26.02.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
DEVLET Bakanı Güneş Taner, bir seçim olsa bile enflasyonla mücadele programının uygulanacağını söylerken; ilk kez Vergi Reform Yasa Tasarısı'na destek verdi. Taner, bankaların nalıncı keseri gibi kendine yontmaya çalıştığını söyledi.
Malezya ile yatırımların karşılıklı olarak teşviki ve korunması anlaşmasının imza töreninden sonra soruları yanıtlayan Taner, iktidar ortaklarının haftasonu yapacağı ekonomi zirvesi ve erken bir seçim olasılığına ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye bir taraftan aynen dünya gibi değişirken bir taraftan da eski alışkanlıklarını bırakmıyor. Seçim yeni bir olgu değil, bu sene yapılmazsa gelecek sene yapılacak, gelecek sene olmazsa ondan sonraki sene olacak. Seçim dünyanın sonu değil. Bu meclisten seçim kararı çıkarsa Türkiye erken seçime gidecek. Ne zaman çıkarsa o zaman gider. Biz sanki hiçbir şey değişmeyecek gibi oturur planlarız. Şartlar değişirse olur gider, gelenler devam eder. Seçim olacak diye panik oluyor, borsa düşüyor. Seçim kararı alınmış mı? Yok. Her siyasetçi seçim ister. Sayın başbakan bir çözüm olarak kabul etmiştir. Uygulanır mı, Meclis'e gider karar verilir."
Seçimin enflasyon beklentilerini yükselttiğinin hatırlatılması üzerine Taner, "Eski dönemlerde seçim süreleri uzundu. Hükümetler oy alabilmek için popülist politikalar uygulardı. Dünya değiştiği gibi Türkiye'de değişti. Seçimler kısa sürede yapılıyor. Halk da popülist politikaalar prim vermiyor. Seçim olsa bile 1998 programından taviz verilmeyecek" dedi.
Bankacıların peşin vergi itirazları konusunda ise, "Ben eski bankacıyım. Bankacıları iyi tanırım. Bankacılar biraz nalıncı keseri gibi kendilerine yontarlar" diyen Taner, tasarının peşin verginin 3'er aylık dönemler sonunda ödenmesini öngördüğüne dikkat çekti. Enflasyonun yüzde 100 olduğu bir ülkede bir yıl sonra ödenen verginin yüksek enflasyon karşısında eridiğini hatırlatan Taner, ücretlilerin vergiyi peşin ödediğini de dikkat çekerken, "Sen peşin öderken onların farklı bir sistem içinde olmalarını adil buluyor musunuz? Vergi adaletini, herkesin kazancı oranında vergi vermesini bekliyorsak bu itirazları haklı bulamayız. Artık bedavacılıktan kurtulmak zorundayız. Herkes kendi yediği yemeğin parasını ödemeli, başkasına yıkmamalı" diye konuştu.
Taner, IMF'yle görüşmelerin mart ayına bırakılmasının tamamen bir matematik hesaptan kaynaklandığını da belirterek, "Vergi Reformu ve özellikle Sosyal Güvenlik Reformu'nun çıkması şart. Bu IMF'nin koyduğu şart değil. Sosyal güvenlik açığı bütçe açığının üçtebiri ise, Türkiye'yi batıracak en önemli problem. Bu problemi çözmeden hiçbir programı uygulayamazsınız. Bir gemiyi düşünün. Su alıyor. O deliği kapatmazsanız gemiyi batırırsınız. Bizim yapmak istediğimiz de bu: O deliği kapatmak" dedi.
Başbakan Mesut Yılmaz vergi tasarısı konusunda 'borçlanmaya muhtaç olduğumuz, mali sistemi büyüteceğimiz bir dönemde kendi kendimize zarar verecek adımlar atmaktan çekinmeliyiz. Atmakta olduğumuz adımlar doğrudur. Bu enflasyon ortamında zamanlama ve yürürlük hükümlerini tartışabiliriz. Ama nihai hedeften vazgeçemeyiz' dedi. Yılmaz şöyle konuştu:
'Bugün insanlar var ki Türkiye'de, 500 milyar lira faiz geliri elde ediyorlar. Ne veriyorlar stopaj olarak yüzde 5. Ondan sonra beyan yapmıyorlar. Borçlanmaya ihtiyacımız var diye buna ilanihai müsade edebilir miyiz? Gelişmiş ülkelerde ABD'de olduğu gibi herkes gelirini beyan edecek. Ama bunu yaparken bugünkü şartları gözden uzak tutamayız. Bir takım esneklikleri getirmek zorundayız.'