29.12.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
“Son dönemde ortaya konulan makroekonomik politika çerçevesiyle ekonomideki kırılganlıkların azaltılmasının yanında makroekonomik ve finansal istikrarın sağlanması konusunda da kazanımlar elde edildiğini gözlemliyoruz.”
Dengelenme belirgin
2023’ün tüm dünyayı etkileyen jeopolitik ve finansal riskler nedeniyle uluslararası doğrudan yatırım (UDY) akışlarının da gerilediği bir yıl olduğunu belirten Aksoy şöyle devam etti:
“İlk altı ayda küresel düzeyde yüzde 36’lık bir düşüş gözlemledik. Türkiye de bu olumsuzluklardan etkilendi. 2023’ün ilk 10 ayı itibariyle 7,8 milyar dolar UDY ile 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 31’lik bir düşüş yaşadık. Ekonomideki dengelenme sürecinin giderek belirginleşmesiyle 2024 yılında doğrudan yatırımlarda artış yaşanmasını bekliyoruz. Özelikle dijital ve yeşil dönüşüm alanlarında Türkiye’nin yatırım çekmesi, ekonomimizin rekabetçiliğini artırarak ülkemizin refah seviyesindeki artışa önemli de katkı sağlayacaktır.”
Küresel yavaşlama
Gelişmiş ülkelerde devam eden para politikasındaki sıkı duruşun etkisiyle ülkelerin büyüme rakamlarının orta vadeli ortalamalarının çok altında kaldığı bir dönemden geçildiğini anlatan Aksoy sözlerini şöyle tamamladı:
“Salgın sonrası dönemde uygulanan kamu destek programlarının etkisiyle artan bütçe açıkları ve yüksek faiz oranları kamunun bütçe finansmanını da oldukça zorlaştırmakta. Bu açıdan 2024 yılının küresel büyüme açısından zayıf bir yıl olmasını bekliyoruz. Küresel ticaret açısından da 2023 yılı kötü bir yıl oldu ancak 2024 yılında bir toparlanma yaşanacağı öngörülüyor. Türkiye’nin 2024 yılında enflasyonla mücadele ederken bir yumuşak iniş yaşamasını ve büyümenin yavaşlamasını bekliyoruz. Türkiye’nin ticaret pazarlarını çeşitlendirmesinin önemi daha da artıyor.”