Rita Clinic
27.12.2024 - 03:02 | Son Güncellenme:
Rita Clinic, Slash Architects tarafından Zen felsefesi ve Japon mimarisi öğretilerinden esinlenerek tasarlanan bir mekanda sadece mekanik bir sağlık tesisi değil, ziyaretçinin güvenebileceği, kendisi olabileceği, iyileştirici ve tedavi edici etkiye sahip, adeta yaşayan bir iç mekan sunuyor.
İstanbul'un Altunizade bölgesinde yer alan Rita Clinic, saç ekimi ve estetik hizmetler sunmak amacıyla Slash Architects tarafından tasarlanmış. 5 saç ekim operasyon odası, 4 estetik odası, kafe alanı, görüşme ofisleri, saç yıkama alanları gibi çeşitli sosyal ve servis alanlarını içeren projeyi oluşturan temel unsurlar, Zen felsefesi ve Japon mimarisi öğretilerinden esinleniyor. Bu çerçevede ana hedef; huzuru, alçakgönüllülüğü ve sadeliği yansıtan bir mekanın ortaya çıkması olmuş. Mimari yaklaşım, doğanın rehberliğinde şekillenirken bu öykü sadece biçimsel bir düzeyde kalmayıp, aynı zamanda farklı duyular, duygular, beklenmedik perspektifler ve hikayeler aracılığıyla doğadaki gibi bütünlük sağlayarak zengin bir deneyim alanı oluşturmuş.
Durağanlık ile akışkanlık arasındaki organik uyum, genel konsepti ve malzeme seçimlerini etkileyen temel unsurlardan biri olarak ele alınmış. Deniz kenarında olmanın huzur veren atmosferindeki kum ile su birlikteliği projeye çeşitli şekillerde yansıtılmış. Kum, sıcaklığı ve kararlılığı vurgularken, su akışkanlığı ve hareketi temsil ediyor. Görsel denge ve kontrast arayışında, her iki öğe de hem insana hem doğaya aittir. Su ve kumun rahatlatıcı etkisinden ilham alarak tasarımı şekillendiren unsurlar, projeye özgü bir karakter kazandırmış. Ayrıca, doğal taşın çabasız güzelliği ara ara kendini gösteriyor.
Su mavisi teması, hassasiyetle ele alındığı projenin ilk aşamalarından itibaren, bir heykel sanatçısıyla birlikte geliştirilen banko tasarımında en belirgin şekilde ortaya çıkıyor. Suyun akışkan formunu, rengini ve yansımasını nazikçe yansıtarak, projeye özgü bir karakter kazandırıyor. Bu başlangıçtan sonra, proje genelinde sürprizli şekillerde kendini gösteriyor; bazen saç yıkama alanlarında steril konsepti vurgulayarak, bazen bir aydınlatma elemanında, bazen de tuvalet mekanlarının tavanlarında yaşamı ve doğayı simgeler biçimde.
Öte yandan, mekanın klinik fonksiyonları gözetilerek steril yüzeyler oluşturulmuş. Zemin ve duvar birlikteliği, mikrobeton malzeme kullanılarak sağlanmış. Bu sayede, derz ve süpürgelik detayları görünmeden temizlenmesi kolay ve net bir bitiş elde edilmiş.
Kliniği ziyaret edenler, bir miktar stresle birlikte arzu ettikleri benliklerine dönüşme amacıyla buraya geliyorlar. Bu bağlamda mimari ekibin hedefi, bu duyguyu tedavi edici, iyileştirici ve rahatlatıcı bir deneyime dönüştürmek olmuş. Bu mekan sadece mekanik bir sağlık tesisi değil; ziyaretçinin güvenebileceği, kendisi olabileceği, iyileştirici ve tedavi edici etkiye sahip, adeta yaşayan bir iç mekan sunuyor. Benzersiz formlar, şaşırtıcı açılar ve sanat eserleriyle kullanıcıların dış dünyayla bağlarını belli bir süreliğine koparmayı ve onları tam bir farkındalıkla şimdiki ana sokmayı hedefliyor. Sanat unsurları, heykellerin ve duvar resimlerinin ötesine geçerek Japon çiçek sanatıyla daha da zenginleştirilmiş ve mekana tam bir sanatsal ve estetik duruş kazandırıyor.
