17.09.2020 - 15:48 | Son Güncellenme:
Likya Yolu, dünyanın en iyi 10 yürüyüşü arasında gösteriliyor, 7 parkurdan oluşan rotada toplam 539 km’lik bir yürüyüş yolu bulunuyor.
Likya yolu Fethiye-Ovacık’tan başlayıp, Antalya-Geyikbayırı mevkiinde biten, toplamda 7 ayrı parkurdan oluşuyor.
Likya Yolu yürüyüşünün mevsimi, en iyi zamanı sonbahar (Eylül-Ekim) ve İlkbahar (Mart-Nisan) ayları.
Sizlerle fotoğraflar eşliğinde 7 parkurdan ilki olan Likya Yolu-1.etap yürüyüşünü paylaşacağım.
Likya Yolu-1.etap programı hemen herkese uygun. Çocuklu aileler ve altın yaştan olan da katılabiliyor. Zorluk derecesi en düşük olan parkur.
Toplamda 65 km olan 1.etap yürüyüşünde, günde ortalama 13 km yol yürünüyor.
Fethiye-Ovacık mevkiinde yer alan ve artık klasikleşmiş olduğu üzere Likya Yolu tabelasının altında çekilen fotoğraf sonrası yola koyuluyorsunuz.
Sizlere tavsiyem yanınıza küçük bir sırt çantası almanız, içinde ıslak mendil, 1,5 litre suyunuz, yara bandı ve aralarda atıştırmak üzere çerezleriniz olsun.
Yürüyüşünüz boyunca ağır çanta-bavul taşımayacaksınız, ağır çantalarınızı ve bagajlarınızı organizasyonu yapan Artemis Outdoor ekibinin aracı konaklanacak tesise götürüyor.
Fazlasıyla terleyen bir yapıya sahipseniz, sırt çantanızda bir iki adet yedek tshirt almanızda fayda var. Kafanıza mutlaka güneşten koruyan bir şapka almalı, öğleden sonra rüzgar çıkma ihtimali nedeniyle ince bir yağmurluk-rüzgarlık da bulundurun.
Günde ortalama 13-15 km arasında yürüyeceksiniz. Bu yürüyüşlerinizi yaparken uçurumlar geçmeyeceksiniz, korkulacak tehlikeli hiçbir koşulda varsa yükseklik korkunuz test edilmeyecek!
İstanbul’da çok fazla yürüyen biri olmasam bile 1.etapta hiçbir yerde zorlanmadığımı belirtmeliyim.
Tur kalabalık mıdır diye endişe etmeyin, pandemiden önce de küçük gruplarla yapılan bu seyahatte, ortalama 10-12 kişi oluyor. Doğa içerisinde olduğunuzdan sosyal mesafeyi koruma konusunda da hiç sorun yaşamayacaksınız.
Fethiye Ovacık’tan başlayan Likya 1.etabı, Kirme, Faralya (Kelebekler Vadisi), Kabak Koyu, Alınca, Gey Köyü, Bel Köyü, Gavurağılı ve Patara olmak üzere 5 günde tamamlanıyor.
Kelebekler Vadisinde ve Patara Plajında denize girme imkanı oluyor, bu sebeple bavulunuza mayo ve havlu koymayı unutmayın.
Yürüyüşe giderken ayağınızda bileği saran yürüyüş ayakkabısı olması çok önemli. Zira yürüyüş esnasında ayak burkulmaları olmaması adına önem arz ediyor.
Sonuçta çok da alışkın olmadığınız mesafeleri 5 gün içinde yürüyeceğinizden, her ihtimale karşı yanınızda yara bandı bulundurunuz. Zaman zaman ayakkabılar ayağınızı rahatsız ettiğinde imdadınıza yetişiyor.
Yürüyüş sabah kahvaltısının hemen ardından başlıyor. Öğle yemeğine değin kısa 1-2 mola ile kesintisiz devam ediyor.
Öğle yemekleri yürüyüş esnasında muhteşem manzarası olan ve/veya yol üzerinde en uygun konumdaki köyde alınıyor.
Ne yiyeceğiz diye endişe etmenize gerek yok! Likya 1.etap yürüyüşünde yemekler organizasyon tarafından yapılıyor. Artemis Outdoor’un meşhur aşçısı Enes Cücen’in lezzet dolu yemekleri seyahate keyif katıyor. Etli kuru fasulye pilav, cacık, domates çorbası, makarna, mercimek yemeği, türlü çeşitli tatlı olmak üzere tamamı ev yemeği lezzetinde yapılıyor.
Yürüyüşünüz boyunca çok keyifli manzaralarla karşılaşacaksınız.
Mola verdiğiniz zamanlarda grubun içinde yer alan farklı mesleklere sahip, belki de bu yürüyüş olmasa hayatta karşılaşmanız zor olan güzel insanlarla tanışıp-kaynaşacaksınız.
Öğle yemeğinizi yedikten sonra yürüyüş yeniden başlıyor. Hava kararmadan önce konaklama yerine varılacak şekilde yürüyüşler tamamlanıyor.
Toplam 5 gün sürecek Likya 1.Etap yürüyüş yolu turunda, coğrafyanın el verdiği şekilde 2-3 yıldız kalitesinde oteller, pansiyonlar, bungalovlar ve çadır kamp konaklamaları yapılıyor. Konaklama yapılan yerler tertemiz, bununla birlikte lüks otel konforu beklemek yerine, sıra dışı konaklamaların keyfini çıkarmanızı tavsiye ederim.
Konaklama yapılacak yere vardığınızda bu seyahatin en keyifli zamanının geldiğini anlıyorsunuz. Bir dağ otelinde şömine keyfi yapma, kamp ateşi çevresinde uzun sohbetler yapmak, şarkılar söylenmesi, grup halinde göster anlat tarzı oyunlar oynanması belki de daha önce katıldığınız hiçbir seyahatte alamadığınız keyfi size garanti ediyor.
Bu seyahatin en güzel yanlarından biri de müthiş gün doğumları ve gün batımları doğa içerisinde izleyebilmek.
Yüzlerce şehir gezip dünyanın en güzel coğrafyalarına gitmiş bir gezgin olarak, size şunu belirtmeliyim ki yapacağınız en keyifli seyahatler içinde doğa olanlar… Bana gittğim en güzel neresi diye sorulduğunda, Kamboçya kırsalı, Tanzanya’nın büyük hayvan göçü, balon safarisi, Norveç fiyortları, İskandinavya’da karlar arasında tren yolculuğu, Sri Lanka çay plantasyonları ilk önce aklıma geliyor. Oysa ki Roma, Barselona, Lizbon, Stokholm, Prag gibi bir sürü güzel şehir gezmiş olmama karşın, şehirler hiç aklıma gelmiyor.
Likya 1.etabı dünyayı gezmiş bir turizmci olarak beni ziyadesi ile tatmin etti diyebilirim. Artık unutulmaz deneyimlerim arasında…
Dağ başlarında kuş sesleri içinde yürümenin hazzı, her köşeyi dönüşünüzde farklı bir manzarayla karşılaşma durumu, her an elinizi toprağa değdirebilme hissiyatı paha biçilemez.
Bu seyahatte çok fazla güzellik var. En çok sevdiklerim arasında gün batımını bulutların üzerinde seyretmek oldu.
Kurulan dostane ilişkiler, aynı kaderin yolcusu hissiyatını seyahate katılanlarla birlikte hissedebilmek, seyahat boyunca bir olabilmek eşsiz bir duygu.
Her sabah, kahvaltıdan hemen sonra sabah sporlarının yapılması, doğa ve okçuluk eğitimleri farklı tecrübeler.
Hayatında ilk defa çadırda kalanlar için müthiş bir deneyim. Üstelik organizasyonun rehberleri size çadırın parçalarından, nasıl kurulacağına kadar her şeyi en ince detaylarına kadar öğretiyor. Ben çadır kurmayı bu seyahatte öğrendim. Çadırda en önemli parçanın kaliteli bir mat olduğunu da tabii…
Akşam yemeği yendikten sonra ateşin başında elinde çayın ile derin sohbetler, el ayak çekilip herkes yattığında çadırının yanında kamp sandalyesinde oturup doğanın yüce sessizliği içerisinde gökyüzündeki binlerce yıldızı seyretmek, ayaklarının altındaki Kelebekler Vadisi – Faralya koyundaki hafif dalga sesleri ortama keyif katan unsurlardı.
Seyahatin en keyifli anlarından biri de yıllardır yapmak isteyip de yapamadığım bir şey oldu. Meğer yürüyüş turlarında hep yapılırmış! Yürüyüş akşam bittiğinde yemekten önce, herkes ayakkabılarını-çorabını çıkarıp toprak üzerinde dolaşmaya başlıyor. Bu da müthiş bir keyif.
Bu seyahatimi mükemmel bir deneyime dönüştüren başta Artemis Outdoor’un lideri Ali Ulucan olmak üzere, Enes Cücen’in seyahatimize lezzet katan yemekleri ve ne zaman baksan hazır demli çayı için çok teşekkürler…
Seyahate nasıl katılacağınızdan da bahsedeyim. İlk akşam Fethiye’de konaklama yaptırılıyor. İster kendi arabanızla, isterseniz uçakla Dalaman üzerinden, Fethiye Otogarı’na gelmeniz sizden bekleniyor.
Otogar’da sizi karşılayıp, Fethiye’deki otelinize götürülmenizle birlikte seyahat başlıyor. Eylül ve Ekim’deki bir seyahate katılacaksanız, öncesinde de birkaç gün Fethiye’yi keşfetmenizi öneririm.
Likya Yolu 1.etap tarihinizden 2 gün öncesi için otel arama motoru neredekal.com üzerinden Fethiye’nin en uygun otellerini bulup, 2 gün de Fethiye’yi ziyaret edip, keşfedebilirsiniz.
Üstelik bu seyahate katıldığında tur sonunda Likya Yolu 1.Etap Katılım belgesi de veriyorlar.
Gerçekten de doğa içinde muhteşem bir deneyim yaşamak, sıra dışı dostluklar kurmak ve ruhunuzu yenilemek istiyorsanız hiç düşünmeyin, Likya Yolu 1.Etap ile bu keyifli yürüyüşe bir adım atın.
Emin olun bu seyahati yaptığınızda, kalan 6 etabı merak edecek 539 km’lik yolun tamamını yürüyebilmek için araştırmalara başlayacaksınız.