Dosyayı inceledikten sonra öncelikle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu söyleyen avukat Süren, şöyle devam etti: "Dosyanın içine daha çok girdiğimizde örneğin Aysun'un cep telefonun delil listesinde olmadığını, savcılığın listesinde olmamasına rağmen maalesef karakol tarafından aileye kırık bir şekilde , sivri bir cisimle kırılmış bir şekilde iade edildiğini fark ettik. Yeni delil sebebiyle tekrar dilekçe vererek tekrar dosyanın açılmasını talep ettik. Adalet Bakanlığı da bu konuya sessiz kalmayarak dosyayı yeniden açtı, yeni bir savcı atandı. Son birkaç aydır yapılan incelemelerle, HTS ve baz istasyon kayıtları geldi. En sonunda da Aysun'un üç tırnağının içinde bizim ve ailenin şikayetçi olduğu terk ettiği erkek arkadaşının DNA örnekleri eşleşti." Yıldırım ailesi, olay anına ve sonrasına yönelik delil saklayan, orada bulunan kişilerle ilgili de suç duyurusunda bulundu. Aysun Yıldırım'ın üç tırnağında DNA'sı bulunan O.T hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.