29.06.2021 - 08:40 | Son Güncellenme:
Mithat Yurdakul
MİLLİYET ENERJİ
Kripto para madenciliğindeki yoğun enerji harcaması, yenilenebilir enerji kullanımının artışını zorunlu hale getiriyor. Hem küresel iklim hedefleri, hem de maliyetleri düşürmek için, kripto para madenciliğinde yenilenebilir enerji oranının yüzde 100'e taşınması hedeflenirken, dağıtık enerji üretimi de alternatif olarak ortaya çıkıyor. Yenilenebilir enerji-kripto para ilişkisinin bir diğer ayağını da, enerji piyasasında şeffaflaşma için blokzincir teknolojisinin yenilenebilir enerjide kullanımı oluşturuyor.
Başta Bitcoin olmak üzere, kripto para üretimi, yoğun işlem ihtiyacı nedeniyle milyonlarca cihazın aynı anda çalışmasını zorunlu kılıyor. Tek bir Bitcoin işleminin tamamlanması 1.544 kWh enerjiye veya ortalama bir ABD hanesi için yaklaşık 53 günlük güce denk geliyor. Bilgisayarların her saniye yaptığı milyarlarca işlem, sürekli bir enerji akışına ihtiyaç duyarken, bu da hem iklim hedeflerine ulaşmada, hem de maliyetin düşürülmesinde yenilenebilir enerji kaynaklarını öne çıkarıyor. Ancak, yenilenebilir enerjinin kripto para madenciliğinde kullanılması, işlemlerin kesintiye uğrama şansı bulunmayan kripto para madenciliğinde stabilizasyon ve sürekliliği gerektiriyor.
Bu nedenle, kömür gibi fosil yakıtlar da madencilik faaliyetlerinde enerji ihtiyacı için halen tercih ediliyor. Buna karşın, yenilenebilir enerjinin kripto para madenciliğinde kullanımının artması için uluslararası toplam harekete geçmiş durumda. Bu kapsamda oluşturulan Bitcoin Madenciliği Konseyi, kripto para üretiminde doğaya verilen zararı azaltmak için yenilenebilir enerji kullanımını teşvik ediyor. Sadece bitcoin için harcanan enerji, bazı ülkelerin ulusal tüketimlerini geride bırakırken, yenilenebilir de enerji ihtiyacına paralel yükseliş gösteriyor. Yapılan çalışmalarla, kripto para madencilerinin yenilenebilir enerji kullanımı artarak yüzde 70'lerin üzerini gördü. Ancak uluslararası toplum, kripto para üretimindeki yenilenebilir enerji kullanımı oranı, 10 yıl içinde yüzde 100'e çıkarmayı hedef olarak koyuyor.
Dağıtık üretim alternatifi
Bu noktada, tüketim noktasında enerji üretimini önceleyen dağıtık üretim modeli öne çıkıyor. Çin'in güneybatısındaki hidroelektrik santralleri, bu stratejinin en önemli örneklerinden. Sichuan bölgesindeki yoğun bitcoin madenciliğinde kaynak doğrudan bu santrallerden karşılanıyor. Dağıtık sistemler, enerji kalitesinin artması, iletim ve dağıtım maliyetinin düşürülmesi, enerji kayıplarının azaltılması, yakıtta ithalat masraflarının hafifletilmesi için de büyük önem taşıyor. Farklı yenilenebilir kaynaklara dayalı dağıtık üretimle, elektrik sistemi üzerindeki yükün hafifletilmesi, kripto teknolojinin hızla büyüyeceği önümüzdeki yıllarda, üretimin ve kentlerin beslenebilmesi için kritik önemde.
Yenilenebilirde blokzincir teknolojisi
Yenilenebilir enerji-kripto para ilişkisinin bir diğer ayağını da blockchain teknolojisinin yenilenebilir enerjide kullanımı oluşturuyor. Blockchain teknolojisi yenilenebilir enerjide tüketici ve üreticileri doğrudan birbirine bağlama fırsatı sunuyor. Bu entegrasyonla çatısındaki güneş paneli, bahçesindeki rüzgar santrali ile kendi enerjilerini üretecek bireylerin, enerjilerini doğrudan satabileceği bir sistem kurulabileceği öngörülüyor.
Bu şekilde enerji alım satımında aracı kurumların devre dışı bırakılabileceği, enerji piyasasının düşük maliyetli, şeffaf bir yapıya kavuşabileceği belirtiliyor. Bu kapsamda ABD, yenilenebilir enerji üretimini doğrulamak için blokzincir tabanlı bir uygulamayı denerken; İngiltere de blockzincir platformuyla çevre dostu enerji alışverişi üzerinde çalışıyor.