22.08.2018 - 14:06 | Son Güncellenme:
İstanbul, uğruna yüzlerce şiirin yazıldığı, onlarca filmin çekildiği kent. İstanbul aynı zamanda müzisyenlere de ilham kaynağı olan bir şehir. Sahip olduğu güzelliklerle müzisyenleri büyüleyen İstanbul'un sokakları, sanatçıların performanslarına da ev sahipliği yapıyor. Dünyaca ünlü İstiklal Caddesi, farklı coğrafyalardan gelen müzisyenlerin sokak performanslarına ev sahipliği yapıyor. Peru'dan Lübnan'a birbirinden farklı ülkelerden gelen müzisyenler hünerlerini İstanbul sokaklarında insanlarla paylaşıyor.
Paris, İstanbul ile birlikte dünyada uğruna en çok şarkı yazılan kent olsa gerek. Dünyanın sanat başkentlerinden biri olan Paris, haliyle müzisyenlere de kucak açmış durumda. Metro vagonlarından tünellere, sokaklardan Seine nehrinin ayırdığı iki yakayı birleştiren köprülerin üzerine kadar farklı yerler, müzisyenlerin performanslarını sergiledikleri noktalar olarak karşımıza çıkıyor. Müzik sesinin hiç eksik olmadığı bu kentte her an tanıdık bir melodiyi duyabilirsiniz.
Viyana için söylenen "Müziğin Başkenti" sözü hiç de abartılı değil. Klasik müziğin en önemli bestecilerine ev sahipliği yapan kentte çok sayıda konser salonunda günümüzde de bu türün en önemli performansları sahneleniyor. Haydn, Mozart, Beethoven, Schubert, Brahms ve Mahler gibi önemli bestecilerin müzikal üretimlerini gerçekleştirdiği kentte günümüzde de çok sayıda müzisyen kendisini göstermek için hünerlerini gösteriyor.
Dünyaca ünlü pek çok müzisyenin parladığı kent olan Londra, aynı zamanda en coşkulu konserlere de ev sahipliği yapıyor. Royal Albert Hall, Cadogan Hall, Fabric gibi konser salonlarının yanı sıra ünlü Hyde Park da sayısız konserle adından söz ettiyor. Kentin merkezindeki Soho ve Chinatown ise sokak müzisyenlerinin kendilerini göstermek için hünerlerini sergiledikleri yerler.
Leman Gölü kıyısındaki Montreux, salt İsviçre'nin değil, dünyanın da en önemli müzik rotalarından biri. Ünlü caz festivaliyle adından söz ettiren kentin sokaklarında yıl boyunca müzik eksik olmuyor. Queen grubunun solisti Freddie Mercury de hayatının bir bölümünde bu kentte yaşamış, ölümünün ardından da kente onun hatırasını yaşatması için bir heykel dikilmiştir.
Farklı türlerin, alt kültürlerin buluşma noktası olan Berlin, elektronikten rock müziğe her çeşit müziği dinleyebileceğiniz bir yer. Bunun yanı sıra dünyanın dört bir yanından gelen müzisyenlerin sokak performansları da Berlin'i Berlin yapan şeylerden biri.
New York günümüzde dünyaca ünlü stüdyoları ve çok sayıda ünlü müzisyenin çalışmalarıyla gündemde. Bir nevi dünyada sanatın vitrini haline gelen New York, farklı coğrafyalardan gelen müzisyenlerin de keşfedilmek için kendilerini gösterdikleri bir platform.
Evet, Buenos Aires tangonun başkenti. Ancak dans etmek için bir de müziğe ihtiyaç var. İşte o müzik Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in iliklerine kadar işlemiş. Göçmenler kenti Buenos Aires'te özellikle Doğu Avrupa'dan gelenlerin melodileri tangoyu doğurdu. Akordeon sesinin eksik olmadığı kentin merkezinde dolaşırken notaları duymak işten bile değil.
Havana'ya ait fotoğraflara baktığınızda mutlaka müzik yapan insanlara denk gelirsiniz. Bu çok normal. Zira Havana'da müzik, hayatın ta kendisi. Dünyaya Buena Vista Social Club'ı armağan eden bu sokaklar, tükenmek bilmeyen temposuyla müzikseverleri kendisine çekiyor.
Kapanışı, hemen hemen tüm müzik terimlerinin çıktığı ülke olan İtalya ile yapalım. İtalyan'nın elbette her köşesi müziğin yankılandığı sokaklarla dolu. Ancak bunu en görkemli sunan yer kuşkusuz Vivaldi'nin ve renkli festivallerin kenti Venedik. Tarihi opera salonları ve sokak müzisyenleriyle Venedik, nota seslerinin eksik olmadığı bir coğrafya.Hazırlayan: İhsan Dindarhttp://instagram.com/ihsandinovski