17.01.2020 - 10:57 | Son Güncellenme:
1851 yılında Sultan Abdülmecit döneminde temelleri atılan 1854'ten 1945 yılına kadar da bu isimle faaliyet gösteren Şirket-i Hayriye, İstanbul tarihinde bir deniz taşımacılığı şirketinden çok daha fazlası.
Nizamnamesi Ahmet Cevdet Paşa tarafından hazırlanan ve Galatalı banker Manolaki Baltazzi tarafından İngiltere'den ısmarlanan altı adet yandan çarklı vapurla faaliyete geçen Şirket-i Hayriye İstanbul deniz taşımacılığının can damarı haline geldi.
Başlarda Tersane-i Amire vapurları ile arasında rekabet olmaması adına sadece Eminönü-Boğaz köyleri hattında faaliyet gösteren Şirket-i Hayriye, daha sonra tanınan imtiyazla birlikte Eminönü-Üsküdar arasında da seferler gerçekleştirmeye başlar.
Zaman içinde ikisi İstanbul Hasköy'de inşa edilen toplam 77 vapurluk bir filoya ulaşan Şirket-i Hayriye'de, İngiltere, Hollanda ve Fransa'dan getirilen vapurlar yer alıyordu.
Şirketin Avrupa yakasındaki iskeleleri Salıpazarı, Kabataş, Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Rumelihisarı (Kayalar), Boyacıköy, Mirgûn (Emirgan), İstinye, Yeniköy, Tarabya, Kireçburnu, Büyükdere, Sarıyer, Yenimahalle, Rumelikavağı ve Altınkum idi.
Anadolu yakasında ise; Haydarpaşa, Salacak, Harem, Üsküdar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy, Vaniköy, Kandilli,Küçüksu, Anadoluhisarı, Kanlıca, Çubuklu, Paşabahçe, Beykoz ve Anadolukavağı ile Haliç'te de Sütlüce iskeleleri vardı.
Savaş dönemlerinde de devlet için çalışan Şirket-i Hayriye vapyrları, 1911 Trablusgarp ve 1912'deki Balkan Harbi'nde ordunun kullanımına tahsis edildi. Son olarak İkinci Dünya Savaşı döneminde de Şirket-i Hayriye vapurları orduya verildi.
Savaş sonrası filosunda büyük azalma yaşayan Şirket-i Hayriye, 15 Ocak 1945'te çıkarılan 4517 sayılı yasayla, Şirket-i Hayriye, fiilen ortadan kalktı
Kuruluşun bu tarihten sonraki adı Türkiye Denizcilik İşletmeleri oldu.