30.10.2023 - 03:00 | Son Güncellenme:
Program koordinatörlüğü Gonca Arık Çalışkan ve Ali Dur tarafından üstlenilen saha gezilerinin iletişim koordinasyonu Archethink tarafından yürütüldü. 13-16 Ekim 2023 tarihleri arasında gerçekleşen gezide, programın içeriği doğrultusunda başta Venedik Mimarlık Bienali olmak üzere, ünlü mimarların imzası bulunan müze ve güncel yapılar ile birlikte çok sayıda sergi ve önemli sanat koleksiyonları ziyaret edildi.
Sözü edilen şehirlerin mimari, tarihi ve kültürel karakterlerinin yanı sıra bir süredir hızlı dönüşümlere sahne olan liman bölgelerini inceleyen program kapsamında, benzer bir saha gezisi Ocak ayında Hamburg şehrinde yapılmıştı. Schuco’nun desteği ile gerçekleşen gezi boyunca öğrenciler Hamburg’daki yapısal ve planlama ölçeğindeki değişimleri yerinde araştırdı ve uygulayıcılarıyla tanışarak onların anlatıları eşliğinde belgelediler.
Kentin sahil bölgesini yeniden şekillendirmeyi amaçlayan büyük ölçekli bir kentsel gelişim projesi olan Hafencity ile birlikte Herzog & de Meuron’un Elbphilharmonie yapısı, Hafencity Universitat, IBA-Dock Visitor Center, Wilhemsburg gibi önemli yapı ve bölgeler ziyaret edilen lokasyonlar arasında yer aldı. Program yürütücüleri ve yurtdışından katkı sunan akademisyenler eşliğinde Hamburg’un tarihi merkezi ile Chilehaus, Mahnmal St. Nikolai ve St. Michel Church gibi önemli tarihi yapıları, program eğitmenlerinden Olaf Bartels’in rehberliğinde incelendi. Bu eğitim döneminin destinasyonları olan Atina ve özellikle Venedik kenti ise daha farklı amaçlara da hizmet ediyor. Programın ana çıktısı olarak, öğrencilerin üç kent özelinde yaptığı araştırma ve liman bölgesi projeksiyonlarının dönem sonunda kapsamlı fiziksel bir sergide paylaşılması hedefleniyor. Dört günlük yoğun bir gezi programı içerisinde, her biri farklı içerik ve aktarım tekniklerine sahip sergilerin kullandığı çeşitli mecralar, anlatı kurguları ve fiziksel yerleştirmeler öğrenciler tarafından incelendi ve detaylı olarak belgelendi.
Güncel mimarlık konuları ve önemli mimarlık ofislerinin sergileriyle yer aldığı Venedik Mimarlık Bienali’nin yanı sıra, bienal kapsamındaki okul sergileri, sanat yerleştirmeleri ve Peggy Guggenheim Collection gibi önemli sanat koleksiyonları da ziyaret edildi. Giardini ve Arsenale’de yer alan bienal sergileri, Türkiye’nin de yer aldığı ülke pavyonları ve paralel sergiler haricinde, gezi ekibi Tadao Ando, Carlos Scarpa, OMA, Bernard Schumi ve Renzo Piano Atelier gibi önemli mimar ve ofislerin imzasını taşıyan yapıları yakından inceleme fırsatı da buldu. Atina’daki New Acropolis Museum, EMST Contemporary Art Museum, Stavros Niarchos Foundation ile Venedik’te yer alan Olivetti Showroom, Punta Della Dogana, Il Fondaco dei Tedeschi ve Palazzo Grassi, Pundo Della Dogana, Fondaco Dei Tedeschi, Venedik Bianali ana yapıları ve ülke pavyonları hem tarihi çevrede yeni yapı kurgusu hem de yeniden işlevlendirme açısından önemli örnekleri teşkil ettiler. Program yürütücüsü Murat Tabanlıoğlu, sadece liman bölgelerinin değil, kentlere kimliğini veren sosyal lokasyonların, yeniden kurgulanan tarihi yapıların ve özel sanat koleksiyonlarının da görülmesinin, mimarlık kültürü ve yaratıcı vizyon edinme açısından önemli olduğunu düşünüyor. Bu doğrultuda ziyaret ettikleri kentleri; gündelik hayatı, mekanları ve ev sahibi olduğu kültürel etkinliklerle bir arada inceleyen öğrenciler, şimdi liman kentleri odaklı araştırmalarını kendi tasarladıkları bir sergide bir araya getirmeyi ve deneyimlerini paylaşmayı planlıyorlar. Üç yarıyıl içerisinde kentsel araştırma, tasarım ve kürasyon pratiklerini bir araya getiren ve yurtdışında çok sayıda akademisyen ile profesyonelin katkı sunduğu tezsiz program, 2024 Ocak ayı içerisinde gerçekleştireceği sergi ile ilk döngüsü tamamlamayı hedefliyor.
İş Bankası Resim Heykel Müzesi Açılıyor
Türkiye İş Bankası'nın resim koleksiyonuna ev sahipliği yapmak üzere müze olarak tahsis edilen Beyoğlu şubesinin tarihi binasında 2020 yılından bu yana devam eden kapsamlı restorasyon çalışmaları ve müze hazırlıklarında sona gelindi. İstiklal Caddesi 144 numarada yer alan ve korunması gerekli kültür varlığı tescili bulunan bina, önce bir Beyoğlu apartmanı ardından, 1953-2016 yılları arasında Türkiye İş Bankası’nın Beyoğlu Şubesi olarak hizmet vermişti. Müzikten plastik sanatlara, müzecilikten kültür mirası korunması çalışmalarına pek çok alanda faaliyet gösteren İş Sanat’ın çatısı altında hayata geçirilen yeni müzeyle, ülkemizin kültürsanat rotasına önemli bir kilometre taşı daha eklenmiş oluyor. Restorasyon projesi Teğet Mimarlık imzasını taşıyan Resim Heykel Müzesi, mimari yapıların kent belleğinin korunmasında ve geleceğe aktarılmasında önemli bir yeri olduğunun bilinciyle İş Sanat tarafından uzun soluklu, yoğun ve titizlikle yürütülen bir hazırlık döneminden geçti. Müze, Cumhuriyet’in 100. yaşının coşkusunun, heyecanının en üst seviyede hissedileceği gün ziyaretçilerle buluşacak. Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa’ya, Hoca Ali Rıza’dan İbrahim Çallı’ya pek çok sanatçının 2.700 civarında eserinin bulunduğu Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu, ülkemizin en geniş ve en zengin özel koleksiyonlarından biri olarak biliniyor. Resim Heykel Müzesi’nde ilk sergilerinde bu koleksiyondan seçilen 600’e yakın eser yer alacak. Müzenin kurucu küratörlüğünü mimar, sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstlendi. Burçak Madran ise Müzeolojik Danışman olarak katkı sağladı.
Zeyrek Çinili Hamam Yeniden Hayat Buldu
İstanbul, Fatih’te yer alan tarihi Zeyrek Çinili Hamam, The Marmara Grubu’nun 13 yıl süren özenli ve heyecan verici restorasyon çalışmaları sonucunda şehre bir kültür mirası olarak yeniden kazandırıldı. Adını UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki tarihi Zeyrek semtinden alan bu kapsamlı restorasyon projesi, hamam olarak kullanılacak bölümlerin yanı sıra bünyesinde müze, tarihi Bizans sarnıçları ve etkinlik, bahçe alanları ile birlikte İstanbul kültür-sanat haritasındaki yerini aldı. Zeyrek Çinili Hamam, aynı zamanda KA-BA Mimarlık’ın yürüttüğü restorasyon çalışmaları sırasında keşfedilen Bizans dönemine ait sarnıçlara ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçiler, hamamın inşaatı sırasında Barbaros Hayreddin Paşa’nın kadırga köleleri veya levendleri tarafından duvarlara çizilmiş olabileceği düşünülen kadırga figürlerinin keşfedildiği yeraltı Bizans sarnıçlarını da gezebilecekler. Zeyrek Çinili Hamam, 30 Eylül – 5 Kasım 2023 tarihleri arasında yapının iç mekanları ve Bizans sarnıçlarını kapsayan “Kalıntıların Şifası” sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Anlam Arslanoğlu de Coster’in üstlendiği sergi, hamamın arkeolojik bir kazıya dönüşen 13 yıllık restorasyon sürecinden ilham alıyor. “Kalıntıların Şifası”, tarihi kalıntıların onarımı sırasında açığa çıkan katmanların, bizi kişisel ve toplumsal düzeyde dönüştürebilme olasılıklarını araştırıyor. “Kalıntıların Şifası” Sergisi’nin ardından hamam yeniden ısıtılacak ve 2024 yılı başından itibaren kullanıma açılacak.
UNESCO Dünya Mirası’na Yeni Eklenen Mimari Eserler
Gordion Antik Kenti ve 13-14. yüzyıllar arasında Anadolu’da inşa edilmiş beş ahşap destekli camii, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklendi. 10-25 Eylül tarihleri arasında Riyad, Suudi Arabistan’da gerçekleşen UNESCO Dünya Mirasları Komitesi’nin 45. toplantısında alınan kararla insanların en uzun süre yaşadığı nadir yerleşim alanlarından olan Gordion Antik Kenti UNESCO Dünya Mirası listesine Türkiye’den giren 20. varlık oldu. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Gordion Antik Kenti’nin kalıcı listeye alınması için uzun süredir hazırlıklar yapılıyordu. Gordion’daki ilk kazı çalışmaları Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün başkanlığında Alfred ve Gustav Körte tarafından, 1900’lerde gerçekleştirilmişti. 1950 yılında Pensilvanya Üniversitesi sponsorluğunda, Rodney Young’ın başkanlığında kazılara yeniden başlanmış ve 1973 yılında kadar devam etmişti. UNESCO Dünya Mirası Komitesi aynı zamanda ahşap destekli Anadolu camilerini de Dünya Kültür Varlıkları listesine ekledi. Böylece Türkiye’den listeye ilk kez varlıklar serisi halinde kültürel miraslar eklenmiş oldu. Komitenin camiler hakkında yaptığı açıklamada, yapıların yığma olarak inşa edilmiş dış kabuklarıyla ahşap döşemelerini taşıyan çoklu sıra ahşap kolonlarını birleştiren sıradışı taşıyıcı sistemlerinden ve ustalıkla tasarlanmış ahşap oymalarından, dekoratif elemanlarından söz ediliyor. Listeye eklenen, Beyşehir Eşrefoğlu Camii (Konya), Sivrihisar Ulu Camii (Eskişehir), Mahmut Bey Camii (Kastamonu), Ahi Şerafeddin Camii (Ankara) ve Afyonkarahisar Ulu Camii, 13. yüzyıl ve 14. yüzyıl arasında inşa edilmiş olup erken dönem Osmanlı mimarisinin en başarılı örnekleri arasında yer alıyor. Ortaçağ Anadolu mimarisinin yapısal ve estetik anlayışını günümüze taşıyan camiler zanaat bilgisi açısından da oldukça değerli.
Yazgan Tasarım’ın 20 Yılı Sergisi Ankara’da Açıldı
Yazgan Tasarım Mimarlık’ın, kuruluşunun 20. senesinde, mimarlık disiplinine teorik ve pratik yaklaşımlarını, seçili projeleri, görselleri ve maketleriyle aktardığı sergi Ankara CerModern’de açıldı. Yazgan Tasarım Mimarlık’ın mimarlık disiplinine teorik ve pratik yaklaşımlarını, seçili projeleri, görselleri ve maketleriyle aktaran “Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine: Yazgan Tasarım’ın 20 Yılı” başlıklı sergi Ankara’dan sonra Kasım ayında da İstanbul Tophane-i Amire Tek Kubbe Salonu’nda izleyiciyle buluşacak. Geçen 20 yıl içinde Yazgan Tasarım toplam 31 ülkede proje hizmeti veren uluslararası bir mimarlık ofisine dönüştü. Yazgan tarafından tasarlanan toplam 9.000.000 m2 büyüklüğündeki 100 proje inşa edilerek hayata geçti. Yazgan, proje üretimleri için geliştirdiği “Esnek Sistem Tasarımı” yaklaşımıyla gerçekleştirdiği bilgi bazlı, doğayla bütünleşik tasarımları ve mimari araştırmalarını sürdürüyor. Yaratıcılığın parçanın kendisini değil, parçaları bir arada tutan ilişkileri tasarlamak olduğuna inanan Yazgan Tasarım Mimarlık kurucuları Begüm ve Kerem Yazgan akademide uzun yıllar yaptıkları araştırmalarla elde ettikleri teorik altyapıyı mesleki pratikle birleştirerek geliştirdikleri “Esnek Sistem Tasarımı” anlayışını ve bu yaklaşımla biçimlendirdikleri projelerini “Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine: Yazgan Tasarım’ın 20 Yılı” başlıklı sergide bir araya getiriyor. Teori ile pratiği birleştiren bütüncül ve bilgi bazlı mimari üretim anlayışıyla hareket eden Yazgan, projelerinde tasarım eylemlerini, tasarımı etkileyen aktörleri, parçaları ve bunların ilişki biçimini tanımlayarak esnek bir sistem yaratmaya çalışıyor. Yazgan Tasarım üretimlerinin arka planındaki, mimarlığı günümüz bilgi çağıyla ilişkilendirmeye yönelik ileri ve bütünleştirici bir yaklaşım olan ve mimarlığı üretmeye yönelik tüm verilerin sentezlenmesine dayanan "Smart Project" yaklaşımını da sergide tartışmaya açıyor. Alumen, Anıl Zemin, Ardıç Cam, GroheLixil, Heper, Jotun, Kalebodur, Kasso, Nurus, Şişecam ve Vitra firmalarının desteğiyle gerçekleştirilen “Mimarlığın Etkisinden Mimarlığın Bilgisine: Yazgan Tasarım’ın 20 Yılı” sergisi, 2 Kasım’a kadar Ankara CerModern’de, 9 -23 Kasım tarihleri arasında ise İstanbul Tophane-i Amire Tek Kubbe Salonu’nda izleyicilerle buluşuyor. 2003 yılında alanlarında doktora sahibi mimarlar Kerem Yazgan ve Begüm Yazgan tarafından kurulan Yazgan Tasarım, kentsel tasarım, mimari, iç mimari, peyzaj ve grafik tasarım alanlarında proje ve uygulama yapan Ankara merkezli bir ofistir. Deneyimli mimar, iç mimar, peyzaj tasarımcıları, teknik ressamlar, grafik tasarımcılar ve bilişim uzmanlarından oluşan kadrosuyla uygulanmış 100 mimari, iç mimari ve peyzaj projesine imza atan Yazgan Tasarım Mimarlık son 20 yılda 31 ülkede proje hizmeti veren uluslararası bir mimarlık ofisine dönüştü.