22.04.2020 - 22:00 | Son Güncellenme:
AA
Bakan Koca, zatürreyle doğrudan ilişkili, ülkelere göre ölüm oranlarına ilişkin grafikleri de göstererek, şunları kaydetti:
"ABD'de ölüm oranları yüzde 5,3, İspanya'da yüzde 10,5, İtalya'da yüzde 13,2, Almanya'da yüzde 3,5, Birleşik Krallık yüzde 13,5, Fransa yüzde 17,3, Çin yüzde 5,5, Belçika yüzde 14,7, Türkiye yüzde 2,3. Burada gördüğünüz oranlar ne kadar yüksekse hastalar o kadar geç farkedilmiş demektir. Bu tabloda Türkiye'nin yüzde 2,3 ile en düşük ölüm oranına sahip ülkelerden biri olduğunu görüyorsunuz. Bu, bizim hastalığı belirtiler ilerlemeden kontrol altına aldığımızı ve etkili bir tedavi uyguladığımızı kanıtlamaktadır."
Koca, dünyada ortalama ölümlerin seyrine bakıldığında Türkiye'nin Çin'e benzer bir seyir izlediğini söyledi. "Dünyada giderek artan ama Türkiye'de stabilleşen bir tabloyu çok net görüyoruz." diyen Koca, tablo üzerinden Türkiye'de Kovid-19'un görüldüğü ilk bir, iki hafta içerisinde yükselen bir seyir olduğunu ama algoritmayı değiştirerek tedaviyi erken dönemde devreye aldıktan sonra ölüm oranlarının giderek azaldığını ve stabilleştiğini anlattı.
Farklı ülkelerdeki örnekleri de aktaran Koca, şöyle konuştu:
"İngiltere'nin dünya ortalamasının ne kadar üstüne çıktığı daha net görülmüş oluyor. Kontrolsüz olarak dünya ortalamasını da yükseltmeye devam etmekte. Almanya, başta düşük seyrederken giderek son haftalarda dünya ortalamasına nasıl paralel seyrettiğini görüyorsunuz. İtalya ise dünya ortalamasını yükselten dramatik artışa sahip. Sağlık altyapısı çöktüğü ve yaşlı nüfusu yüksek olduğu için burada vefat oranlarının çok yükseldiğini ve dünya ortalamasını yükselttiğini görüyoruz. İspanya da İtalya ile benzer şekilde dünya ortalamasının çok üstüne çıkan ve ortalamayı yükselten bir ölüm grafiği var. ABD ise diğer bütün ülkelerden farklı seyretti. Dünya ortalamasının aniden üstüne çıkıp ortalamayı yükseltti. Sonra ortalamanın altına düştü ve bunun sonrasında yeniden bir yükseliş içinde olduğunu görüyoruz."
Dünyadaki ölüm oranları ve Türkiye'deki bu ölüm oranlarının nasıl bir seyir içinde olduğunun tablolarda görüldüğünü dile getiren Koca, yoğun bakımlardaki vefat oranlarına da değindi. Koca, erken teşhis ve tedavideki başarı ile yoğun bakıma girenlerin ve solunum cihazına bağlananların vefat oranlarının düştüğünü vurguladı.
Bakan Koca, yoğun bakım hasta sayısında son günlerde yaşanan düşüşe özellikle dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bu derece hazırlıklı olmasaydık, tedbirleri zamanında almış olmasaydık riskli grupların bir çoğunda çok yüksek vefat oranları olurdu. Bugünkü tablomuz ABD ve Avrupa'dakinden pek farklı olmazdı. Şu anda belki on binleri bulan vefat sayısından bahsediyor olurduk.
Bu dönemde yoğun bakımda vefat edenlerin oranının yüzde 74'lerden, entübe edilenlerin oranının yüzde 58'lerden yüzde 14'e hatta yüzde 10'a kadar düştüğünü görüyoruz. Bu da tedavide ne kadar başarılı bir sonuç elde ettiğimizin çok çarpıcı bir örneği. Dünyada halen entübe edilen vakaların yüzde 50 oranında kaybedildiğini de özellikle söylemek istiyorum."
Bakan Koca, kimsenin, "Bu salgında bana bir şey olmaz" deme gücüne sahip olmadığını vurgulayarak, "Hayatını kaybedenlerin yüzde 8'i 60 yaşından küçük ve başka herhangi bir hastalığı olmayan kişilerdir. Koronavirüs bu sağlıklı bünyeleri de yenmiştir. Dolayısıyla bu anlamda tedbiri her yaş grubunda elden bırakmamak gerekiyor."diye konuştu.
Koca, şunları kaydetti:"Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi kademeli bir şekilde normalleşmemiz, en başta kurallara uyma ve tedbirlere uygun hareket etme sayesinde olacaktır. Yaptığımız matematiksel modellemeler ve yıllarla karşılaştırmalı olarak yaptığımız hareketlilik haritalarımıza dayanarak hazırladığımız simülasyona göre strateji belirliyoruz. Türkiye'de hastalığın seyri öngördüğümüz şekilde devam ediyor. Tedbirlerimizi de bu yönde sürdürüyoruz.
Kurallara uymamız ve bilinçli hareket etmemiz ölçüsünde normalleşme takvimi gecikmeyecektir. Bayram ve sonrasında kademeli olarak normalleşme sürecine geçebilmemiz, ilan edilen tedbirleri sıkı uygulamamıza bağlıdır. Umut, şu anki koşullarda hepimiz için en doğru kelimedir. Fakat hiçbir umut tehdide dönmemelidir."