“Odaların her bir dekorasyon aşamasında Bora yatağa uzanıp yorumlarda bulunurdu. ‘Şu olmuş, bu hiç olmamış, başka şey yerleştirin’ gibi şeyler söylerdi. Yani son karar mercii hep o oldu aslında. Annesi ve babası aksesuvar ve mobilyalar için Anadolu’da gezmedik şehir, kasaba bırakmadı herhalde” diyor Eda Taşpınar... Biz konuşmaya devam ederken avluda Bora Kozanoğlu beliriyor. Yarışta bir kaza atlattığını, ayağının yaralandığını söylüyor. Taşpınar, hemen bakıp müdahale etmek isteyince de, “Yok bir şey. Olur böyle kazalar... ” diye hemen konuyu geçiştirmeye çalışıyor. Ardından da sakızlı un kurabiyesinin fırından çıkıp çıkmadığını soruyor: “Buranın çay saati meşhurdur. Yanında mozaik pastası ile tabii...”