EkonomiYurtdışında sınır yok, içeride 250’ye kadar gidecek

Yurtdışında sınır yok, içeride 250’ye kadar gidecek

03.08.2008 - 01:01 | Son Güncellenme:

Abdullah Kiğılı’nın tekstilciliği yarım asra gidiyor... Sektörünün saygın, deneyimli bir ismi. Ama o, “Ben bu işi aslında daha yeni öğreniyorum” diyor.

Yurtdışında sınır yok, içeride 250’ye kadar gidecek

Bu sözleri söylediği yer, yeni yatırımı Kiğılı Lojistik Merkezi’ndeki ofisi. Söylemesinin nedeni de aynı merkez. “Biz bu lojistik meselesinin önemini anlamakta biraz geciktik” diyor, bizi merkezin uzun askı bantlarının arasında gezdirirken..
Lojistik merkezi gerçekten önemli. Yüzlerce mağazayı ‘müşteriyi asla geri çevirmeyecek’ bir mal desteği sağlamak kolay iş değil. Hele de bu malın, ürünün yüzde 80-90’ını kendiniz değil de tedarikçiler üretiyorsa... O zaman iş geniş bir organizasyona dönüşüyor.
Abdullah Kiğılı, işte böyle bir organizasyonun merkezinde oturuyor ve 140 mağazasının nabzını tutuyor. Ekrandan ne sattıklarını, kaç tane sattıklarını, stoklarını, eksiklerini görüyor... Mağaza sayısı artıyor bir yandan. Bu yıl bitmeden 150 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. Bir de daha lükse kaçan Abdullah Kiğılı Mağazaları var. Şu anda üç tane. İki tane daha açacak..
Ama mağazacılıktaki bütün işi yurtiçi mağazacılığı geliştirmek değil. Yurtdışına da açılmış durumda. “Bu konuda sınır yok” diyor. Bayilik sistemiyle açılıyor. (Yurtiçi mağazalar tamamen kendinin.) Şu anda 10 civarında ülkede mağaza tekliflerini değerlendiriyor.

Haberin Devamı

Abdullah Bey, tekstil hazır giyim dışında başka sektörde de işiniz var mı?
Hayır, yalnızca tekstil ve hazır giyim. 43 yıldır bu işteyim. Babadan aldım. 1938’de kurmuş bu işi Malatya’da. 1953 yılında İstanbul’a gelmiş. Burada da kumaş mağazası işletti. Ben 1965 yılında başladım. Buna göre işte 43 yıl oluyor.
Ben 1970’lerde kumaş işini bıraktım. Bu işin yürümeyeceğini gördüm. Hazırgiyime girdim. O zamanlar her şey ısmarlamaydı. Mahalle aralarında kolacılar vardı. Gömleğinizin yakasını kolalatır, üç dört gün idare ederdiniz. Mezura, dikiş, ölçü ile iş yapılırdı.
1965 yılı gibi gömlek işine girdim. Kiğılı markası o zaman çıktı. 1968 - 70 arası pantolon işine girdim. 1971’de takım elbise işi başladı. Böyle gitti işte...
O zaman bir ortağınız var mıydı?
Yoktu... Yoktu da pek bilinmez, Osman Boyner’den teklif almıştım. 1973 yılıydı. Bu teklifle Beymen’in Beyoğlu mağazasına ortak oldum. 1980 yılına kadar da Beymen’in başında kaldım, Beyoğlu Beymen’i 8 yıl idare ettim. Ortaklık payım yüzde 40’tı.
O yıllar modacı Kerim Kerimol’dan çok şey öğrendim. 1980’de Beymen’den ayrıldıktan sonra ilk konfeksiyon fabrikamı kurdum. ‘Makineye geç, düğme dik’ deseniz dikemem ama Yenibosna’da fabrika kurdum.
Almanya’dan uzman getirtip, bir takım elbiseyi 2 saat 27 dakikada dikip bitirmeyi öğrendik.
İhracat yapar mıydınız?
1985’te ihracata başladım. Bütün büyük markalara mal verdim. 10 yılda işi organizasyonu öğrendik. 1994’te de mağazacılık başladı. Bayilikler verdim. Ben Beymen’deyken marka yürüyordu zaten. 1980’de toptancılığa başlamıştım.
Şu anda mağazalar bayilik mi?
1994’te bitirdim bayilik işini. 5 Nisan Kararları’ndan sonra kaldırdım. Dolar 14 liradan 42 liraya çıktı, büyük bataklar olacağını anladım. Bir gecede karar verip bayilikleri bitirdim. 500’ün üzerinde bayim vardı. 45 vilayete ulaşmıştık.
Sonra mağazaları kendiniz açmaya başladınız...
Evet, 1994’ten itibaren kendim başladım. Sonra 2001 krizi geldi. Çalışan sayım 216 kişiye inmişti. Mağaza sayım 15 - 16 kadardı. Durum buydu. Şimdi 140 mağazaya ulaştık, çalışan sayısında da 1500’e çıktık.
Yeni mağaza açacak mısınız?
Açacağız. Bu yıl 10 yeni mağaza açarız. 2008’i 150 ile kapatmak istiyorum.
2007 yılı cironuz ne olmuştu?
Geçen seneyi 160 milyon YTL ile kapattık. Bu sene 200 YTL olur diye planlamıştık ama maalesef ekonomideki sıkıntılar artıyor. Kapatma davası çok tesir etti. Geçen yılki ciroyu yüzde 10 fazlasıyla bitiririz diye düşünüyorum.
Üretim sadece Yenibosna’da mı?
Yenibosna’da üretiyoruz ama fabrika ihtiyacımızın ancak yüzde 15-20’sini karşılar. Takım elbisenin, pantolonun, gömleğin yüzde 75’ini dışarıdan alırız. Bunları da katarsak çalışan sayımız 3 bini bulur. Koleksiyonu biz hazırlarız, tedarikçilere dağıtılır, üretirler. Bu sistem böyle gidecek.
Üretimin tamamını üretmeye dönemeyiz. Üretim, satış, mağazacılık aynı sistemde olmaz. Çok çok büyük markaların da fabrikası yoktur. Nike’ın, Zara’nın, Mango’nun... Hiçbirisi büyük üretici değildir. Mağazacılık yaparlar, ürettirirler. Hugo Boss yılda 3 milyon elbise satar, yüzde 85’ini dışarıya yaptırır.
Büyük üreticilere de üretim yapıyor musunuz?
Yok, biz artık kimseye çalışmıyoruz. Sadece kendimize üretiriz. Bayilik de vermiyoruz. İşin doğrusu böyle bence. Türkiye’de ilkleri yapıyoruz.
Mağazacılıkta 3 önemli şey var, lojistik, insan kaynağı ve bilgi işlem ağı... Sistemi kurmalısınız. 2 bin kilometre uzaktaki mağazayı izleyebilmelisiniz. Bizim böyle bir sistemimiz var. Mağazalar da birbirlerini görürüler. Birbirlerinden mal tedariki bile yaparlar. Kuvvetli lojistik olmadan kuvvetli mağazacılık olmaz.
Lojistik tarafını güçlendirmek için buraya (Gebze OSB’ye) 10 milyon dolar yatırım yaptık. Tedarikçilerimizden mal geliyor, tasnif ediliyor, barkodlanıyor, ambalajlanıyor, satışa hazır mağazalara sevk ediliyor. Askılı bir sistem kurduk. Taşıma araçlarımız da askılı sistemlidir. Buradan 140 mağazaya dağılıyor.
Lojistik yatırımı neden burada?
Burayı seçtik çünkü Anadolu’ya yakın, kolay gidiliyor. Köprüleri filan geçip trafikle uğraşmıyorsunuz. Paketlemeyi de burada yapıyoruz. Arkadaşlarım ziyarete geliyor. Onlar da böyle bir merkez kurmak istiyorlar. Bu sistemi ben Hugo Boss’tan aldım. Onlar da böyledir.
Sayı olarak düşünürsek, her yıl ne kadar takım, ne kadar pantolon üretirsiniz, veya satarsınız? Sizde çamaşır, çorap bile bulunuyor...
Her yıl 3.5 milyon adet erkek giyimi, parça olarak -çorabı, kemeri, çamaşırına kadar, satarız. Bunun 250 bin parçası takım elbisedir mesela. 100 bin cekettir. 600 bin pantolondur. 800 bin gömlek satarız aşağı yukarı. Rakamları yuvarlayarak veriyorum, 200 bin triko satarız, 250 bin kravat, 250 bin tişört... Boxer satarız, 3’lü paketleri 15 YTL, millete don yetiştiremiyoruz.
Mağazalarınızın dağılımı nasıl. Gitmediğiniz il var mı?
35 mağazamız İstanbul’dadır. Ankara’da 15, İzmir’de 7, Bursa’da 5, Adana’da 2, Konya, Denizli, Kayseri’de yine 2’şer mağazamız var. Bulunduğumuz diğer illerde bir mağazamız var. Şu anda 55 ilde, 10 büyük ilçede varız. Susurluk, Söke gibi... Yeni mağazalar açarak ilerleyeceğiz tabii, il sayısı da artacak.
Şampiyon mağazanız hangisidir? En çok ciroyu hangisi yapar?
Kozyatağı Carrefoursa mağazamız bir no’lu mağazadır. Ayda 1 milyon kişiden fazla girişi vardır. Metrekare bazında da burası en iyi verimli mağazadır.
Alışveriş merkezlerinde (AVM) varsınız. Birbirine çok yakın açılıyorlar. Hepsinde var mısınız?
Birçoğunda varız. Mağazalar birbirine yakın açıldı mı, yüzde 25 düşürür ciroyu. AVM’lerdeki sigara yasağı büyük sıkıntı yaptı. Mağazada müsaade edersen 5 bin YTL cezası var.
Şimdi sizin mağazacılıkta iki ayrı konseptiniz oldu. Bir Kiğılı, bir de Abdullah Kiğılı mağazaları var...
Abdullah Kiğılı mağazaları müşteri talebinden doğdu. Müşteri biraz daha kaliteli, az üretim yapılan, özel, özellikli ürün de istiyor. Bunun üzerine ikinci mağaza markası başladı. Abdullah Kiğılı’da 3 mağazamız var. Birisi İstinye Park’ta, Ankara’da AnkaMall’da, İzmir’de de Forum Bornova’da.  Çok ciddi talep oldu. Çok nadir üretimler koyuyoruz. Ölçü alıp 20 günde teslimat yapabiliyoruz. Bir takımdan en fazla 15 adet, bir desenden 15 elbise gibi, sınırlı sayıda üretim oluyor. Sistemi doğru oturtuyoruz ama çok mağaza açmayacağız.
A plus markaların tümü var piyasada. Fazla açmaya gerek yok, 5 tane olacak. Ama Kiğılı’da 250 mağazaya çıkacağız.
Yurtdışında açıyor musunuz?
Gürcistan Batum’da var. Tiflis’te açacağız. Azerbaycan’da 2 mağaza var, 3 olacak. Yurtdışı mağazalarda bayilik sistemi gidiyor. Kahire’ye açıyoruz. Almanya’da açacağız. Rusya’yı düşünüyoruz, Ukrayna olacak. Kazakistan için görüşmelerimiz var. İnanılmaz talep var Türki Cumhuriyetler’den.
Ürdün, Suriye, Mısır’dan talep var. Erbil ve Süleymaniye’den geldi, görüşüyoruz.
Son beş yıldır, bu bölgelerden gelen turistlere satışımız var ciddi oranda. O kaynaktan talep geliyor. Bu ülkelerde marka olarak biliniyoruz.
Yurtdışında nereye kadar gitme niyetiniz var?
Her yerde olabiliriz, sınır yok. Gürcistan mağazamız üç günde bir gelip mal alıyor. Türkiye’nin önü açık, geleceği parlak. Ben sektörde mutluyum, umutluyum.
Bakan Şimşek’in tekstilin geleceği ile ilgili açıklamaları tepki çekmişti.
Bakan sanırım bu sektörü iyi incelememiş. Türkiye’ye büyük istihdam sağlıyor. Büyük iş imkânları var. Ben mesela bu birikimi 40 yaşında yakalasaydım çok daha iyi olurdu. Osman Boyner beni çağırdığında, unutmuyorum, 28 yaşındaydım. Altınyıldız fabrikasına gittim. Telefon şakası sanmıştım. ‘Evladım, gel görüşelim’ dedi. Gittim, ortaklık teklif etti.
Ben Beyoğlu mağazasını açmıştım. Anket yaptırmış, kim bu işten anlar diye.  Bana ‘Anketten sen çıktın’ dedi. Beyoğlu bayiliğini verdi. Bir yıl sonra tekrar çağırdı, ortak olduk. Orası bir okuldu. Kumaşın mutfağını öğrendim. Kerim Kerimol’dan sistemi öğrendik.
Kumaşı nereden alıyorsunuz?
Her yerden alıyorum. Güney Amerika’dan bile alıyorum. Yeni bir slogan yarattım; ‘İşini büyüt, dünyayı küçült.’ İşin büyüdükçe pazarlık kabiliyetin, kendine güvenin artıyor. Dünya küçülüyor. Kahırlı günlerim de oldu. ‘Made in Turkey’ kartını görünce hırsız gibi baktıklarını hatırlarım. Şimdi bana mal satmaya geliyorlar.
Siz aynı zamanda iş çevrelerinde neşe kaynağı olarak bilinirsiniz...
Çok pozitif bir insanım. İnsan severim. Vicdanının sesini çok dinlersen büyük işadamı olmazsın. Ama ben dinlerim. Dinleyince de bu kadar oluyor! Pozitif ve keyifliyim. Mütevazı olmak kadar güzeli yok.
Toplu satım yapıyor musunuz?
Oluyor, bu konuda bir bölümümüz var. 3 yıl önce kurduk.  Büyük müesseseler çalışanlarına giyim yardımında bulunuyor. Bankalar, ilaç şirketleri... Bazı firmalar çalışanlarına aynı tip giydirmek istiyor. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, 55 vilayette mağazamız var, ölçü alabiliyor, istenilen ölçüde üretim yapabiliyoruz.

Haberin Devamı

6 torunu da Fenerli 
Kiğılı bir aile şirketi. Ortaklık yapısı nasıl?
Evet, aile şirketimizdir. Ortaklar aile üyeleridir.
Çocuklarınız işin içinde mi, kaç çocuğunuz var?
Üç çocuğum var. Üçü de kızdır. Altı torun sahibiyim. Kızlarım çalışmıyor, bıraktılar. Bir damadım bizde çalışıyor. Torunlardan yetişenler var, üçüncü kuşak geliyor. Altı torunumun 5’i erkek. En büyük torunum kızdır.
Başka bir sektöre girme gibi bir fikriniz var mı?
Hiç başka bir sektör düşünmüyorum. Konut, otomotiv, turizm, maden... Çok teklif geldi. Ama hiç ilgilenmedim. Ben kumaşı bilirim. Gözümü kapatıp kumaşın ne olduğunu söyleyebilirim parmak uçlarım sayesinde, Allah vergisi... İşimi iyi bilirim. Başka işlerle ne yapayım?
Siz futbolla da çok ilgilisiniz.
Ben Fenerbahçeliyim. Torunlarımın da hepsi Fenerbahçeli. Hayatım, sosyal yaşamım doludur. Görev almadığım alan kalmadı. Okulumuzun (İstanbul Erkek Lisesi) takımında yöneticilik yaptım. Uzanların olayından sonra bir ara satın alma fikrimiz de oldu ama gerçekleşmedi. 30 yıldır Fenerbahçe’nin kongre üyesiyim. Yönetim kurulunda görev aldım. Asbaşkanlık, basın sözcülüğü yaptım.  1990’da Fenerbahçe’yi temsilen Futbol Federasyonu’nda çalıştım. 1997’ye kadar sürdü bu görevim.
10 yıl Türk güreşine hizmet ettim. Kayak Federasyonu’nda çalıştım. 5 yıl ANAP’ta siyaset yaptım. 1984- 1989 arasında siyasetle uğraştım. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin kurucularındanım. İTO, İSO gibi örgütlerde üyeliğim, meclis üyeliklerim oldu. Sektörde Birleşmiş Markalar Derneği’nin kurucularındanım. Vakıf, hastane, polis derneği, askeri vakıflarda çalışıyorum.

Haberin Devamı

Abdullah Kiğılı kimdir?
Abdullah Kiğılı (1943- Bingöl), Kiğılı zincirinin sahibi. 1952 yılında ailesiyle İstanbul’a geldi. Orta ve lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. 1959’da Sultanhamam’da babasına ait kumaş mağazasında iş hayatına başladı. 1965 yılında Kiğılı markası ile gömlek ve pantolon üretimine girdi. 1969’da ilk mağazasını açtı.
1973 yılında Beymen Beyoğlu mağazasına ortak oldu. 1980 yılında Kiğılı konfeksiyon fabrikasını kurdu, Almanya ve Hollanda’ya erkek takım elbise üretimi yaptı. Daha sonra iç pazara dönük marka ve mağaza çalışması başladı. 500 bayiye ulaştı, daha sonra bayilikleri kaldırıp kendi mağazalarını açmaya başladı. Halen 140 mağazası var. İstanbulspor ve Fenerbahçe kulüplerinde ve Güreş Federasyonu, Kayak Federasyonu ve Futbol Federasyonu’nda yöneticilik yaptı.

Haberin Devamı

Yurtdışında sınır yok, içeride 250’ye kadar gidecek

Rakamlarla Kiğılı
-  140 Kiğılı mağazası var
-  3 Abdullah Kiğılı mağazası açıldı
-  Çalışan sayısı 1500
-  2007 cirosu 160 milyon YTL
-  2008 hedefi 175 milyon YTL
-  Gebze OSB’ye 10 milyon dolarlık lojistik yatırım yaptı
-  Her yıl 3.5 milyon parça erkek giyimi üretiyor
-  55 ilde mağazaları var
-  Yurtdışında 3 bayisi bulunuyor

Haberin Devamı

Kiğılı’nın gündemi
-  Bu yıl 10 Kiğılı mağazası açacak
-  Lojistiğe yatırımlarını artıracak
-  2 Abdullah Kiğılı mağazası daha açacak
-  Yurtdışına bayilik sistemi ile yayılacak
-  Gürcistan, Azerbaycan, Kahire, Almanya mağazaları geliyor
-  Sırada Ukrayna, Kazakistan, Ürdün, Suriye, Erbil ve Süleymaniye var

Yurtdışında sınır yok, içeride 250’ye kadar gidecek

Kiğılı’nın yeni lojistik merkezi Gebze Şekerpınar’da bulunuyor.
KEŞFETYENİ
Derin Talu'nun yataktaki bornozlu pozları Instagram'ı salladı
Derin Talu'nun yataktaki bornozlu pozları Instagram'ı salladı

Cadde | 19.04.2025 - 14:40

Derin Talu'nun Instagram'daki bornozlu fotoğraflarına kısa sürede yorum yağdı.

Yazarlar