06.09.2021 - 23:56 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Rusya'da üç kız kardeş babalarının uyumasını bekledi, ardından yüzüne sprey sıktı. Mutfaktan aldıkları bıçak ve çekiçle defalarca yüzüne vurdular. Dünyayı sarsan davayla ilgili beklenen uzman raporları açıklandı.
2018 yılında gerçekleşen olayda, o dönem yaşları 19, 18 ve 17 olan Krestina, Angelina ve Maria Kaçaturyan kardeşler hakkında cinayet davası açılması, yalnızca Rusya'da değil dünya çapında yankı buldu.
19 yaşındaki Krestina ve 18 yaşındaki Angelina kasıtlı cinayetle suçlandı, yirmi yıl hapis cezası ile yargılanıyor. Reşit olmayan Maria için ise 10 yıl hapis istendi. Kardeşler hakkında tasarlayarak öldürme suçundan dava açılması, ev içi şiddetin tırmandığı ülkede öfkeye neden oldu.
Tepkilerin büyümesinin ardından Savcı Viktor Grin, Ocak ayında sürpriz bir kararla cinayet davasının meşru müdafaa davasına dönüştürülmesi talimatını verdi. Fakat yine Mayıs'ta yine sürpriz bir kararla savcı Kaçaturyan kardeşlerin cinayetten yargılanacaklarını açıkladı.
Bugün ise, üç kızı tarafından öldürülen babanın, kızlarına cinsel tacizde bulunduğu resmi olarak kanıtlanınca, davanın tüm seyri değişti. Üç kız cinayetle suçlanmıştı ancak Rus uzmanların ayrıntılı tıbbi bulguları sonucu, şimdi hepsinin aklanması bekleniyor.
'Tiranı' öldürdüklerini kabul eden 19, 18 ve 17 yaşındaki Krestina, Angelina ve Maria Khachaturyan, tecavüzleri ve 'sistematik işkenceyi' anlatmalarına rağmen uzun hapis cezalarına çarptırılmaktan korktular.
Şimdi ise kız kardeşler, tüm suçlamaların düşürülmesi için 'sübyancı' teşhisini kullanabilirler. Otopsi, babalarının, 'kendi kızlarına yönelik özel cinsel tercihleri' olan bir cinsel saldırgan olduğunu tespit etti.
Sırp Psikolojik, Psikiyatrik ve Tıbbi Muayeneler Enstitüsü'nün bulgularına göre, baba Kaçaturyan kızlarına taleplerine boyun eğmezlerse onları öldüreceği tehdidinde bulundu.
Angelina'nın avukatı Mari Davtyan, "Muayeneler babanın kızlarına uyguladığı şiddeti doğruladı... Uzmanlar, 2014'ten beri kızların her birinin istismar sendromu ve travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip olduğu belirlendi" dedi.
Raporda, istismarcı babanın kızlarını tehdit, şiddet ve aşağılama ile manipüle ettiği, ayrıca 'dayak, alay, fiziksel ve cinsel istismar' uyguladığı tespit edildi. Kızların karşılaştıkları kabusu durdurabilecek başka bir akrabası da olmadığı anlaşıldı.
Üç kız, mahkemede meşru müdafaaya dayalı hareket ettiklerini iddia edecek. Şu anda iki abla cinayetle suçlanıyor ve Maria, babasının öldürüldüğü anda geçici olarak deli olduğuna karar verildikten sonra, suçlu bulunursa hapis yerine bir akıl hastanesine yatırılacak. Üçünün avukatları şimdi hepsinin tamamen aklanmasını umuyor.
Diğer aile üyeleri ise, kız kardeşleri babalarının cinsel istismarı hakkında yalan söylemek ve onu öldürerek parasını istemekle suçladı. Ölen adamın bazı akrabalarının avukatı Olga Khalikova, onun bir sübyancı olduğu yönündeki yeni sonuçların 'yalnızca sanığın ifadesine dayandığından' şikayet etti.
Dava, Rusya'da, kız kardeşlerin serbest bırakılmasını isteyen yaklaşık bir milyon imza dilekçesi ile yasanın, aile içi cinsel istismarla nasıl başa çıktığı konusunda bir turnusol testi olarak görülüyor.
İki yıldır gündemden düşmeyen dava, Rusya başta olmak üzere Dünya’nın birçok yerinde tepki ve protestolara yol açtı. Çünkü, bu cinayetin dehşet verici bir geçmişi var.
Rusya’da yaşayan Mikhail Khachaturyan, ilk başta karısı Aurelia Dunduk’a psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamaya başladı. Kocası, Aurelia Dunduk’u sık sık beysbol sopası kullanarak dövüyordu.
Şiddet gören kadın, polise gittiğini fakat kendisine yardım edilmediğini belirtti. Yıllarca süren suistimalin ardından 2016 yılında Mikhail Khachaturyan karısını evden kovdu.
Aurelia Dunduk’un evden ayrılması ile çektiği eziyet bitmedi. Dunduk ile ayrılmasına rağmen pek çok kez tehdit eden Mikhail Khachaturyan, "Sana dokunan ya da konuşan olursa öldürürüm" diyerek eski karısının başkalarıyla iletişim kurmasını engelledi.
Bu olayların ardından hikâyenin asıl kan donduran kısmı başladı. Anne evden gittikten sonra cani baba Krestina, Angelica ve Maria'ya yöneldi. Mikhail Kaçaturyan, kızlarına, giden annelerinin yerini alacaklarını söyledi, "Sizinle evleneceğim ve çocuklarımı doğuracaksınız" cümlesini kurdu.
Uzman raporunda "Kızlara onun önünde soyunmalarını emrediyordu. Daha sonra çocuklarından kendisine dokunmalarını talep ediyordu" ifadeleri yer aldı.
Cani baba, farklı çeşit silahlar kullanarak kızlarına işkence etti. Kızlarını ev işlerini yaptırmak için kullanan baba, temizliği ve yemekleri beğenmediğinde evin bir köşesinde sıkıştırdığı çocuklarına tecavüz etti.
Kızları zaman zaman silahıyla tehdit eden Mikhail'in tabancasına ait kurşunlar da evin duvarlarına sıkışmış şekilde bulundu. Kızlar anneleri ile evden ayrıldıktan sonra da görüşmüş fakat annelerini üzmek istemedikleri ve babalarından korktukları için Dunduk'a hiçbir şey anlatmamışlardı.
Kızların ifadesinde akıl almaz iddialar var: "İstediği her şeyi yapmak zorundaydık. Pencereyi dahi kendisi açmaz, bize açtırırdı. Ona köle gibi hizmet etmemizi istiyordu.
Biz babamız olarak yanımızda olmasını istedik. O çağırdığı anda gelmemizi istiyordu. Özel bir çan vardı. O çaldığında birimiz derhal yanına gitmek zorunda kalırdık." 27 Temmuz 2018'e gelindiğinde ise, 57 yaşındaki baba Mihail Kaçaturyan'ın cesedi apartman boşluğunda bulundu.
Babalarının uyumasını bekleyen kız kardeşlerden 17 yaşındaki Maria avcı bıçağı, 18 yaşındaki Angelina çekiç ve Krestina da biber gazıyla, uyumakta olan babalarına saldırdı.
Kaçaturyan'ın başında ve boynunda 36 bıçak darbesi tespit edildi. Kız kardeşlerin önce babalarının kendilerine bıçakla saldırdığı izlenimini vermek için kendilerini yaralamaya çalıştıkları, ardından polis ve ambulansı aradıkları belirtiliyor.
Kaçaturyan kız kardeşler 28 Temmuz 2018'de gözaltına alındı, kurbanlar polise yıllarca cinsel, fiziksel ve duygusal şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Cinayetin duyulmasıyla tüm gözler Moskova'daki mahkemeye çevrildi. Savcılık kız kardeşlere cinayet suçlamasını açıklayınca bu kez protestolar başladı.
Öyle ki, protestolar yalnızca Rusya ile sınırlı kalmadı, dünya üzerinde birçok Rus büyükelçilikleri ve konsolosluklar önünde gösteriler düzenlendi.
Aradan iki yılı aşkın süre geçti, bu dönemde genç kızlar akrabalarının yanında kaldı, ve birbirleri ile iletişim kurmalarına izin verilmedi. Kızların avukatları, davanın tekrar incelenmesi ve cinayet yerine 'nefsi müdafaa' şeklinde sınıflandırılması için mahkemeye baskı yapıyor.
.Avukatları, kolluk güçleri ve mahkeme sisteminde yeterli koruma mekanizmalarının olmaması nedeniyle kardeşlerin kendilerini böyle savunmak zorunda kaldıklarını söylüyor İnsan hakları aktivisti Anna Rivina, "Bir kadının kendini korumaya çalışmasının ölmekten daha zor olduğu bir ülkede yaşıyoruz" diyor.
İnsan hakları kuruluşları Rusya’da en az on altı milyon kadının aile içi şiddete maruz kaldığını belirtiyor. Rusya, aile içi şiddet konusunda özel yasası olmayan birkaç devletten biri. 2017 yılından bu yana, çocuk veya eşe karşı kemik kırılmasına yol açmayan şiddet eylemleri cüzi miktarda para cezası veya 15 gün hapis cezası ile yargılanıyor.
Davayla birlikte, insan hakları grupları 2016'da parlamentonun rafa kaldırdığı, ev içi şiddet mağdurlarını koruyan yasa tasarısının onaylanması çağrılarını yineledi. Kadın hakları kuruluşları, yasa değiştikten sonra aile içi şiddet vakalarının sayısının arttığını belirtiyor. Şimdi tüm Rusya, üç kız kardeş için verilecek kararı bekliyor.