Enİşte size kestane

İşte size kestane

09.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ekmek ağacı

İşte size kestane





Ben Bursalıyım.. Hani sorarlar ya.. 'Sizin neyiniz meşhurdur?' diye. Bursa şanslı şehir, say say bitmez.. Kestanesi, havlusu, çakısı, Uludağ'ı, döner kebabı, kaplıcaları, şeftalisi, teleferiği meşhurdur. Bursa kestanesi o kadar iridir ki.. Atalarımız 'Bursa'nın kestanesi, okka çeker beş tanesi' diye övmüşler bizim kestaneyi.
Maalesef şimdi beş tanesi bir okka çeken kestaneler kalmadı. Bursa kestaneleri hasta.. köklerinde mürekkep hastalığı, dallarında kanser var. Bursa ovasında olsun, Uludağ yamaçlarında olsun kestane ağacı kalmadı, hemen hepsi kurudu. Bir insanın kucaklayamayacağı kadar kalın gövdeli, ulu kestane ağaçları kupkuru. Görseniz yüreğiniz sızlar.
Uzmanlar, mühendisler, profesörler uğraştılar, araştırdılar çaresini bulamadılar. Köklerini kurutan mürekkep hastalığı ile dallarını ve gövdeyi kurutan kanser hastalığı, Marmara Bölgesi'ni kapladıktan sonra şimdi de tüm ülkeyi tehdit etmeye başladı. Türkiye kestaneleri kuruma, yok olma tehlikesi ile yüz yüze geldi.

Kestaneler vakıftı
İri Bursa kestanesi bulunmaz olunca, kestane şekercileri, Ege ve Karadeniz kestanesine muhtaç kaldı. Ama bu kestaneler öyle eskisi gibi okkası (1280 gr.) beş tane gelen kestaneler değil. Şimdiki kestanelerin 20 - 25 hatta 30 tanesi ancak bir kilo geliyor. Öyle ufak kestaneler ki bunlar.. Gençliğimizde onlara 'kuzu kestanesi' denirdi, kimse beğenip, yemezdi... Ama ne demişler? 'Düşmez kalkmaz bir Allah!" Küçük diye kuzu kestanesini beğenmeyen Bursalı, Aydın ve Bartın'dan gelen ufacık kestanelere muhtaç kaldı.
Benim çocukluğumda, 60'lı yıllarda bile, ovada olsun, Uludağ yamaçlarında olsun, kestane toplamak serbestti. İstediğin ağaçtan kestane toplardın, kimse karışmazdı. Çünkü Bursa kestanesi vakıftı, bedavaydı. Ancak, gidip ağaçtan kestane toplayamayanlar çarşıdan kestane satın alırdı. İş bulamayan, paraya sıkışan gider kestane toplar, pazarda satardı.
Söylenceye göre, zamanın padişahı, Tophane semtinde, şimdi Kavaklı Camii diye bilinen camii yaptırmış. Adamın biri de gelmiş caminin önüne, bugün hala yaşayan bir çınar dikmiş. Çınarı gören padişah pek memnun olmuş, 'Bunu kim dikti ise çağırın gelsin bakiim' demiş. Adamı getirmişler.. Padişah bakmış, değneğine dayanarak zor ayakta duran bir ihtiyar. Padişah 'Dede' demiş, 'Şimdi değneğini havaya at. Yere düşene kadar dile benden ne dilersen.'
'Peki' demiş ihtiyar ve değneğini havaya atmış.. 'Bursa kestaneleri vakıf olsun' diye bağırmış. İşte o zamandan beri Bursa kestaneleri vakıftır. Şimdi o ulu ağaçlar kurudu, vakıf kestane kalmadı.

Kestane kebap el yakıyor
Eğer bilim adamlarımız, araştırmacılarımız elini çabuk tutmazsa, mürekkep hastalığı ve dal kanseri Türkiye'yi kestanesiz bırakacak, tüm ülke ithal kestaneye muhtaç kalacak.
Sirkeci'de tramvaydan indim, Büyük Postane'ye doğru yürürken kestaneciyi gördüm. Mangalın başına oturmuş, ateşin üzerindeki kestaneleri çeviriyordu. "Kaça?" diye sordum, "100 gramı 2 milyon" dedi. "Vay be!" dedim içimden "Kestane kebabının kilosu 20 milyon lira olmuş."
Biraz ilerde Meşhur şekerci Hafız Mustafa'ya girdim. Kestane şekerlerini inceledim. Kavanozda, şeker şerbetinin içindeki kestane şekerinin kilosunun 20 milyon liraya geldiğini görünce kestanelerin vakıf olduğu 'Lale devrinde' büyüdüğümü düşünüp sevindim. Kebap yapacaksak kestanenin kabuğunu karnından, suda haşlayacaksak tepesinden bıçakla çizerdik. 13 yaşındaki oğlumun bunları öğrenemeden, "Kestane kebap, acele cevap" diye mektup yazamadan büyüyüp yaşlanacağı ihtimalini düşünerek üzüldüm.
İşyerinden telefonla Bursa'daki Kafkas'ı aradım. Ünlü Kafkas kestane şekerinin kilosu, Bursa'da 16 milyon lira imiş. 6 bin 500 metrekare kapalı alanda, yılda 3 bin ton kapasitesi olan Kafkas, kapasitesinin yüzde 50'sini kullanıyormuş. Kullandığı kestaneyi Bartın ve Aydın'dan getiren Kafkas, Fransa, ABD, Japonya, İsviçre, İngiltere, Mısır, BAE, Bulgaristan gibi ülkelere kestane şekeri ihraç ediyormuş. Özellikle yılbaşlarında Japonya'nın ve Avrupa'nın kestane şekeri talebi artarmış.

Cumalıkazığın evleri
20 - 25 metreye kadar boylanan kestane, suya en mukavim ağaçtır. Karadenizli tekne ustaları, ünlü takalarının omurgasını suda kolay çürümeyen kestane ağacından yaparlardı. Kınalı Kar dizisinin çekildiği Bursa Cumalıkızık Köyü'nün evleri kestane ağacından yapıldığı için 200 yıldır ayakta duruyor. Ağa Han Mimarlık ödülü, bu nedenle geçtiğimiz yıllarda Cumalıkızık Köyü'ne verilmişti.
Depolarımız toz şeker dolu. 500 bin ton şekeri ne yapacağımızı bilemiyoruz, Dağlarımz bomboş, topraklarımız rüzgarla yağmurla denize akıyor, onbinlerce kahvehane işsiz dolu. Kestane ormanları yetiştirip, depolarda küflenen şekerle, kestane şekeri yaparak Japonya'dan Avrupa'ya kadar tüm dünyaya kestane şekeri ihraç etmeyi beceremiyoruz.

Yine beceremedik
Suda çürümeyen kestane ağacından imal edeceğimiz tekneleri, benzerlerinden çok daha yüksek fiyatla tüm dünyaya satabileceğimizi, böylece onbinlerce yurttaşımızı iş sahibi yapabileceğimizi aklımıza bile getirmiyoruz. Kestane ağacından bahçe mobilyası yaparak tüm dünyaya ihraç edeceğimize, Uzakdoğu'nun tik ağacından yapılmış bahçe mobilyası ithal ediyoruz.
Yeni yeni kestane ormanları yetiştireceğimize, eldeki kestanelerin ölüp gitmesine seyirci kalıyoruz. Kestanenin Türkiye için önemli bir zenginlik kaynağı olacağını düşünmeden, bu konuda hiçbir çaba harcamadan, IMF'den aldığımız borçla günü kurtarmaya çalışıyoruz. Ah kestane vah kestane!

şekeri formülü
Kestaneyi, pilav, hindi dolması gibi pek çok yemekte garnitür olarak kullanabilirsiniz. Evde kendi kestane şekerinizi yapabilirsiniz. Hadi, tarifini de verelim. Kestane şekeri için malzeme, yarım kilo kestane, 350 gr. toz şeker, iki çay kaşığı vanilya.
Kestanelerin dış kabuğu soyulduktan sonra iç kabuğuyla suya konarak hafif ateşte pişirilir. Kabukları soyulacak kıvama gelince ateşten indirilerek soğumaya bırakılır ve iç kabuklar soyulur. Şeker tencereye konur. Üzerini bir parmak geçecek kadar su ilave edilir, karıştırmadan şekerin erimesi beklenir. Şeker eridikten sonra kestaneler tencereye konur, çok hafif ateşte, kaynatmadan iki saat pişirilir. Ateşten alındıktan sonra bir gün beklenir. Sonra kalan şurubu emene kadar çok hafif ateşte yeniden pişirilir. Servis yaparken üzerine vanilya konabilir.

100 gram kestanede neler var?
Kalori(kcal) 160
Karbonhidrat(gr.) 34
Şeker(gr.) 9.6
Protein(gr.) 3.2
Yağ(mg.) 1.8
Sodyum(mg.) 9
Potasyum(mg.) 395

Kestane çok besleyici bir gıdadır. Kestane, Alp Dağları'nda yaşayan taş devri insanlarının beslenmesinde önemli bir yer tutardı. Bugün bu insanların, yılın 4 - 5 ayında kestane ile beslendiklerini gösteren bulgulara sahibiz. Bu nedenle kestaneyi 'ekmek ağacı' olarak tanımlayabiliriz. Kestane ağaçları, doğada tarımsal ilaç, suni gübre kullanılmadan yetiştiği için kestane organik gıdadır. Bazı kaynaklar kestanenin kan dolaşımını düzenlediğinden, karaciğer yorgunluğunu azalttığından, kansızlığı giderdiğinden, bedensel ve zihinsel yorgunluğa iyi geldiğinden söz eder.




BUSINESS


Akbank'ta zorlu bir kaptan, Türk filmi izlerken ağlayacak kadar da duygusal
Kumbaramı geri istiyorum
Eşi de, işi de Ortadoğu'dan
Yaşar'da aktif yönetim kızlara Selim Yaşar 'Aile Meclisi'ne
Bursa'nın kestanesi okka çeker beş tanesi
Gayrimenkul ve iştirak hissesi satışındaki istisna yıl sonunda bitiyor
'Noel Anne' Genel Müdür, Emirates'i yükseklere uçurdu
5.5 milyon kapı çaldı, satışlar patladı Fransız ortak hayrete düştü
Marka gözlüğe 15 milyon dolar
Bütün markalar 'dünya markası' olmak istiyor 'farklılık' unutuluyor
Çalışanlara göre işyerlerinin sadece yüzde 24.8'i 'iş etiği'ne özen gösteriyor
Halk, adam yerine koymayanı affetmez
'Koca bulmaya gidiyorsun' diye ABD vizesi vermediler, Meksika'da emlak kraliçesi oldu
İpekyolu kervansaraylarının yerine dört modern otel yapacak
İki yıl bankacılık yapamayacak Belki bir telefon, bir ofis...
İnternetten 51 ülkeye çiçek gönderiyor
Guccı mi okumak istersiniz, euro'nun yeni patronunu mu?