EMANET OLARAK KALMAYA DEVAM EDECEK
Osmanlı askerinin emanetinin bir asrı aşkın süredir olduğu gibi muhafaza edilmesinin kendileri bizim için bir gurur kaynağı olduğunu belirten 71 yaşındaki Alul, "İnsanlar getirir emanetlerini bırakır, bir- iki ay sonra gelir alırlar emanetlerini. Ancak yüz yılı aşan bir emanetin olması mutlaka özel bir anlam ifade ediyor. Sahibi gelip almadı ve sanmıyoruz ki gelip alacaktır da. Ancak emanet olarak kalmaya devam edecektir." dedi.EMANETE TOZ KONMASI DAHİ HARAMDIRAmcası Rüşdü Efendi'nin paraların sarılı olduğu bezi ailenin kasasına koyduğunu ve orada muhafaza ettiğini söyleyen Alul, hikâyenin geri kalanını şöyle anlattı:"Ben de ilk defa 1970'lerde bu emanet ile karşılaştım. Üniversiteden mezun olduktan sonra ailemizin bu dükkânına gelip çalışmaya başladığımda bir gün kasayı açarken karşılaştım. Ne olduğunu sorduğumda bana büyüklerimiz hikâyesini anlattılar. Savaş bitti ve bu paranın sahibi dönmedi diye bir gün olsun onu değerlendirelim düşüncesine kapılmadık. İşte içinde verildiği bezi dahi hâlâ aynı duruyor. Kesinlikle değiştirilmesi, tebdil edilmesi fikri olmamıştır ailemiz içinde. O gün ayrı bir değeri vardı, bugün ayrı bir değeri. Sanırım bugün tarihi eser olması açısından değeri vardır, çünkü antik, tarihi bir şey. O gün ise kendine ait değeri vardı. Ancak her halükârda değiştirilmesi ve kullanılması fikri olmamıştır. Çünkü bu emanettir. Bizim için emanet çok değerlidir. Öyle ki üzerine toz konması dahi bizim için haram sayılır. Emanet olduğu gibi sahibine geri verilmek üzere bekler. Hikâye böyle işte."Alul, "Yani bir Türk askerinin bu emaneti amcama teslim etmiş olması durumu doğrusu bizim, Nablus halkının Türkiye'ye olan bağlılığını gösteriyor. Ve herhalde bu Türk askerinin amcamla, ailemizle bir dostluğu vardı. Getirip emanetini bırakıyor ve savaşa gidiyor." diye konuştu.