05.08.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYLİN RANA AYDİN - Son dönemdeki fiyat artışları sebebiyle tüketiciler ucuz ürün arayışına girerken sahte ürünlerde artış yaşanıyor. Tekstil ürünlerinin yanı sıra ayakkabı, kozmetik, deterjan, gözlük gibi ürünlerin taklitlerinde artış yaşanırken, taklit ürünlerin ekonomiye de zarar verdiği belirtiliyor.
Örneğin, 50 bin liralık Prada çantalar 2 bin liraya, 100 bin liralık Yves Saint Laurent çantalar 3 bin liraya, 80 bin liralık Louis Vuitton çantalar 2 bin liraya satılırken, 30 bin liralık Alexander McQueen ayakkabılar ise 500 liradan tüketicilere sunuluyor. Yanı sıra ünlü markaların parfümlerinde de sıkça sahte ürünlere rastlanıyor. Örneğin Lancome’un ikonik parfümlerinden biri olan 3 bin liralık La Vie Est Belle’nin sahtesi 200-300 liraya bulunuyor.
Dünyaca ünlü markaların yanı sıra yerli markaların da taklit ürünleri ‘orijinal’ etiketiyle satılırken, uzmanlar tüketicileri dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Bunların yanı sıra ikinci el satış mağazalarında da orijinal etiketiyle satılan taklit ürünler nedeniyle iade yapamayan tüketiciler de mağdur oluyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi’nin (EUIPO) 2021’de yayınladığı rapora göre de 2017, 2018 ve 2019 yıllarında sahte ürün pazarını domine eden ülke olarak Çin ilk sırada yer alırken, ikinci sırada Hong Kong ve üçüncü sırada ise Türkiye yer alıyor.
Fiyat farkına dikkat
IdeaSoft CEO’su Seyhun Özkara, artan fiyatlar sebebiyle tüketicilerin uygun maliyetli ürünlere yöneldiğini ifade etti. Bu durumda kıyaslama yaparken ürünlerin fiyatlarındaki uçuk farklılıklara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Özkara, “Ürünün üzerindeki seri numaraları bazı markalar tarafından sorgulanabilir oluyor. Bu konulara dikkat etmek gerekir. Ancak ben pazar yerleri de dahil olmak üzere kendi e-ticaret sitelerinde satış yapan birçok firmanın satmış olduğu ürünlerin gerçek ve orijinal olduğunu düşünüyorum. Fakat tıpkı fiziki mağazacılıkta olduğu gibi bu tip ürünleri satan tüccarlar da ne yazık ki sektörde var” ifadelerini kullandı.
Tüketicilere önerilerde bulunan Özkara, “Satın aldıkları sitenin daha önceki müşteri yorumlarına bakabilirler. Eğer çok güven problemi yaşıyorlarsa kapıda ödemeyi tercih edebilirler. Bunun dışında mağaza ile iletişime geçip ürünle ilgili bilgi almayı tercih edebilirler. Fiyat farklılıklarının çok uçuk olduğu ya da farklı iki site arasındaki fiyat çok fazla ise bunu bir daha sorgulamaları kendileri için daha mantıklı olur” dedi.
Sahte ürünlerin hem fiziki hem de sanal mağazalarda satılma ihtimali olduğunu söyleyen Özkara, şöyle konuştu: “Sahte ürün satışı fiziki ya da sanal mağaza diye adlandırılıp ayrıştırılmamalı. Çünkü bir fiziki mağazaya girdiğinizde de ürünün aynı barkodunu, ürünün aynı etiketini veya şeklini üretebiliyorlar. Doğal olarak burada eğer muadili sahte olabilme ihtimali olan ürünler için konuşuluyorsa, burada tanıdığı, bildiği ve güvendiği yerleri tercih etmek şu anda tüketici için en mantıklısı gibi duruyor. Bunun genel olarak çözümünün yapılabilmesi için bir ürün sayfasında sorgulanabilecek barkod ve benzeri diğer bütün verilerin içermesi durumunda belki tüketici adına Ticaret Bakanlığı gibi bir kontrol mekanizması devlet tarafından sağlanabilir.”
Hem fiziki hem sanal
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ise sahte ürün konusunda şikayetlerin sürdüğünü ancak eskisi kadar olmadığını belirterek, “Bu konuda vatandaş biraz daha bilinçlendi, eskisi kadar yoğun olmasa da yine de fiyatına aldanıp alanlar oluyor. 10 liralık bir ürün 2 liraya satılamaz. Özellikle online alışveriş yapmayı tercih ediyorsanız Ticaret Bakanlığı’na kayıtlı olan firmalardan alışveriş yapmalılar” dedi.
ALERJİK REAKSİYONA SEBEP OLABİLİYOR
Özellikle yabancı marka ürünlerdeki fiyat artışlarıyla birlikte sahte ürünlerin artışına da neden oluyor. Tekstilden ayakkabı, çanta ve kozmetiğe kadar pek çok alanda sahte ürün üretimi söz konusu. Uzmanlar sahte ürünlerde pek çok risk olduğunu belirtirken, Sağlık ve Ticaret bakanlıklarının takibini yaptığı ürünlerin tercih edilmesini öneriyor. Özellikle sahte kozmetik ürünü kullanımında ciltte kızarıklık ve alerjik reaksiyonlar meydana gelirken, kanserojen etkisi olduğu da ifade ediliyor.
TURİSTİK MEKÂNDA SAHTE ÜRÜN FURYASI
Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, birçok alanda sahte ürün satışı yapıldığına değindi. Bu tür sahte ürünlerin satışlarının online’da yoğun yapıldığını ancak turistik yörelerde bile satıldığını söyleyen Ağaoğlu, “Sahte ürünler özellikle düşük fiyatları sebebiyle turistlerin de ilgisini çekiyor. Bu ürünlerin sahte olup olmadığının tespit edilmesi bir tüketici açısından da müşkül ve masraflı” dedi. Tüketicilerin özellikle kozmetik, deterjan, tekstil gibi ürünleri güvenilir satıcılardan alması gerektiğinin altını çizen Ağaoğlu, şöyle konuştu: “İşportada satılan ünlü bir markanın ürününün sahte olma ihtimali yüksek. Olumsuzlukla karşılaşan tüketiciler Alo 175 hattına şikayette bulunmalı ya da Reklam Kurulu’na da yazılı bir şekilde şikayetlerini iletebilir. Satın aldıkları ürünlerin fiş ve faturalarını saklamalarında fayda var.”
UCUNDA 3 YILA KADAR HAPİS VAR
Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında Türkiye’de tescili olan ürünlerin, marka sahibinin izni olmaksızın kullanılmasının hapis cezası ile adli para cezası bulunuyor. Marka taklidi marka hakkına tecavüz sayılan eylem olarak nitelendirilirken, markayı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, satmak, dağıtmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak gibi durumlarda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile 20 bin güne kadar da adli para cezası bulunuyor.