27.12.2024 - 02:44 | Son Güncellenme:
Amman’da gönüllü Yapılı Çevre Merkezi’nin (Centre for Built Environment) kurucusu ve sürdürücüsü Mohammad al-Asad’ı ziyaret ettim. Amacım hep olduğu gibi yeni ve yaratıcı sanat ve mimarlık değerleri bulmaktı. Amman’dan ayrılmama bir gün vardı. Al-Asad toplumsal olay olarak o aylarda büyük olay olarak anılan ve büyük kalabalıkların kuyrukta beklediği meşhur Amerikan hamburgercisinin sözünü etti ama ne o ilgiliydi ne de ben. İnternet yaygındı ama toplumun her kesiminin erişmesi zordu. Beni, özenle yapılmış bir “Internet Café”ye götürdü. Havası hoş, kullanıcıları çok olan, candan bir yerdi. O kadar. Ben takılmıştım. Çünkü Arap dünyasının Rasem Badran, Jafar Tukan gibi yetkin mimarlarının bulunduğu Amman’da mutlaka ilginç yeni yapılar olmalıydı. Ben de ısrar etmeyi sürdürdüm. Birden gözleri parladı ve “Minnacık bir ruhbilim kliniği var, yeni bitti” diyerek telefona sarıldı. Yakındaydı, hemen gittik; mimarı bizi kapıda bekliyordu. Sahel al-Hiyari, gülüşü tüm yüzünü kaplayan, parlak gözleri ışıldayan, çok cana yakın bir genç mimardı. Klinik yapısının tamamı büyücek bir evin salonu kadardı. Tüm detayları çok duyarlıca tasarlanmış, neredeyse bir otomobil ya da karavan inceliğinde bir yapıydı. Her köşesinde emeği olduğu belliydi ve anlatırkenki heyecanı beni de sarmıştı. Dış duvarları oluşturan çıplak betona demir talaşı katmış ve onların yüzeye taşan pasları daha önce hiç izlemediğim türden bir patina yaratmıştı. Hele bana “Pas kokusunu ve tadını çok severim. Çocukken demir parçalarını yanımdan ayırmazdım” deyince o tutkunun kökeni de ayrıca etkileyiciydi.
Aynı yıl Rolex Enstitüsü’nün1993-2023 arasındaki yöneticisi Rebecca Irvin beni ziyaret etti ve enstitü olarak bir “usta-çırak” (mentor-protegé) programı başlatmayı düşündüklerini ve bu programa mimarlık ile başlayacaklarını ve ilk “usta” olarak da Alvaro Siza ile anlaştıklarını söyledi. Jüri tarafından belirlenecek genç sanatçı usta ile bir yıl çalışacaktı. Seçici kurul yönetimi için beni seçtiklerini de bildirdi. Siza ile Aga Khan Mimarlık Ödülü Büyük Jüri üyesi olduğunda 1995’te birlikteydik. Sevinerek kabul ettim. Aday belirleme olarak her jüri üyesinin 2 ya da 3 aday göstermesini ve seçim sırasının ilk turunda kimsenin kendi önerdiği adaya oy vermemesini içeren bir süreç önerdim. Kabul gördü ve tüm toplantılar benim büromda geçekleşti. Ben Sahel al-Hiyari ile Mehmet Kütükçüoğlu’nu önerdim. Kütükçüoğlu başka öncelikleri olduğu için katılmadı. Al-Hiyari ile Belçikalı genç bir kadın mimar finale kaldı. Seçim zordu. Jüri kilitlenmişti. Sonunda “İki adayı da Siza’ya sunalım. O karar versin,” dedik. Siza al-Hiyari’yi seçti. 2002 - 2003 yılında bir yıl birlikte çalıştılar.
Mimarlığı izleyen bu program, dans, edebiyat, film, müzik, tiyatro, görsel sanatlar ve açık kategori olarak sürdü ve sürmekte. Bu süreç içinde yakından bilip, izleyip etkilendiğimiz büyük ustalar vardı. Şimdi neredeyse çeyrek yüzyıl oldu ve program sürmekte. Geçen zaman boyunca 63 usta, genç yeteneklere zaman ayırdı. Bunların arasında Toni Morrison, Margaret Atwood, Mario Vargas Llosa, Trisha Brown, William Forsythe, Lin Hwai-min, Alfonso Cuarón, Martin Scorsese, Alejandro G. Iñárritu, David Hockney, Joan Jonas, Sir Anish Kapoor, Julie Taymor, Robert Lepage, Lin-Manuel Miranda, Zakir Hussain, Kaija Saariaho ve Jessye Norman kısaca anacağımız, çoğu sanatsever, yaşamımıza dokunmuş ustalar.
Mimarlık alanında neredeyse on yıllık bir ara oldu. 2012–2013’te Kazuyo Sejima (Japonya) ile Zhao Yang (Çin), 2014-2015’de Peter Zumthor (İsviçre) ile Gloria Cabral (Paraguay) 2016-2017’de David Chipperfield (UK) ile Simon Kretz (İsviçre), 2018-2019’da David Adjaye (Gana/UK) ile Miriam Kamara (Nijer) ve 2023-2024 yani son dönem olarak da Anne Lacaton (Fransa) ve Arine Aprahamian (Lübnan/Ermenistan) eşleşti.
Kuruluşunda minik bir katkımın olduğu bu programın böylesine gelişip etkin olması beni çok sevindirdi. Geçen ay değindiğimiz Rolex’in gıpta edilen saatler ve spor turnuvaları dışında böylesine sanatları kucaklaması, uygun teknolojileri yüceltmesi, bu kuruluşun bilinmeyen bir yönü, paylaşayım dedim.