gelmeye devam ediyor. Ülkede kadınlar, Taliban'ın verdiği garantiye rağmen sokağa çıkmaya korkarken, CNN International muhabiri Clarissa Ward'un da bir günde değişen görüntüsü tüm dünyada gündem yaratmıştı.
CNN International muhabiri Clarissa Ward ve ekibi, Çarşamba günü silahlı Taliban savaşçılarıyla karşı karşıya kaldıklarında Afganistan'ın Kabil kentinden son haberleri dünyaya iletmeye çalışıyorlardı.
Çaresiz Afganlar ve tahliye uçuşuyla kaçmayı uman ailelerin yanı sıra kalabalığı kontrol etmek için ateş açan Taliban savaşçıları ekibin etrafını sarmıştı.
Ward, olaydan sonra CNN'e yaptığı açıklamada, "Etrafta bize yaklaşan Taliban savaşçıları vardı, bir adam yüzümü kapatmam için bana bağırıyordu, yoksa benimle konuşmazdı" dedi.
CNN International ekibi ayrıca devasa derme çatma kırbaçı taşıyan bir adam gördü. Taşıdığı kırbaç aslında ikiye bölünmüş bir bisiklet kilidiydi, bu yüzden ağır metal asma kilit hala ortadaydı.
Clarissa Ward, adamın yoluna kim çıkarsa çıksın, onu uzaklaştırmak için bu kırbaçı kullandığını aktardı. Bir noktada, bir Taliban savaşçısı AK-47 saldırı tüfeğinin güvenliğin açtı, havaya kaldırıp ateş açmak için hazırlık yaptı.
Bu görüntü karşısında CNN ekibi saniyeler içinde siper almak için koşmak zorunda kaldı. Taliban'ın CNN ekibiyle yüzleştiği anların görüntüleri ise deyim yerindeyse yürekleri ağza getirdi.
"En korkutucu an", iki Taliban savaşçısının CNN yapımcısını telefonuyla video çekerken gördüğü zamandı. Tüfeklerini kaldırarak saldırıya hazır bir şekilde gazetecilere doğru hücum ettiler.
Ward, "Onu tabancayla dövmeye hazırlardı" dedi. Ancak başka bir Taliban savaşçısı araya girip diğerlerine Ward'ın ekibinin haber verme izni olan gazeteciler olduğunu söylediğinde, geçmelerine izin verildi.
CNN ekibiyle olan bu korkunç karşılaşmadan hemen önce, Ward ve ekibi, Kabil'deki havaalanının dışında bekleyen çaresiz ve öfkeli Afganlarla konuştu. Bazıları kendilerini terk edilmiş hissettiklerini ve ABD liderleri tarafından yalan söylendiğini iddia etti.
Ward, "Her türlü çılgın durumu haber yaptım. Bu tam bir kargaşaydı. Çılgıncaydı. Sıradan bir sivil için dayanılmaz bir durumdu." ifadelerini kullandı.
Havaalanının dışında konuşlanan Taliban, zaman zaman kalabalığı kontrol etmek için havaya ve kalabalığa ateş açıyor.
Ward, "Bu çok üzücü," dedi ve ekledi: "Herkes kağıtları ve pasaportlarıyla yanımıza gelip "Lütfen, Ben tercümandım. İçeri girmeme yardım et, Amerika'ya gitmeme yardım et."
Taliban’ın Pazar günü Kabil'in kontrolünü ele geçirmesinden beri, birçok ulus vatandaşlarını ve kendileriyle çalışan Afganları ülke dışına çıkarmaya çabalıyor.
Reuters’ın paylaştığı verilere göre, Türkiye 552 vatandaşını ülke dışına çıkardı. ABD ise, 2000'i son 24 saatte olmak üzere bugüne kadar 5200'den fazla kişiyi tahliye etti. Washington, 22.000 savunmasız Afgan'ı ve hâlâ ülkede bulunan yaklaşık 15.000 Amerikalı'nın tamamını tahliye etme sözü verdi.
ABD Başkanı Joe Biden, Afganistan'dan "kaos olmaksızın" ayrılmalarının bir yolunun olmadığını ve ayrılma sürecinin daha iyi yönetilemeyeceğini savundu. Amerikan ABC kanalına konuşan Başkan Joe Biden, Afganistan'dan ayrılma kararını, tahliye sürecinde ortaya çıkan durumu ve son gelişmeleri değerlendirdi. Afganistan'dan ayrılma kararının doğru olduğunu ve kararının arkasında olduğunu vurgulayan Biden, bu kararı almalarının gerekçelerini anlattı.
"Afganistan'dan ayrılma sürecinin daha iyi yönetilebileceğine inanmıyor musunuz?" şeklindeki soruya yanıt veren Biden, "Sanmıyorum. Bu süreç, ardından kaosun ortaya çıkmadığı bir şekilde ele alınabilirdi, bunun bir yolu olduğu fikri var ama bunun nasıl olacağını bilmiyorum." şeklinde konuştu. Biden ayrıca, söz konusu kararı alırken "kaos olabilir" durumunu da karar alma sürecinde değerlendirdiklerini belirtti. Amerikalıların ülkeden ayrılmasına izin verip vermeyeceği konusunda Taliban'ın ne yapacağından emin olmadıklarını anlatan Biden, "Peki şu an ne yapıyorlar, iş birliği yapıyorlar. Amerikan vatandaşlarının ayrılmasına izin veriyorlar." dedi.
Kabil Hamid Karzai Havalimanı'nda ortaya çıkan kaos görüntüleriyle ilgili fikri sorulan Biden, "Bir an önce kontrolü sağlamalıyız ve hızlı hareket etmeliyiz diye düşündüm. Ve öyle de yaptık." şeklinde konuştu. Afganistan'ı terk eden eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani ile Taliban'a karşı herhangi bir savunma yapmayan Afgan güvenlik güçlerine atıf yapan Biden, tam da bu sebeplerle ülkeden ayrılmalarının çok doğru bir karar olduğunu söyledi.
"Basit bir karar verebilirdim. Eğer kalıyoruz deseydim o zaman çok daha fazla askeri oraya göndermeye hazırlanmamız gerekirdi." ifadesini kullanan Biden, verdiği kararlarla çok sayıda Amerikan askerinin Afganistan'da ölmesini engellediğini belirtti.
Biden, Afganistan'dan ayrılmak isteyen tüm Amerikalıların tahliye sürecinin 31 Ağustos'tan sonraya sarkması durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine, gerekirse bazı ABD askerlerinin kalacağını söyledi. "Afganistan'da 10 ila 15 bin Amerikalı var, doğru mu? Ülkeden ayrılmak isteyen tüm Amerikalılar tahliye edilene kadar askerlerin orada kalacağı konusunda taahhüt veriyor musunuz?" sorusuna Biden, "Evet." şeklinde cevap verdi. Biden, bunun, 31 Ağustos'tan sonra da Afganistan'da kalacakları anlamına gelmediğini vurgularken, halen tahliye edilmesi gereken Amerikalıların olması durumunda 31 Ağustos'ta ne kadar ve ne şekilde askerin kalacağı konusuna bakacaklarını ancak kalan vatandaşlarını çıkaracaklarını belirtti.
Peki, resmen evrim geçirdiğini dünyaya ilan eden, değiştiğini söyleyen Taliban ne yapmak istiyor? BBC İzleme Servisi'nden Mina al-Lami, örgütün Afganistan halkını kazanmak için kampanya yürüttüğünü bildiriyor:
"Taliban, farklı platformlardan yürüttüğü halkla ilişkiler kampanyası üzerinden Afganistan halkı ve uluslararası toplumun kalbini ve aklını kazanmaya çalışıyor. Örgüt, yerel halk, bankalar, işletmeler, yatırımcılar, sivil yabancı çalışanlar, komşu ülkeler ve bölge güçlerine süslü mesajlar verirken, herkes için 'güvenli ve istikrarlı' bir ülke yaratmak istediklerine vurgu yapıyor.
Kadınlar ve kız çocuklarının geleceğine dair kaygıların farkında olan örgüt, dün Twitter'dan paylaştıkları ve 'okula gitmekte olan' kız çocuklarını gösteren bir resimle kızların eğitimden koparılmayacağı mesajını vermeye çalıştı. Aynı gün paylaştıkları bir başka videoda ise burka takmayan ve başörtüsü ile örtünen kadın doktor ve hemşirelerin çalışmaya devam ettiği görülüyordu.
Örgüt sadece normal yaşamın sürdüğü değil, kendi yönetimi altında bir ilerleme de yaşandığı mesajını vermek istiyor. İnsanların Taliban'ın gelişinden memnun olduğunu iddia ediyor. 13 Ağustos'ta yayımladıkları mesajda da vilayetlerin kolayca ellerine geçmesinin bunun kanıtı olduğunu öne sürmüşlerdi.
Ancak başarmaları esnek ve pragmatik davranmalarına bağlı - ki onların vermeye çalıştıkları imaj da bu. Öte yandan siyasi kazanımlar elde etme çabaları sonucu Taliban daha geniş anlamda radikal hareketin gözünde kolayca meşruiyetini kaybedebilir."
AP haber ajansı, ABD'nin çekilmeden önce Afganistan'a 20 yıl boyunca 837 milyar dolar para harcadığını ve tüm çabaların bir hafta içinde çöktüğünü bildirdi.
Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Aymaklar (Aimaq), Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar ve Beluçilerin de aralarında bulunduğu birçok etnik grubun yaşadığı Afganistan'da, 20 ile 40 arası farklı dil ve lehçe konuşuluyor.
On yıllardır çalkantının dinmediği Afganistan'daki kırılmanın başladığı olay, 1979 yılının son günlerinde başlayan Sovyetler Birliği işgali oldu. ABD'nin direnişçilere destek verdiği 10 yıl süren işgal sırasında çok sayıda ülkeden 100 bini aşkın kişi Afganistan'a giderek Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı.
Sovyetlerin 1989'da Afganistan'dan çekilmesinin ardından bu kez iç savaşa savrulan ülkede, Cumhurbaşkanı Muhammed Necibullah'ın 1992'de devrilmesiyle Afgan nüfusunun yarısını oluşturan Peştun grupların Kabil'deki hakimiyeti de sarsıldı.
İç savaş sürerken kurulan Taliban, farklı grupların desteğini aldı ve 27 Eylül 1996'da Kabil'e girerek iktidarı ele geçirdi. Böylece Afganistan'da, ABD liderliğindeki NATO birliklerinin 2001'deki saldırısına kadar devam edecek dönem başlamış oldu.
ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarından Afganistan'da üslenmiş El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin'i sorumlu tuttu. Afganistan'ı yöneten Taliban'dan El Kaide üslerini kapatmasını ve liderlerini ABD'ye teslim etmesini istedi. Taliban reddetti.
7 Ekim 2001'de Amerikan ve İngiliz uçaklarının Taliban ve El Kaide hedeflerine hava saldırısıyla Afganistan'da yeni bir savaş başladı. Afganistan'ı bu kez işgal eden ABD'ydi. Washington'ın 20 yıllık savaşı, Taliban'la masaya oturulması ve çekilme kararı alınmasıyla bitti.