22.08.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan / İSTANBUL - Kaynakların giderek daraldığı dünyada gıda güvenliğini sağlamak tüm ülkelerin öncelikli hareket alanını belirliyor. Özellikle Kovid-19 pandemisi dönemi, tarımda, su kullanımında ve gıda ürünlerinin üretimi ve erişilebilirliğinin yeterliliği konusunda dünya için adeta bir ders görevi gördü. Kapanan sınırlar, tarımda kendi yeterliliğini sağlayabilmiş ülkelere büyük avantajlar sağlarken; bazı ülkeler ise gıda bağımlılığı tehlikesini çok yakından yaşadı. İklim krizinin son beş yıldır küresel gıda üretiminde farklı farklı sonuçlarını yaşayan ülkeler, artık dünya için kaynak üretiminin yanı sıra kullanımı ve ürünlerin sürdürülebilir şekilde varlığını sağlamasının önemini çok yakından görüyor. Örneğin son iki yıldır yüksek sıcaklıkların kavurduğu İspanya’da zeytinyağı üretimi 1 milyon tonun üzerinden 350 bin ton seviyesine kadar düşmüştü. Yani iklim etkileri düşünülenin aksine çok daha büyük sonuçlara gebe...
İsraf ediliyor
Türkiye’de yılda 60 milyar metreküpe yakın su kullanılıyor. Bunun 46 milyar metreküpü tarımda, 14 milyar metreküpü sanayi işlemlerinde ve evlerde kullanılıyor. Tarımda kullanılan 46 milyar metreküp suyun yaklaşık yüzde 60’ı yanlış sulama yöntemleri nedeniyle boşa akıyor, israf ediliyor. Temmuz ayı içinde Türkiye’de küresel iklim değişikliğinin su kaynaklarını tehdit ettiği ortamda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde Ulusal Su Kurulu gerçekleştirildi.
Burada Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su kaynaklarının son durumu ve sürdürülebilirlik stratejileri kapsamında atılacak adımları anlattı. Bakan Yumaklı, Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün 2023 yılı değerlendirmelerine göre ülkenin en fazla su kıtlığı riski taşıyan 25 ülke arasında sayıldığını bildirdi. Yumaklı, su kaynaklarını ulusal bilinçle korumak ve yönetmek üzere başlattıkları “Su Verimliliği Seferberliği”ni emin adımlarla sürdürdüklerini ifade etti. Yumaklı, “Bitkisel üretim odağında planlı üretim uygulamalarını eylül ayından itibaren yürürlüğe koymuş olacağız. Bakanlık olarak, tarımda israfı ve kayıpları önleyerek tarımsal verimliliği artıracak sulama otomasyonu yatırımlarını ülke geneline yaymak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Altyapısı uygun bölgelerde, yapay zekâ destekli sulama otomasyonu çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı hazırladıklarını aktaran Yumaklı, 2030 ve 2050 yıllarına yönelik sektörel ve bireysel su verimliliği hedeflerini belirlediklerini söyledi. Yumaklı, temel verimlilik uygulamalarına yönelik eylem planlarını oluşturduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu kapsamda kişi başı 150 litre olan ortalama günlük su tüketimimizi 2030’a kadar 120 litreye, 2050’ye kadar ise 100 litrenin altına düşürmeyi hedefliyoruz. İçme suyu sistemlerinde ortalama yüzde 32 olan su kaybını, 2030’da yüzde 25’e ve 2050’de ise yüzde 10’a düşürmeyi amaçlıyoruz. Mevcutta yüzde 50 civarında olan tarımsal sulama randımanının, 2030’da yüzde 60, 2050’de yüzde 65’e yükseltilmesini hedefliyoruz. Endüstriyel üretimde 2030’a kadar yüzde 30, 2050’ye kadar ise yüzde 50 su kazanımı hedefliyoruz.”
Dikkat edilmesi gerekenler
Tarımsal su verimliliği için dikkat edilmesi gerekenleri uzmanlar şöyle aktarıyor:
- Tarımsal sulamada randımanın ilk etapta yüzde 60 seviyesine çıkarılması ile Konya ilinin yaklaşık yarısı kadar ilave alanın daha sulanabilmesi hedefi var.
- Tarım sektöründe sulama sistemlerinin modernize edilmesi, suyun etkin ve verimli kullanımına yönelik teknolojilerin benimsenmesi gerekiyor.
- Su kalitesinin arttırılmasıyla sudan alınan faydanın yükseltilmesi amaçlanmalı.
- Yüzey suyu kullanım miktarının toprak ve ürün tipi ile sulama yönteminin gerektirdiği miktar ile sınırlandırılması lazım.
- Yeraltı suyu çekimlerinin sınırlandırılması, kontrollü ve planlı üretim modeline göre yapılması sağlanmalı.
Stratejik plan belirlendi
Türkiye’nin tarım politikasında yeni strateji programları sürdürülebilirlik üzerine kuruluyor. Buna göre 2024-2028 dönemi Tarım ve Orman Bakanlığı Stratejik Planı’nda yer alan hedefler şöyle:
1-) Yeterli, erişilebilir ve sürdürülebilir tarımsal ürün arzını sağlamak
2-) Üretimden tüketime kadar gıda ve yem güvenilirliğini sağlamak
3-) Kırsal alanlarda yaşam kalitesini, refah seviyesini ve ekonomik çeşitliliği geliştirmek
4-) Planlı, dirençli ve gelişime açık bir tarım sektörü oluşturmak
5-) Toprak ve su kaynakları ile biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilir yönetimini sağlamak
6-) İklim değişikliğine uyum kapasitesini ve dirençliliği artırmak
7-) Kurumsal kapasiteyi geliştirmek
Bakanlığın; dünyada tarımsal üretimi etkileyen koşulların hızla değişmesi stratejik öncelikleri belirlediği ifade edilen açıklamasında, “Vizyonumuz; iklim değişikliği, nüfus artışı, göç hareketleri, jeopolitik riskler, doğal afetler, salgın hastalıklar, güvenilir gıda, toprak ve su kaynaklarının azalması ve kirlenmesi, küresel gıda arz güvenliği, gıda milliyetçiliği, gıda ticaretindeki korumacı eğilimler ve tarımsal girdi fiyatlarındaki istikrarsızlık gibi etkenler dikkate alınarak belirlenmiştir” denildi.
Hangi çözümler öne çıkıyor?
Gıdada küresel tüm araştırmalar ve veriler, sürdürülebilirlik hareketi çevresinde öncelikli bazı çözümlere işaret ediyor. Bunlara arasında öne çıkanlar şöyle:
- Sera gazı salımını azaltmak için karbon emisyonunu düşürmek önemli. Özellikle gıda tedarik zinciri, lojistik hizmetler gibi başlıca yapıların buna göre uyarlanması çalışmaları var.
- Et üretimindeki karbon salımını azaltmak için bitki temelli yeni protein kaynaklarının üretimi ve kullanımının sağlanması öne çıkarılıyor.
- Bitkisel üretimde su başta olmak üzere kaynakların sürdürülebilir yönetimi için planlı üretim modelleri ele alınıyor.
- Yine bitkisel üretimde suya, sıcaklığa, soğuğa yani iklim değişikliğini temel alan tüm dönüşümlere karşı dayanıklı tohumların geliştirilmesi sağlanıyor.
- Verimli alanın artırılması da planlı üretimin temelini oluşturuyor. Daha az toprak alanından yani birim alandan alınan verimin artırılarak küçük alanlardan daha fazla fayda edinimi amaçlanıyor.
- İsrafın önlenmesi çalışmaları tüm dünyada uygulanıyor. Bunlar içinde; planlı alışveriş, bilinçli tüketim, son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi farkı, alışveriş yönetimi, erzak yönetimi, saklama yöntemleri, gıda etiket okuryazarlığı gibi pek çok konuda sistemler var.